Haydar Öztaş

Haydar Öztaş

ÜNİVERSİTE SINAVLARI VE JOKERLER

ÜNİVERSİTE SINAVLARI VE JOKERLER

Üniversite sınavlarında bir şekilde yolsuzluk yapılması her devirde büyük sorun olmuştur. Bunun bir kısmını biz saf Anadolu evlatları bazen duyduk, bazen de yalnızca büyüklerimiz duydu ve bu kervan düşe kalka günümüze kadar geldi.

Bugün size geçmişte üniversite sınavlarında kullanılan bizzat şahit olduğum “üniversite sınavlarında kullanılan joker öğrencilerden” bahsedeceğim. 70’li yılların ikinci yarısında aziz vatanın üniversitelerinin tamamına yakını karşıt görüşlü öğrencilerin denetim gözetim ve yönetimi altındaydı. O üniversitelerde okuyabilmek için herhangi bir davaya bağlılığınızı belgesel ve eylemsel olarak kanıtlamanız gerekiyordu.

Ancak ülkenin tüm üniversitelerinin bir şekilde vatan haini karşı görüşlü öğrencilerden kurtarmak kendilerini büyük davalara adamış her öğrenci grubun ana hedefiydi. Bu nedenle karşıt grupların hâkim olduğu üniversiteleri zorla ele geçiremiyorsanız daha yeni ve esaslı fetih stratejilerinin geliştirilmesi kaçınılmazdı. 70’li yılların sonunda belirli grupların hakim olduğu üniversitelerde “rüştümü ispatlamış, daha önce yapılan üniversite sınavlarında üstün başarılı olmuş öğrencilerin işgal altındaki üniversitelerde teşkilatlanarak mücadele edebilecek, ancak derslerle arası olmayan adanmış elemanların yerine” sınava girmeleri gerekiyordu.

Bu uygulama bir dönem Güneydoğu, Doğu, Batı, Ankara, İstanbul ve İzmir’de bir önem uygulandı. Öğrencilik yıllarımda üniversite giriş sınavında bir şehirde toplamda 150’den fazla bu şekilde sınava giren öğrenci yakalanmıştı. Elbette bunlar yalnızca tespit edilebilenlerdi. Bu geleneğin daha sonraki dönemlerde akademik kariyerin önünde en büyük engel olarak bilinen yabancı dil sınavlarının aşılması için teknolojiye uygulandığı çoğu akademisyenin malumudur.

Bugün oldukça farklı konumlarda olan bir kısım akademisyenlere bu nedenle hep kuşku ile yaklaşıldı. Bu sınavlara girip teknoloji yardımıyla yurtdışı doktoralı arkadaşlardan çok daha yüksek puan (70-90 arası) alanların varlığı hep biliniyordu. Bu ülkenin iyi organize olmuş her kurumda istihbarat elemanlarının olduğunu varsaydığımızda bunların niçin araştırılmadığını hep merak etmişimdir. Bu notların bilimsel kurullar tarafından niçin araştırılmadığını hep merak etmişimdir. Devletin istihbarat birimleri her vatandaşın telefonda öksürdüğünü bile duyabiliyor, devlet her bireyin durumlarında ve gelirlerindeki anormallikleri tespit edebilme beceri ve yeteneğine sahipse niçin gereğini yapmıyor.

Akla şu soru geliyor, acaba Üniversite sınavını hazırlayanları, çalışanları ve bunlarla işbirliği yapabilecek kurum ve kişileri niçin takip etmiyorlar. Bugünün teknolojisi ile erk sahiplerinin her konuda etkili olabildiği bir düzende bunun zor olmaması gerekir. Acaba Üniversite sınavlarının denetiminde sorumlu olanlarında bir kusuru mu var, niçin titiz davranılmıyor.

Her şeye muktedir olan yönetimlerin bunun için biraz gayret göstermesinin yeterli olacağı kanaatindeyim. Eğer bu yapılırsa bu kadar masum öğrencinin ve farklı kurumlarda çalışmak, devlet memuru olmak için sınava giren adayların emekleri boşa gitmez. Kul hakkı kutsaldır. Tanrı bile affetmiyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Haydar Öztaş Arşivi