Üniversite eğitimi nedir?
UNESCO'nun Dünya Mirası Listesi'ne göre Karaviyyin Üniversitesi dünyanın en eski üniversitesidir. Kütüphanesi son yıllarda restore edilmiş ve Mayıs 2016 da yeniden açılmıştır. Kütüphanenin koleksiyonunda 4000'in üzerinde el yazması eser bulunmaktadır. Bunların içinde 9. yüzyıldan kalma Kuran ve daha öncesi yıllarda yazılmış çeşitli kitaplar da bulunmaktadır. Camisi de faal haldedir Kuzey Afrika'nın en büyük camilerinden birisidir.Aynı zamanda üniversitenin Marakeş, Tıtvân ve Agadir şehirlerinde de çeşitli fakülteleri bulunmaktadır ve halen öğretimine devam etmektedir.
Karaviyyin Üniversitesi tarihte önemli alimlere de ev sahipliği yapmıştır. Filozoflardan İbn Haldun, İbn Rüşd ve İbn Bace, tıp alimlerinden İbn Meymun, coğrafyacı Muhammed İdrisi, mutasavvıflardan İbn Hazm ve Abdüsselâm bin Meşîş gibi birçok isim üniversitenin mezunları ve hocaları arasındadır.
Bologna Üniversitesi ise İtalya'nın Bologna şehrinde bulunan bir araştırma üniversitesidir. 1088 yılında organize bir öğrenci loncası tarafından kurulan,1158 yılında ise Kutsal Roma İmparatoru Friedrich Barbarossa tarafından kuruluşu çeşitli ayrıcalıklarla taçlandıran bir öğretim müessesesidir. Tarihçiler tarafından tartışılsa da kuruluşu 1088 yılı olarak kabul ediliyor. O günden bugüne dünyada kesintisiz faaliyet gösteren en eski üniversite olduğu kabul ediliyor. Universitas kelimesinin de ilk kullanıldığı, temelinde yükseköğrenim ve derece veren bir enstitü olması amacıyla kurulan ilk eğitim kurumu özelliği taşıyor. Halen en prestijli İtalyan üniversitelerinden birisidir ve hem bir bütün olarak hem de özel bölümleriyle ulusal düzeyde, Avrupa ve uluslararası sıralamalarda ilk sıralarda yer almaktadır. Kuruluşundan bu yana, İtalya'nın ve dünyanın pek çok yerinden akademisyeni, bilim insanını ve öğrenciyi kendine çekerek önemli uluslararası öğrenim merkezlerinden biri haline gelmiştir.
Görüldüğü gibi 1000 yılından bu yana daha çok aristokrasinin teşviki ile ileri bir öğretim metodu olan üniversiteler giderek gelişti. Bologna Üniversitesinden başlayarak hemen her yerde geçerli bir eğitim formasyonu içeren bu modelde, öğretmen öğrenci etkileşimi geçmişten beri var olagelmiştir. Giderek çeşitlenen ve derinlemesine bilgilerin edinildiği üniversiteler günümüzde sistemin hemen her şeye değer biçmesi ile önemini yitirdi. Üniversal olduğu düşünülen ve her yerde geçerli bir süreci anlamlandırması gereken üniversite öğretimi günümüzde birçok yönden eksiklikler barındırmaktadır. Bunun nedenleri ise alınan bu öğretimin sonucunda yaratılacak olan unvan ve kabiliyetlerin gerçek hayatta karşılık bulmamasıdır.
Gelin hep birlikte eğitim hayatımızın son durağı olan Türkiye’de üniversite öğretiminden bahsedelim. Bilindiği gibi üniversitelerin ilgili bölümlerine kabul alabilmek için Türkiye’de sadece bir merkezden Öğrenci, Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) tarafından yılda 1 kez yapılan sınavdan belirli oranda puan almak gerekiyor. Burada akla ilk gelen, neden yılda 1 kez sorusudur? Acaba yılda 1 kez olunca daha fazla mı gerilim oluyor ve önem veriliyor. ÖSYM tarafından hazırlanan ve yapılan bu sınav elbette farklı derecede sorular içermekte ve zor olmaktadır. Zira herkes üniversite okumak istemekte, üniversite okuyunca daha fazla gelir ve statü kazanacağını ummaktadır.
Geçtiğimiz hafta sonu yapılan ve adaylar ile onları gözetlemek üzere görevlendirilen görevlilerin aynı koşullarda sınava tabi tutulması, adeta bir hapishanede hayatı yaşanmasına neden oldu. Bu derece baskı altında ve yılda bir kez yapılan sınav ile insan hayatını şekillendirilemez. Bunun yerine çok daha güvenli biçimde yılda 4 kez aynı derecede sınav yapılabilir. Sıradan bir dershane ya da etüt merkezi, özel okul her hafta deneme sınavı hazırlayıp, uygulayabiliyorsa, tek işi sınav yapmak olan ÖSYM’nin hazırlayamaması gibi bir neden olamaz. Bu türden bir değişim eminim adayların üzerindeki baskıyı azaltacağı için daha rahat biçimde kabiliyetlerini sergilemeleri ve kabiliyetlerine uygun eğitim almalarına neden olacaktır. Üniversitelerde kendi durumlarına göre bir puan açıklayacak ve öğrencileri kabul edeceklerdir.
Açıkçası olay bu kadar basit iken bunun gerilim yaratacak biçimde uygulanmasını anlamakta zorluk çekiyorum. Üniversite eğitiminin diğer bir tarafı da alınan öğretimin gerçeklerle örtüşüp örtüşmeyeceğidir. Eğer liseden bir farkı olmayacaksa, öğrencilerin burada kendilerini oyalamasının da bir anlamı yoktur. Üniversite kavramının içi üniversal olma ile dolar, aksi durumda herkes birbirini kandırır.