Neden Kavga Edilir?
Hemen her yerde kavga her yerde anlaşmazlık ve haklı olma isteği var. Aslında ilk kavga inanışa göre Habil ile Kabil arasında olmuştur. Nedeni basittir. Tanrıya sundukları adaklarda Habil iyi niyet ile ürünlerinin en iyilerini sunarken, Kabil işin hilesine giderek daha düşük düzeyde ürünlerini sunmuştur. Yani niyetinde hile yapmıştır. Allah, Habil’in hediyelerini kabul ederken Kabil’in hediyesini kabul etmemiştir. Bunun üzerine yapılan kavga cinayet ile sonuçlanmıştır. Bu insanlık tarihinde ilk cinayet olarak anılmıştır. Oysa Kabil Cennette, Habil ise Dünya’da doğmuştur. Daha ayrıntılı bilgi edinmek için İslam Ansiklopedisinin ilgili kısmına bakılabilir (https://islamansiklopedisi.org.tr/habil-ve-kabil). Bu olay nasılolduğunu değil, niyetin ne olduğunu açıklaması açısından ilginçtir. Bunu en güzel şekilde Kızılderili öğretisi açıklamıştır. Kızılderili öğretisine göre insanın içinde 2 kurt vardır. Bu kurtlar insanın yaşamını şekillendirir. Bu kurtlardan birisi iyilik iken diğeri kötülüktür. Yine öğreti devam eder. İnsan hangi kurdu beslerse ona benzer der. Bu nedenle iyi insanlar içlerindeki iyi kurdu beslerken, niyeti bozuk olanlar ise içlerindeki kötü kurdu beslerler. Zaten inandığımız İslam dini de her şeye niyet ile başlamanın şart olması gereğinden bahsederek, önce niyetin doğru olmasına önem vermiştir.
Buradan niyetin doğru, buna bağlı olarak da işlemlerin de doğru sonuçlara ulaşması gereği ortaya çıkmıştır. Eskiler çok güzel bir söz söylerlerdi “Niyet hayır, akıbet hayır” diye. Günümüz dünyası insanın içindeki niyetleri aldı, onu kendi istediği şekle evirdi, çevirdi ve kötü kurtların beslenmesinin bir zararı olmadığına insanı inandırdı. Böylece insanın içindeki kötü kurt, iyi kurdu yiyerek insanı hiç olmaması gereken bir şekle soktu. Bu durumu yine İslam dini açıklanmıştır. Eylemler ile niyetlerin birbiri ile örtüşmemesine Münafıklık denilmektedir. Ne yazık ki giderek artan oranda gizlilik insanın münafıklığa doğru evrilmesine neden olmaktadır. Oysa hemen her yer kamera ile donatılmış bulunmaktadır. Bu kadar kamera önünde yapılan işler artık bu da olmaz denilen boyuta ulaşmıştır. Artık niyetler gizli değildir. Açık niyetler ise kavgaya neden olmaktadır. Bu bize tavşan tilki hikayesini anlatmaktadır. Tilki tavşana suyumu bulandırıyorsun der. Oysa suyun akışına göre aşağı tarafta olan tavşan nasıl der… Suyumu bulandırıyorsun diyerek onu suçlar. İşte buna benzer açık niyetler gizlenmeye gerek kalmadan adına çıkar deyin, hak gaspı deyin ne derseniz, değişmeyen gerçek Kabillerin giderek arttığıdır. Böylece kavgalar artmakta, her gün her yerde kavga ortaya çıkmaktadır. Durduk yerde kavga ancak art niyet olduğunda ortaya çıkar.
Dünya çok büyüktür ve herkese yetecek düzeydedir. Niyetlerin halis ve doğru olması gerekir. Bu konuda İslam dini çok güzel düşünceler ve uygulamalar geliştirmiştir. Buna inananlar halis niyetlerle inanmakta ancak içindeki münafıkları temizleyememektedir. Bilindiği gibi inanışa göre Cehenneme ilk atılacak olanlar münafıklar olacaktır. Öte taraftan niyet ile uygulamanın farklı olduğu münafık davranışlar geçmişten bugüne değişmeden gelmiştir. Ancak gerek sosyal medya gerekse fiziki olarak karşı karşıya gelmeden yapılan görüşmelerde, kolayca yalan söylenebilmesi, söz ve eylem birliğini yok etmiş, niyetlerin giderek bozulmasına neden olmuştur. Böylece YALAN münafıklığı ortaya çıkarmıştır. Bu durum niyetlerin halis yapısını bozmuş, içteki kötü kurt beslenir olmuştur. Bunu Erich Fromm açık biçimde açıklamıştır “İyi insan; aklından hiç kötülük geçirmeyen saf insan değildir. İyi insan; her şeyin farkında olup iyiliği tercih edendir” diyerek. Kızılderili öğretisinde olduğu gibi insanın içindeki kurtlarla ilgili bir durum söz konusudur. Bu nedenle insan içindeki iyi kurtları beslemek durumundadır. Bu kurtların beslenmesine de çevresi katkı sunmalıdır. Aksi durumda çevrenin etkisi ile iyi kurtlar ölür, meydan kötü kurtlara kalır. İyi kurtların tek bir besini vardır, ADALET…