Yerel yönetimler ve tarım
Tarım sektörü insanların yaşamlarını sürdürebilmeleri noktasında kritik bir öneme sahip olup, piyasa ekonomisinin insiyatifine bırakılmayacak derecede, stratejik bir sektör olduğu çok açıktır. Bu nedenle, orta ve uzun vadede stratejik bir plan çerçevesinde tarım sektörünün devlet eliyle yönlendirilmesi gerek ve şarttır.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) verilerine göre, Türkiye’de çiftçi sayısı son 12 yılda % 48, tarım alanları son 18 senede % 12,3 ve sebze bahçeleri alanı ise aynı dönemde yaklaşık % 15 azaldı. Son 18 yılda ise tarımdaki istihdam edilen kişi sayısı % 44 düştü. Kısaca Türkiye’de tarım sektörü, çok boyutlu sorunlarla karşı karşıyadır. Avrupa Birliği Ortak Tarım Politikalarında (AB-OTP), tarımsal verimlilik, yaşam standartlarını iyileştirmek, piyasaların istikrar, gıda arzını garanti etmek ve arzı, tüketicilere zamanında ve uygun fiyattan temin etmek öngörülmektedir. Maalesef TürkiyeAB-OTP’de öngörülen kriterlerin hiç birini yerine getirememiştir. Bugün piyasaların bu kadar başıbozuk olması, buna en güzel örnektir.
Bilindiği gibi Avrupa Birliği’nin kuruluş amacında (AB) toplumsal refah, dayanışma, özgürlük, demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü, Pazar ekonomisi ve girişim özgürlüğünü esas alınmıştır. Bu yapısıyla, dünyanın en önemli medeniyet projelerinden biri sayılmaktadır. Türkiye bu proje içinde yer alabilmek için bazen ciddi çaba göstermiş, bazen da çaba gösterir gibi olmuştur. Tam üyelik başvurusundan (14Nisan, 1987) bu güne değin 33 yıl geçmesine karşın, maalesef üyelik gerçekleşmemiştir ve gerçekleşmeye de hiçbir zaman yakın görünmemektedir.
AB kuruluşundan üç yıl sonra (1961) Ortak Tarım Politikasını (OTP) oluşturdu. Bu oluşumdaki genel amaç tarımsal verimliliği artırmak, tarımda çalışanlara adil bir yaşam standardı sağlamak, piyasaları istikrara kavuşturmak, gıda arzını garanti altına almak ve arzı, tüketicilere uygun fiyattan ve zamanında ulaştırmaktır. OTP politikaları tüm üye ülkelerini kapsamaktadır. OTP, iç ve dış gelişmelere bağlı olarak politikalarında birtakım değişiklikler yapmıştır. AB içinde tarım politikalarının uygulanmasına ilişkin tarımsal üretimin devamlılığına ve sürdürülebilirliğine yönelik, AB bütçesinin hemen hemen yarısı tarım sektörüne ayrılmıştır. Ayrıca yapılacak yatırımların da çevreye uyum sağlaması öngörülmüştür.
Bu güne kadar Türkiye’de uygulanan Tarım politikaları maalesef tarım sektörünü çöküş noktasına getirmiştir. AB ülkelerine göre Türkiye’de nüfus artış hızı ortalama % 0.8, Dünya nüfus artış hızı ise % 0.9 civarındadır. Yani her ne kadar kontrollü nüfus artışı olsa bile, 2050 yılında Türkiye’nin nüfusu takriben 93 milyon, Dünya nüfusu ise 9.7 milyar olacaktır. Bunun anlamı artan nüfusun gıda ihtiyacını karşılamak için daha kaliteli, düşük maliyetli ve daha fazla gıda üretmek zorunda olduğumuz gerçeğidir. Doğal olarak Bu talebi karşılamak için devletler ve tarım sektörü, daha fazla ve daha verimli üretim yapma yollarını araştırmak ve bulmak zorundadır. Teknolojinin gelişmesi ile yaşamın her alanı, yeniliklere sahne olur. Bilindiği gibi, Dördüncü Sanayi Devimi veya Endüstride 4.0, birçok çağdaş otomasyon sistemini, veri alışverişlerini ve üretim teknolojilerini içeren ortak bir terim olarak uygulamaya girmiştir. Endüstride uygulanan 4.0’ın gayesi, şirketleri daha fazla ve daha verimli üretmeye yöneltmektir. Mekanik ve kimya teknoloji alanlarının hızla gelişmesi, tarımda da yeniliklerin doğuşunu tetiklemektedir. Dijitalleşme ile desteklenen yeni nesil tarım, Tarım 4.0 adıyla anılmaktadır. Diğer bir ifadeyle, yeni teknolojiyle desteklenen akıllı tarım uygulamalarının tümü Tarım 4.0 olarak ifade edilmektedir. Akıllı Tarım veya geleceğin tarımı diye adlandırılan başlıca uygulamalara ait örnekler aşağıda kısaca verildi.
