Yolcu Aziz Kaya

Yolcu Aziz Kaya

İRÂDE Mayası

İRÂDE Mayası

Her insan mayalanır, üstelik insanlar evvelâ kendi kendini mayalar.

Kimi insanlar eksiye mayalanır, kimi insanlar da artıya mayalanır.

Kimi insanlar nâra mayalanır, kimi insanlar da nûra mayalanır.

Kimi insanlar harama mayalanır, kimi insanlar da helâle mayalanır.

Kimi insanlar sanala mayalanır, kimi insanlar da hakîkate mayalanır.

Kimi insanlar huzûra mayalanır, kimi insanlar da huzursuzluğa mayalanır.

Kimi insanlar olmaya mayalanır, kimi insanlar da hamlığa mayalanır.

Kimi insanlar meleğine mayalanır, kimi insanlar da şeytanına mayalanır.

Kimi insanlar teninin arzularına mayalanır, kimi insanlar da ruhunun arzularına mayalanır.

Kimi insanlar benliğine egosuna mayalanır, kimi insanlar da hiçliğine ve sırrına mayalanır.

Kimi insanlar bakar körlüğe mayalanır, kimi insanlar da bakar görlüğe mayalanır.

Kimi insanlar yaşarken tekrar doğ/maya maya/lanır, kimi insanlar da yaşayan ölülerden olmaya mayalanır.

Sâhi söz hazır ölülere gelmiş iken, gelin hep berâber kabristanlara ziyârete gidelim,

Mezarlıklardaki yakınlarımız ile hasbihâl edelim, belki de bir çoğumuz çoktan beri sessizler diyârındaki akrabalarımızı ziyâret etmedik edemedik, belki de şu dünyânın meşgâlelerinden dolayı onları ihmal etmek zorunda kaldık.

Zorun da kalmak belki de doğru bir tespit olmayabilir.

Azîzim niye zorunda kaldık ki, bu hususta hiç kusura bakmayalım, inanın biz böyle istediğimiz için onları ziyârete gidemedik.

Çünkü biz, ölülerin bize bir şey katacağına asla inanmadık, onların bize bereket katacağı ihtimâlini ise hiç hayal bile etmedik.

Hani biz onlar yaşarken, onları çok sevdiğimizi söyler dururduk yâ, hani onları toprağa verir iken çok ağlamıştık yâ.

Hani onların ölümü bizi hakikatimize yâni özümüze, yâni asâletimize, yâni dünyâ sarhoşluğundan uyanmamıza vesile olmuştu yâ.

İşte o gün biz aslında dünyâ sarhoşluğundan bir nebze de olsa uyanmıştık, bir nebze de olsa yaratılış sırrımızı hatırlamıştık, işte o dem şu dünyânın bir imtihan salonu olduğu şuurunu yaşamış ve o fikriyyâtı yeşertebilmiş idik.

İşte o ölümlü gün ve daha nice ölümlü günler, bize mayanın ve mayalanmanın önemini farkına vardırmıştır.

İşte o gün, bu farkındalığın insanı kandil gibi aydınlatacağını anlamış ve idrâk etmiş idik.

Ne hikmetse bu anlayışı ve idrâki ilerleyen zaman dilimin de çabuk unutmuş, mâlesef bizler anlayış ve idrâk yoksunu oluvermiştik.

Yok/sun oluvermiştik deniyor yâ işte bizler hakikat bahçesin de artık yeşermez ve yoksunlar kervanına katılmış ve iflas edenlerden oluvermiştik.

Yok olmak mı, Yok yôk sen sen ol, olmadan yôk olmâ.

Y/ok olmadan önce ok gibi doğru olmalı, istikâmetimizi de çok iyi belirlemeliyiz.

İnsan gerektiğin de yay esnek olmalı, gerektiğin de kendisini hedefi için germeli, hakîki istikâmetimiz için gerilmeler bilakis gereklidir, bu gerilmelerdir bizi olmaya ve yaratılış sırrına taşıyacaktır.

