Konya
Açık
3°
Aksaray
Az bulutlu
5°
Karaman
Az bulutlu
2°
Ara
reklam

Sadakat zamanla eskiyor mu?

YAYINLAMA:

Hayatımızın merkezinde yer alan değerlerden biri olan sadakat, belki de en çok sınanan, en çok sorgulanan kavramlardan biri haline geldi. Zamanın ruhu değiştikçe, insanlar sadakati bazen bir zayıflık, bazen bir yük gibi görmeye başladı. Oysa sadakat; insanın insana, insanın inançlarına, insanın kendine olan bağlılığının en asil halidir.

Sadakat, sadece evlilikte ya da dostlukta aranacak bir özellik değildir. İşine sadık bir işçi, yurduna sadık bir vatandaş, davasına sadık bir insan… Her biri, toplumun omurgasını oluşturan karakterlerdir. Çünkü sadakat, güvenin, devamlılığın ve özverinin temelidir.

Bugün bir dostluk kurarken aklımızın ucundan sadakat geçmiyorsa, o dostluğun ilk fırtınada yıkılması kaçınılmazdır. Bir işe başlarken yalnızca maaşı düşünüyorsak, sadakatten uzaklaştığımız her an, o işin ruhunu kaybederiz. Hatta bir fikir uğruna yola çıkıyorsak ve ilk zorlukta vazgeçiyorsak, o fikrin bize ait olup olmadığını sorgulamak gerekir.

Peki sadakat bu kadar değerliyken, neden bu kadar az görülüyor? Çünkü sadakat, hızlı tüketimin, ani vazgeçişlerin ve bireyselleşmenin hız kazandığı bir çağda yaşıyor. Anlık mutluluklar, geçici zaferler uğruna sadakatler bozuluyor. Uzun soluklu bağlar kurmak yerine, kısa vadeli kazançlar peşinde koşuluyor.

Oysa sadakat, en çok da zor zamanlarda belli olur. Kolay olan; iyi günde yanında olmaktır. Zor olan ise kötü günde “hala buradayım” diyebilmektir. İşte gerçek sadakat de tam burada başlar.

Son söz niyetine, bir çağrıda bulunalım:

Sadakati bir yük değil, bir erdem olarak görmeye başlayalım yeniden. İlişkilerimizi, işlerimizi, inançlarımızı bu gözle değerlendirelim. Çünkü sadakat, sadece geçmişin değil, geleceğin de inşa taşıdır.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *