Asalet mi vekalet mi?
Asıl, çeşitli nedenlerle yerine karar vermesi / alması için vekil atayabilir. Vekilde asıl ile aynı hak ve ödevlere sahip olarak kararlar verir. Bu kararlar, asılın hak ve menfaatlerini korumak olmalıdır. Eğer asılın hak ve menfaatlerini koruma yerine, kendine birtakım çıkarımlar ve menfaatler sağlar ise görevini (vekaletini) doğru yapmamış olur. Cumhuriyetin ilk kurulduğu yıllarda vekillerin seyahat etmesini kolaylaştırmak için tren katarlarına bir vagon eklenir, eğer bir vekil binerse orada rahatça seyahat ederdi. O zamanın en konforlu ve rahat ulaşım aracı trenler olduğu için vekillerin de bu trenlerde seyahat etmesi kolaylaştırılmış olurdu. Bir gün böyle bir tren yolculuğu sırasında vekil vagonu boş giderken diğer vagonlar dolu vaziyette. Vatandaşın birisi vekil vagonuna girer ve oturur. Bir süre sonra kontrol eden görevli gelir ve buranın vekillere ait olduğunu söyler ve kalkmasını ister. Vekil vagonuna oturan vatandaşın cevabı ise “asıl geldi vekile gerek kalmadı” şeklindedir. Bir süre sonra da vekil vagonu ayrıcalığı kaldırılır. Aradan yüz yıla yakın bir süre geçmiş bulunuyor. Bugün o zamankinden çok vekilimiz var. Elbette nüfus artıyor, vekil sayısı da artacak diyebilirsiniz ama acaba seçtiğimiz vekiller bizi temsil ediyor mu? diye soruyor musunuz? Ben sanmıyorum. Eğer vekil temsil görevini yapmaz ise onun vekaletinin elinden alınması gerekir. Ne yazık ki sistem ucundan kıyısından değiştirile değiştirile asıl olana hizmet etmek yerine, vekile hizmet etmeye başlamıştır. Bundan 15 yıl önce Belçika’da bir bilimsel toplantıya katıldım, toplantı bizdeki gibi protokol konuşmaları ile saat tam 9:00’da programda belirtildiği gibi başladı. Toplantı sahipleri konuştu sıra belediye başkanına geldi ancak o sırada belediye başkanı gelemediğinden dolayı onun konuşması es geçildi. Buradan şunu anladım, insanlar bir kural koyuyor ve onu hiç kimse değiştirmiyor, değiştirmeye ya da suiistimal etmeye çaba da göstermiyor. Kimse bunun için alınganlık yapmıyor. Nitekim belediye başkanı sonradan geldi ancak konuşma yapmadı. Akşam üstünde de protokol yemeğini verdi. Biz medeniyet dendiğinde bunu anlıyoruz ancak uygulamada birileri ya da birilerine yaranmak isteyen kimseler tarafından sürekli aldatılıyor ve vekil olanların asıl olanlardan üstün olduğunu sanıyoruz. Oysa vekilin vekilliği asıl gelinceye kadardır. Zaten asıl varsa vekile ihtiyaç da yoktur. Diğer taraftan vekile ücretini ödüyor ancak vekilliği bitmesine rağmen ona emeklilik hakkı vererek ilave ödeme yapmaya devam ediyoruz. Diğer bir ifade ile nasıl olsa bir defa vekil oldu, artık ömrünün sonuna kadar asıl olanın sırtından geçinmeye devam etsin diyoruz. Şöyle diyelim bir avukat kiraladınız, ona dava süresince vekalet ücretini ödediniz, dava bitti. Dava bitmesine rağmen ona ücret ödemeye devam eder misiniz? Dolayısıyla vekil emekliliği gibi bir durum akla ve mantığa aykırı…