Ey cân olamayanların önü perdelidir, olamayanların durumu eksiye mayalı olanlar gibidir.

Evet evet söz tekrar mayaya ve mayalanmaya gelmiştir.

Şu kabristanladaki mevtâlar, şu mezarlıklardaki sessiz sessiz yatanlar, şu âlemden göçen yakınlarımız inanın şu dünya da yaşar iken hep kendi kendilerini mayaladılar.

Ammâ eksiye ammâ artıta mayaladılar, ama hep mayaladılar.

İnsan irâde mayası ile mayalandığından hiç ama hiç tutmama ihtimâli yoktur.

Ey Âdem, irâde mayasının garantörü yüce Allâh'tır.

İster artıyı mayala, ister eksiyi mayala, mayaladıkların, mayaladıklarımız mutlaka karşına, karşımıza çıkacaktır.

Hattâ şu âlemleri yoktan vâr eden yüce Allâh, mucize eser, mucize Kitâb olan Kur'ân-ı Kerim'in de bunların şu ayetlerle, bu şekil de tesciller.

Zilzal Suresi 7.ci ve 8.ci ayette şöyle hitâb ediyor insana

" Femey yağmel misgâle zerrâten hayrey yerah.

Vemey yağmel misgâle zerraten şerray yerah."

Meali şerifi ise şöyledir.

" Artık kin zerre ağırlığınca bir iyilik yapmışsa, onu görür.

Kim de zerre kadar bir kötülük yapmışsa, onu görür. "

Bu mayanın ne kadar kıymetli bir maya olduğunu kabristakinler çok iyi anladılar.

Lâkin bu anlayışları artık onlara fayda vermemektedir.

Çünkü artık onlar da irâde mayası kalmamış ve belirli zaman dilimlerindeki nefesleri tükenmiştir.

Keşke onları duyabilsek ve anlayabilsek, keşke her birinin artı mayasından da, eksi mayasından da ibret alabilsek.

Kim bilir belki de Peygamber efendimiz kabristanları ziyâret edin demesinin sebebi hikmeti de bu minvaldendir.

Tirmizi de geçen bir hadis te şöyle buyruluyor.

" Kabir, yâ Cennet bahçelerinden bir bahçe, yada Cehennem çukurlarından bir çukurdur."

Yâni bu hadisi şerîfe göre her birey, her kul daha kabir alemindeyken, mayaladığı enerjilerinin karşılığını görecektir.

Artı enerjiye yatırım yapanlar, artı enerjiyle kendi kendini mayalayanlar, cennet bahçelerinden bir bahçeye muhatap olacaklar.

Eksi enerjiyle kendi kendini mayalayanlar ise cehennem çukurundan bir çukura muhatap olacaklardır.

Ey Âdemoğlu Âdem'ler ve Havvakızı Havvâ'lar!

Yâ Allâh'a ve Resûlüne tâbi olacağız ve onların artı enerjisi ve mayası ile mayalanacağız.

Ve yâ şeytana ve iblise tâbi olacağız ve onların eksi enerjileri ile mayalanacağız.

"Silemeyeceğin çizgileri çizme. Zaman dilimimizdeki fiiller, silinmesi mümkün olmayan çizgilerdir."

"Mayalâ, hayallerini mayalâ, inancın la gayretin le hayallerini mayalâ.

Şifâlâ, mayaladıklarını sifâlâ. Duâ ile ihlas ile mayaladığın o değerli hayalleri şifâlâ."

Anadolu’da Bugün bizler hakîkaten çok şanslıyız, çünkü mayası sağlam olan çok yüce değerler, çok yüce insanlar gelmiş ve geçmiştir.

Ne mutlu o yüce değerler ile değer bulabilenlere.

Bu duygu yoğunluğuyla Anadolu’da Bugün Gazetesi’nin emektarlarını, maddi mânevi destekçilerini ve pek kıymetli okularını cânı-ı gönülden selamlıyoruz efendim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Yolcu Aziz Kaya Arşivi