31 Mart yerel seçimlerinin ana gündem konusu şu anda ekonomi. Özellikle sebze ve meyve fiyatlarında meydana gelen aşırı artışlar sonucu, herkes ekonomiyi konuşmaya, bazıları da eleştirmeye çalışıyor.

Aşırı artış gösteren sebze ve meyve fiyatlarına hükümetin el koyması, halka Tarım Kredi Kooperatiflerine aldırdığı sebze ve meyveleri belediyeler aracılığıyla ucuza satması bazılarını rahatsız ediyor.

1970’li yıllara gönderme yapan bazı kesimler, ucuz sebze ve meyve satın almak isteyen vatandaşların kuyruktaki görüntülerini kullanarak geriye dönüş algısını hortlatmaya çalışıyor. Hiç kimse halkına yüzde 800’lere varan zamla sebze ve meyve satanları gündeme getirmiyor.

Hükümetin ekonomi politikasını eleştirenlere sormak gerekir. 16 yıl önce ülkemiz ekonomisi nasıldı? Batmakta olan bir ekonomimiz mi yoksa gelişmiş ülkeler düzeyinde bir ekonomimiz mi vardı?

Mesela 2001 yılında ülkenin başında Merhum Bülent Ecevit vardı ve enflasyon oranları TÜFE yüzde 68.53, TEFE yüzde 88.56 oranlarında idi. 2002 yılında Ak Parti hükümet kurmuş ve  Ak Parti hükümetleri ile enflasyon oranları devamlı surette bir düşüş eğilimi içerisinde olmuş ve tek haneli rakamlara kadar düşmüştür.

Vatandaşların temel ihtiyaç maddelerinden olan sebze ve meyveleri, hava şartları bahane edilerek aşırı miktarda zam yaparak satmaya çalışanlarla ilgili olarak devletin yetkilileri gerekli denetimleri yapmaya devam etmektedir.

Soğan ve patatesi pahalı satmak için depolayanlar, domates, biber, patlıcan ve fasülyeyi pahalı satmak için hileli faturalar düzenleyenlerin hiç mi suçu yok? Artık biraz gözümüzü açmak, gündemi sağduyulu bir şekilde değerlendirmek lazımdır.