Talha Sert

Talha Sert

On saniye

On saniye

Biz insanların yaşamını idam edebilmesi için gereken en temel ihtiyacı oksijendir. Peki, dünya üzerinden oksijeni 10 saniye çıkartsak, oksijensiz 10 saniyede neler olacağını bir düşünelim.

1.saniye

Oksijenin on saniyeliğine kaybolması elbette ilk bakışta kimseyi korkutmaz, çünkü biz insanlar ortalama 30-40 saniye kadar nefesini tutabilen varlıklarız. Fakat bu 10 saniyedeki felaketleri bir inceleyelim.

2.saniye

Oksijensiz, 10 saniyenin, ikinci saniyesinde, betonarme yapıların hepsi, barajlar, sıcacık yuvalarımız olan binalar, saraylar, köşkler, köprüler, yani kısacası beton olan her yapı anında toz olacaktır. Çünkü oksijen betona özel bir bağlayıcılık kazandırır. Bu yüzden oksijensiz ilk saniyelerde tüm betonarme yapılar tozla buz olacaktır.

3.saniye

Güneş adeta eritecek kadar ısı verirdi. Isıtma işlevi, eritme işlevine dönerek insanlar, hayvanlar ve yanıcı olan her şey erimeye başlardı. Çünkü UV ışınlarından korunmamızı sağlayan ozon tabakası, oksijenden oluşan bir tabakadır ve bu tabaka bizleri güneşin zararlarından korur.

4.saniye

İç kulağımız patlardı; oksijenin olmadığı yerde zarar göreceğimiz bir taraf ise iç kulamız olacağından emin olun. Oksijen olmaması ile birlikte, hava basıncının değişiminden kaynaklı iç kulak zarı büyük baskılara maruz kalarak patlayacaktır. Bu 2000 rakım bir yerden deniz seviyesine bir saniyede inmeye eş değerdir.

5.saniye

Oksijenin olmaması ile birlikte gelen bir diğer felaket de araçların hiçbirinin çalışmayacağıdır. Şuan kullandığımız uçak, tren, araba gibi araçların motorları içten yanmalıdır ve oksijenin olmadığı yerde ateş olmayacaktır. Büyük bir felaket gibi görünmeyen bu maddemizi birde şu şekilde değerlendirelim.

Yeni kalkış yapmış, tüm uçaklar düşecektir ve can kaybına sebep olacaktır. Havada giden uçaklar ise süzülmeye başlayacaktır.

6.saniye

Hayat kaynaklarımızdan, bir diğeri olan su kaynaklarımızda bu olaydan nasibini alacak tabiki. Suyun molekülüne bakıp araştırdığımızda 2 hidrojen 1 oksijen olduğunu göreceğiz. Fakat oksijeni bu bileşenden çıkardığımızda, avcumuz koca bir hiç kalacaktır. Bu denizler, göller, nehirler, barajlar, okyanuslar, kısacası hayat kaynaklarımızdan biri olan su kalmayacaktır.

7.saniye

Dünyanın yerkabuğunun yüzde 45’i oksijenden oluşur. Eğer Dünya’daki tüm oksijen bir saniyeliğine bile ortadan kaybolursa, yer kabuğu parçalanarak en büyük felaketi yaşatırdı. Geriye de pek bir felaket kalmamış olurdu.

8.saniye

Aslında bu felaketleri incelediğimizde, bu maddelerin hepsi tek saniye içerisinde gerçekleşerek ilk 5 saniyeyi bile görmüş olamazdık. Çünkü biz insanlarında vücut ağırlıklarının yüzde 60’ı oksijen olduğu için bizlerde toz olur dünya ile birlikte yok olurduk.

Peki, bu yaşanması çok büyük bir yok oluşa sebep olan oksijen denen maddeyi, varlığı nasıl koruyacağız nasıl sahip çıkacağız?

Bilinenin aksine dünyada oksijenin ana kaynağı ormanlar değil, okyanuslar oluşturuyor. Dünya yüzeyinin üçte ikisini kaplayan, okyanus ve denizlerde yaşayan su yosunları Dünya’daki oksijenin yaklaşık yüzde 80’ini üretiyor.

Ağaçlarımız, ormanlarımız ve tüm bitkilere gereken değeri ve saygıyı göstermeliyiz. Çünkü oksijen üretimini sağlayan ana varlıklardan biri de ağaçlardır. Sırf, taş binalar üretip, gösterişli binalarımız için ormanları yok etmemeliyiz. Sokağımızdaki bir ağaç bile. bizler için çok çok önemliyken bizler sahip çıkıyor olmalıyız.

Anlaşılan o ki denizlerimizi, okyanuslarımızı atık maddelerden, çöplerden, gemi atıklarından koruyarak ağaçlarımıza gereken saygıyı ve önemi verirsek geleceğe temiz bir dünya bırakarak, gelecek nesile yaşama imkânları sunacağız. Dünyamızı her zaman temiz tutarak, bizlerin olmasa dahi sokakta gördüğümüz bir poşeti veya bir ambalajı çöpe atarak, küçük imkanlarımız olduğunda fideler, ağaçlar, çiçekler dikerek bir gelecek bırakmalıyız. Denizlerimizi koruyarak gelecek nesillere nefes olacağız.

Doğanın kıymetini yalnızca çevre koruma haftasında değil her zaman hatırla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Talha Sert Arşivi
SON YAZILAR