Ziraat Mühendisleri neden işsizlik çekiyor?
Yüzyılımızın mesleği ve insan var oldukça eskimeyecek olan bir meslek dalı ziraat mühendisliğidir. Öyleyse neden bu kadar değersiz ve hor görülmektedir. Bunda meslek erbaplarının davranış hataları yanında, bunların yetiştirilmesinde görev alan öğretmenlerin de büyük hatası bulunmaktadır. Öncelikle ziraat mühendisliği uygulamalı bir bilim dalıdır. Eğer uygulamaları ihmal ederseniz sadece teorik ve ütopik söylemlerle mesleği yürütmeye çalışırsınız, ki bu da mesleğe ciddi zarar verir. Meslek içinde olsun ya da olmasın hemen herkes ziraat mühendisliği ile ilgili olarak konuşmakta, ziraat ile bilgisini paylaşmaktadır. Oysa hemen her meslekte olduğu gibi ziraat mühendisliğinde de ince noktalar bulunmakta, bu noktaların gerek verim gerekse kalite üzerine etkileri bulunmaktadır. Ziraat mesleği çocukluktan itibaren başlayan ve deneme yanılma ile devam eden bir süreçtir. Çocuklukta bu mesleğe başlamayanlar için zor bir meslektir. Zira açık alanda, aşırı sıcak ya da soğuk ortamlarda yürütülecek faaliyetler vardır. Bu nedenle hem sıcak hem de soğukta önce ürününü düşünecek bir yapıda olmak gerekir. Bir ziraatçı için bitkisi ya da hayvanı kendi hayatından bile önemlidir. Bu anlayış ve düşünce ile hareket etmeyen meslektaşlar en büyük zararı yine kendilerine vermektedirler. Meslek bir mühendislik bilgisi içermesine karşılık uygulayıcının his ve düşüncelerini de bilmek gerekir. Yanlış yapılacak ya da anlaşılacak ifade ve uygulamalar zarara neden olacağı için etkisiz kalacaktır. Sonuç olarak bu davranışın sadece kendisine zararı olmayacak diğer meslektaşlarına da sirayet edecektir. Bu durumda uygulayıcılar yani çiftçiler ziraat mühendisini hor ve hakir görecek, onun bilgi ve deneyimlerine itibar etmeyecektir. Ne yazık ki durum bundan da kötü bir durumdadır. Ziraat mühendisinin plan ve programları ile sözleri, konu-komşu ya da akrabalardan bile sonra gelmektedir. Oysa bilgi, doğru eylem ve uygulamalar ile birleştiğinde anlamlı olur. Diğer yandan bilmem ne çiftçisinin davranış ve uygulamalarını bilmeden standart söylemler ile hemen her bölge çiftçisine aynı önerileri yapmak en büyük yanlıştır. Öyleyse ne yapmak gerekir? Öncelikle devletin çalıştırdığı ve hiçbir sorumluluk almayan ancak herşeyi en iyi bildiğini söyleyen ziraat mühendislerinin öneri geliştirmesi sınırlandırılmalıdır. İkincisi de ticari alanda belirli bir firma ya da marka üzerinde faaliyette bulunan mühendislerin önerileri de dikkate alınmamalıdır. Çünkü onların önerileri filan gübre iyidir ama bizim gübre daha iyidir söyleminin ötesine geçmez. Köken itibariyle çiftçilikten gelen, yani çocukluğu taşın toprağın ahırın içinde geçmiş ve mühendislik öğrenimi almış olanlardan oluşan bir tarım grubunun kurulması, bunların diğer meslektaşlarının eylemlerini denetlemesi gibi bir yapının oluşturulması gerekir. Bu durumda hemen hiçbir altyapısı olmayan ama ziraat mühendisliği diploması alan mühendislerin hatalarını enaza indirecek ya da denetleyecek bir mekanizmanın kurulması sağlanabilir. Diğer bir konu da doğrudan diploma alanın değil bir ziraat mühendisinin yanında 2 yıl staj görmesi sonucu asil mühendis uygulamasıdır. Avukatlık mesleğinde olduğu gibi. Böylece gerçekten mesleği anlayan, diploması değil kendisi iş yapabilecek mühendisler yetiştirmek mümkün olur. Mevcut sistemle meslektaşların işsiz kalması, alanında yeterli ve hak ettiği maaş ile sosyal hakları alabilmesi mümkün görünmemektedir.