Kendi kendimizi yönetebilir miyiz?
Son yıllarda giderek artan biçimde site ve apartmanlarda ikamet etmeye yönelen toplumun, buralarda ortaya çıkan genel giderlerin ortak bütçeden karşılanması ve bunun için belirli bir miktar ödeme yapılması (aidat) uygulaması öteden beri yapılan bir uygulama. Ancak kat mülkiyeti kanununun bazı açıklarından faydalanan yöneticilerin veya yönetimde meydana gelen çeteleşmelerin aidatları kuralsız biçimde artırması ile hesap vermemesi/verememesi birçok sorunu meydana getirmektedir.
Buna karşılık bakanlığın yönetim şirketleri aracılığı ile sitelerin yönetilmesine yönelik girişimleri sorunu çözmekten çok uzaktır. Zira sitelerde oturanları bilmeyen, sitenin özelliğini, yapısını bilmeyenlerin orası ile çözüm üretmesi mümkün değildir. Sorunu ancak orada yaşayan ya da çalışan kişiler çözebilir. Bu nedenle yönetimin mutlak surette orada ikamet edenler arasından olması ve asla sürekli olmaması gerekir.
Bir atasözünde ifade edildiği gibi “tok ne anlar açın halinden.” Yönetici ne anlar, orada yaşayanların halinden. Bu şekilde yapılan uygulamaların muhasebecilikten hiçbir farkı yoktur. Oysa bir apartman ya da sitenin sadece muhasebe bağlamında gelir-gider hesaplarının tutulmasına ihtiyacı yoktur. Çevresinin temizliğinden, güvenliğine kadar birçok sorunu vardır. Bunlar sadece para ile değil, fiziksel anlamda da orada bulunmayı gerektirir. Aksi durumda sadece aidat giderlerinin kontrolü sağlanır ki bu durum sitede yaşayan sakinlerin refah düzeyine bir katkı sağlamaz. İnsanlar sitede oturmakla sadece iyi bir mekânda bulunmayı değil, sosyal statü bakımından da refahlarının yükselmesini isterler. Bu bakımdan sitelerde alınan aidatların sadece temizlik değil, güvenlik, aydınlatma, görünürlük gibi başka ihtiyaçlarının da giderilmesi gerekir.
Ancak özellikle alt gelir gruplarında bulunan ve asgari ücretlerle çalıştırılan site içi elamanları (kapıcı, güvenlikçi, teknisyen, görevli vb) sitenin yukarıdaki prestij sağlayan durumları ile çok ilgilenmezler. Oysa bu elemanlar kilit pozisyonda elemanlardır ve kimse olmadığı zamanda bile oradadırlar. Hal böyle iken sitelere dışarıdan yönetici atamak ya da teklif etmek doğru bir davranış olmasa gerek. Bu durum bir Nasrettin Hoca fıkrasını hatırlattı. Birgün hoca damdan düşer, orası burası ağrır, sıkıntı büyük. Birisi gelir, ya hocam dikkatli olsaydın, diğeri nasıl görmedin boşluğu, bir diğeri damda öyle geri geri gidilir mi? derken hocayı afakanlar basar. Gidin başımdan bree melunlar, yanıma damdan düşeniniz varsa, o gelsin der. Siteye ya da apartmana dışarıdan atanan yönetici de aynı bunun gibi, orada olandan bihaber birisi olacaktır. Ne bilecek sitedeki kimseleri, olayları ya da sitenin içini. Bu bakımdan site ya da apartman yöneticiliğince öncelikle orada yaşayanlar arasından birisinin seçilmesi gerekir. Burada en büyük sorun ise denetimdir. Eğer doğru, etkin ve uygun bir denetim olmaz ise bir fabrikadan daha fazla paranın döndüğü yerde yolsuzluk olmaması mucize olur. Örnek vermek gerekirse 975 dairenin olduğu bir sitede aidatlar 3100 lira. Bu çok gibi görünse de 3 kapısının, 10 temizlik görevlisinin ve güvenliğinin olduğu düşünüldüğünde yeterli görülebilir. Bu sitede matematiksel anlamda aylık 3 milyon 22 bin beş yüz lira aidat toplanır. Giderlere baktığınızda 24 güvenlik, 10 temizlik görevlilerinin asgari ücretten maaşları toplamı 500 bin lirayı, vergilerle 600 bin lirayı bulur. Kalan 2,5 milyon lira aidat ise sitedeki, peyzaj bakım, diğer onarım vb ile elektrik, su gibi giderlerde kullanılır. Tüm bunların dışında eminim site yönetiminin elinde en az 500 bin lira kalır ki bunu kendi inisiyatifleri ile bireysel avantajlarında kullanmayacaklarına dair bir güvence yoktur.
Nihayetinde yılsonunda genel kurulda kendi yandaşları ve vekalet aldıkları kimselerle hesapları aklar, piri pak olurlar. Oysa bu fabrika ya da başka ticari bir tesis olsa, vergi denetim uzmanları hesaplarını didik didik eder, en küçük bir hatada ciddi cezalar hatta hapisle bile cezalandırılırlar. Öyleyse sorun site ya da apartman yöneticiliklerinde değil, buralarda olan / oluşan rantların denetimindedir. Denetim doğru yapıldığı takdirde, site yönetiminin de doğru işler yapması kaçınılmazdır. Böylece güven ve huzur içinde sakinler yaşamlarını sürdürürler. Aidat ile ilgili olarak da yolsuzluk söylemleri (dedikoduları) olmaz.