Mithat Direk

Mithat Direk

Coğrafyayı biliyor muyuz?

Coğrafyayı biliyor muyuz?

Dünya, tam olarak yuvarlak olmayıp kendine özgü şekli olan ve geoit denilen özel bir yapıdadır. Bu bakımdan güneşe en yakın yerler olan ve ekvator olarak adlandırılan bölgeler de bile zaman zaman farklı iklim olayları görülebilmektedir. Ayrıca soğuk bölgelerde de ciddi sıcaklık artışları olmakta, dünyada soğutucu özelliği olan yerlerdeki buzullar erimektedir. Diğer taraftan ekvator çizgisinin tam ortasından geçtiği varsayılan Afrika kıtasında bulunan ve Kilimanjaro olarak adlandırılan dağ kütlesinin buzullar barındırdığı bilinmektedir. Coğrafi olarak ne kadar ilginç bir dünyada yaşadığımızı bu durum açıkça gösterir. Bu kadar özel ve geniş dünyanın içinde barınan insanın ise bunun tümüyle bile yetinmeyip, uzayı, diğer güneş sistemlerini istemesi, hayal etmesi akıl ile açıklanabilir bir istek değildir. Dünya sadece 1 tane doğal uyduya sahip iken 1800’den fazla faal durumdaki yapay uyduya, 16 binden fazla da uzay enkazına sahiptir. Diğer bir deyişle dünyanın etrafı insan tarafından oluşturulan çöplerle adeta çevrelenmiş bulunmaktadır. Tüm bunların insanlara yetmediği de bilinmektedir. Dünyanın radyometrik tarihleme ve diğer kanıtlara göre 4,55 milyar yıldan fazla bir süre önce oluştuğu bilinmektedir. Bu süreden günümüze kadar geçirilen evreler bilimin konusu iken insanların var olduğunun bilindiği tarih olan 12 bin yıl, son 300 yılda olan yıkıcılığı yapmamıştır. Bu bakımdan son 300 yıla insanın yaptığı yıkıcılığı belirtmek amacıyla Antroposen çağı adı verilmiştir. Antroposen, insanoğlunun Dünya'ya olan etkisinin en üst düzeylere çıktığı Sanayi Devrimi’nden bugüne olan sürece verilen isimdir. Ayrıca devam edecek olan bu duruma İnsan Çağı da denilmektedir. Çünkü Dünya artık geri döndürülmesi çok zor bir sürece girmiştir. Yani bir anlamda insanlık önceleri Dünya'dan etkilenirken, bugün insan faaliyetlerinden Dünya etkilenmektedir. Nitekim Dünya'nın tarihsel sürecine baktığımızda milyon yıllarla ifade edilirken, Antroposen’in son üç yüzyıllık bir sürece tekabül ettiğini görmemiz gerçekten de müthiş bir değişimin var olduğunun göstergesidir. Antroposen’in yeni bir çağ olarak nitelendirilmesi bilim insanlarına göre Dünya'nın geri döndürülemez bir değişime girdiğinin savıdır. Geçtiğimiz yıllarda İngiltere’de Manchester’de gelişmiş 20 ülke bir araya gelerek, bu gidişatı durdurabilmek için neler yapılması gerektiğini konuştu. Buradan çıkan en önemli sonuç ise her insan faaliyetinin karbon salınımı yaptığı ve karbon salınımının gelişmişlik arttıkça arttığıdır. Karbon salınımının azaltılması gerekir, savı kabul edildi. Böylece gelişmiş bölgeler az gelişmiş bölgelerden karbon alarak alıştıkları yaşam tarzına devam edecekler. Bunun olumlu etkileri görülecek mi yoksa bir aldatmaca olarak sanal bir ticarete kapı mı açacak belli değil. Gerçek olan ise kişisel olarak tüketimi sınırlamak, israf etmemek ve ihtiyaç duymadığımız hiçbir ürünü satın almamaktır. Ayrıca inanılmaz zengin bir coğrafyada yaşadığımızın farkına varmak gerekir. Dünyada şanslı birkaç ülkeden birisi olan Türkiye, doğru işler yapıldığı sürece kendine yeterliliğini devam ettirebilecek potansiyele sahiptir. Hatırlayalım, üzerinde yaşadığımız coğrafya dünyadaki bitki ve hayvan çeşitlerinin önemli bir kısmına ev sahipliği yapıyor. Yani yabani formları da burada. Hal böyle olunca bundan elde edilecek ıslah edilmiş bitki ve hayvanların sadece üzerinde yaşayanları değil, etrafında olanları da doyurabileceğini bilmek gerekir. Bunun için gerekli şartlar sadece bilgidir ve bilginin doğru kullanılması önemlidir. Bu bilinçte olan değerli hocamız Prof Ahmet Tamkoç Taşkent ve civarından topladığı materyaller ile yem bezelyesi ıslah ederek hayvanların beslenmesine katkı yapacak çok önemli buluşlar gerçekleştirdi. Benzer şekilde diğer birçok bitki içinde durum bundan daha farklı değil. Sadece ciddiyet, titizlik ve bulunduğu coğrafyayı iyi okuyabilmek gerekir. Bu bakımdan coğrafya kader midir? Kader olsa bile onu doğru okuyabilmek, anlamak ve doğru kullanmak yeterlidir. Atatürk bu nedenle çok güzel söylemiş “Muhtaç olduğunuz kuvvet, damarlarınızdaki asil kanda mevcuttur” diye. Eğer doğru kullanır isek başaramayacağımız hiçbir sorun yoktur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mithat Direk Arşivi
SON YAZILAR