Akıllı sulama sistemlerinin hava durumunu, toprağın ihtiyacını, ekin türünü belirleyerek sulama yapması,
Çiftçinin tek bir tuşa basarak tüm sistemi aktifleştirmesi veya pasifleştirmesi (ON-OFF),
Topraklardaki nem sensörünün eşik değeri kontrol etmesi,
Eşik değerle kıyaslanan nem oranına göre pompa motorunun kapanıp açılması,
Su kaynağının verimli kullanılması,
Elektrik tasarrufu sağlaması
İnsansız traktörler, evden uydu aracılığıyla sahanın kontrolü,
Yeşil enerji kullanımı, otomatik sulama ve analiz, ürünün olgunlaşma düzeyinin otomatik belirlenmesi ve hasadı,
Lazer sistemlerle yabani otların tespiti ve insansız traktörlerle hemen alana müdahale edilmesi,
Dronlar yardımıyla ekim alanının sürekli kontrolü,
Sıcaklık ve nem sensörlerinin aldığı verilerin depolanması ve istendiğinde yine akıllı cihazlar üzerinden raporlanması,
Geçmiş sezonun verimi, işleyişi konusunda tek tuşla rapor almak, tahmini yorumların ve deneyimlerin ötesinde somut bilgilerin paylaşımı,
Haftalık nem, sıcaklık, toprak analizi raporları cep telefonlarından kontrol edilebilirliği. Raporlar, çiftçilerin ziraat odaları, kooperatifler, tarım müdürlükleri, dernekler, birlikler ile iletişimlerinde somut veri sunmalarına yardımcı olunması,
Çiftçinin gübre, ilaç gibi alışverişlerini tam kararında yapması, israfın önüne geçilmesi gibi, tarımda sayılamayacak kadar büyük avantajlar getirecektir. Maalesef bu teknolojik yenilikler henüz hayatımıza girmiş değildir. Tarım Bakanlığının bu yönde birtakım çalışmalarının olduğu bilinmektedir. Bilinen gerçek şu ki tarımda büyük avantajlar getirecek ve çiftçilerimizin tarımda aradığı verime ulaşması için yukarıda örnek olarak verilen Tarımda 4.0 uygulamalarının ne bugün, ne de ötelenen bir zaman diliminde uygulamaya koyulamayacağı aşikârdır.
Türkiye’de tarım sektörü diğer endüstriyel sektörlere kıyasla en düşük dijital penetrasyon oranına sahiptir. Tarımda kullanılan teknolojik yenilikler ve uygulanan tarım politikaları, küçük çiftçileri ve aile çiftçiliğini yok etmiştir. Mart 2014 yılında çıkarılan Büyük Şehir Yasası’ndan sonra, kırsal nüfus hızla azalmış (% 8.7), kent nüfusu ise artmıştır (%91.3). Aslında bu Yasa illere bağlı tüm ilçelerin kalkınmasına da büyük bir engel teşkil etmiştir. Ancak Yasa belediyelere gıda, tarım ve hayvancılık başta olmak üzere birçok konuda önemli görevler yüklemektedir. Yasa’nın 7. maddesi; “Büyükşehir ve ilçe belediyeleri tarım ve hayvancılığı desteklemek amacıyla her türlü faaliyet ve hizmette bulunabilirler” şeklinde verilmiştir. Bu Yasa, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın tarımsal destekleme yetkilerinin bir bölümünün, belediyeler tarafından kullanılabileceğini öngörmüştür.
Başta Büyük Şehir belediyeleri olmak üzere, il ve ilçe belediyeleri; Yasa’nın 7. Maddesini kullanarak interlandları içinde bulunan verimli veya verimsiz kırsal alanların, yeni teknolojiyle desteklenen akıllı tarım uygulamaları (Tarım 4.0) ile verimli tarımsal ve hayvancılık alanlarına dönüştürülmesi çalışmalarına behemehâl başlamaları gerekir.
Yine bu Yasa’dan yararlanarak Tarım ve hayvancılık alanlarında Organize Tarım Sanayi Bölgesi (OTSB) ve Organize Hayvancılık Sanayi Bölgesi (OHSB) kurulmalıdır. Bu bölgelerin alt yapısı Tarım 4.0’ a göre hazırlanmalı, çiftçilik ve hayvancılık yapmak isteyenlere bu yerler tahsis edilmelidir. İştirakçiler belediyenin denetiminde şirket halinde çalışmalıdır. Belediyenin sorumluluğunda, Tarım ve Orman Bakanlığı denetiminde, Tarım ve Hayvancılığı Kalkındırma Fonu oluşturulmalıdır. Fonun kaynağı Tarım ve Orman Bakanlığı ve katılımcıların katkılarıyla sağlanmalıdır. Fonun kaynakları tamamen OTSB ve OHSB giderlerini karşılamada kullanılmalıdır. Fon yönetimi katılımcıların temsilcileri, Tarım ve Orman Bakanlığı temsilcisi ve belediye temsilcilerinden oluşturulmalıdır. OTSB ve OHSB içinde, OTSB ve OHSB müdürlükleri kurulmalıdır. Yine OTSB ve OHSB yanına bir Tarım Teknik Lisesi ile Veteriner Teknik Liseleri açılmalıdır. Bu liselerde modern ileri tarım ve hayvancılıkla ilgili olarak Tarım ve Hayvancılık 4.0 uygulama eğitimi verilmelidir Bu okulların devamı olarak belli büyüklükte olan OTSB ve OHSB içinde tarım ve hayvancılıkla ilgili olarak Tarım Meslek Yüksek Okulu ve Hayvancılık Meslek Yüksek Okulu açılmalıdır.
Başlangıçta bu yazıyı okuyanlar, hayal mahsulü gibi algılayabilirler. Ancak burada öngörülen uygulamaların daha ileri kademeleri, başta Hollanda olmak üzere birçok AB ülkesinde uygulandığı bilinmektedir. Bu ülkede sorumluluk alabilecek, cesaretli yerel yöneticilere ihtiyaç var. Ekranlarda boy gösterme yerine, gelecek kuşaklarımızın gıda ihtiyacını karşılamak için daha fazla çalışmak gerekir. Fazla çalışmak fazla efor harcamak değildir. Fazla, fakat akıllı çalışılmalıdır. Bilimi gerektirdiği muteber olan da budur. Gelecek nesillerce şükranla yâd edilmeniz için lütfen gelin ve taşın altına elinizi koyun.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.