1999 yılında yaşanan korkunç depremin ardından binaların sağlamlığı için yerel yönetimler tarafından büyük denetimler yapılmıştı. Aradan geçen zaman içerisinde bu denetimler gevşemiş, hatta son zamanlarda neredeyse yapılmaz olmuştu.

Ancak son olarak İstanbul Kartal’da çöken bina yeniden aklımızın başına gelmesine neden oldu. 18 vatandaşımızın hayatını kaybettiği ve 14 vatandaşımızın da yaralandığı bu müessif olay, bina güvenliği ve denetimini yeniden gündeme getirdi.

Aslında çöken bina ile birlikte b hatalı bir zihniyette çöktü. Yeterli denetim yapılmayan bölgede yapılan binanın son üç katının kaçak ve zemindeki işyerinin ruhsatı olmadığı da ortaya çıkmış oldu.

18 vatandaşımızı ölüme sürükleyen bu hataya kimler sebep oldu. Bu kaçak katlara izin veren veya ruhsat veren zihniyette en az inşaatı yapan kadar sorumludur. Beş kat için dökülen beton ve serilen demir, üç kat fazlayı taşıyamadı ve yerle bir oldu.

Aslında yerle bir olan insanlıktı. Buna izin verenlerdi. İnşaatı kontrol etmeyenlerdi. Zaman içerisinde bunlara nasıl bir işlem yapılacağını hep birlikte göreceğiz. Bana sorarsanız, geçmişte yaşanan olaylarda olduğu gbi buda gündem içerisinde kayıp olacak, yapanın yanına yaptığı kar kalacak.

Özellikle İstanbul da son günlerde artan bina çökmeleri ile ilgili olarak acele bir denetim yapılmalıdır. Az para harcayarak çok para kazanmak için insanların canını hiçe sayan inşaat yapanlara da özellikle dikkat edilmelidir.

İnşaat sektörünün  büyük atılım yaptığı Konya’mızda da böyle bir insanlık dramına tanık olmamak için gerekli denetimlerin yapılması gerekmektedir.Bu işi bilenlerin ve ehliyetli ve liyakatlı kişilerin inşaat yapmalarına destek olunmalıdır.