Büyük Komutan ve 30 Ağustos Zafer Bayramı
23 Ağustos ve 12 Eylül 1921 tarihleri arasında yapılan Sakarya Meydan Muharebesiyle, Türk milleti 1699 Karlofça Antlaşması’ndan beri ilk defa toprak kazandı ve Sakarya Savaşı, Türk milletinin savunma durumundan taarruz durumuna geçtiği önemli bir savaş olarak tarihte ki yerini aldı. 30 Ağustos Zafer Bayramı, bağımsız ve modern Türk Devletinin kurulmasının dönüm noktasıdır. Bu nedenle, 30 Ağustos Zaferi Bayramı’nın Türk tarihindeki yeri son derece önemlidir. Bu Bayram, Mayıs 1935 yılında resmi olarak törenlerle kutlanmaya başlandı ve sonsuza kadar da kutlanacaktır. Bu zaferleri Türk Milletine bahşeden büyük komutan, siyasetçi, stratejist ve devlet adamı Mustafa Kemal ATATÜRK kimdir? Bu sorunun cevabını 30 Ağustos 1968 yılında Kocatepe’de yapılan kutlamalarda şeref konuğu olarak katılan büyük önderin silah arkadaşlarından kurtuluş savaşımızın süvari kolordu komutanı Fahrettin ALTAY Paşa (Kendilerini saygı, rahmet ve şükranla anıyorum) bir hatırasını anlatarak verdi. 06.09.2018 tarihinde Av. Sabri TANRIKUT tarafından dağıtımı yapılan yazılı metin aşağıdadır.
Tarih 30 Ağustos 1968. Afyon Lisesi’nden bir grup öğretmen, Kocatepe’de yapılacak olan zafer kutlamalarına gittik. Konuşmaların yapılacağı kürsünün yakınında yerimizi aldık. Saygı duruşu ve İstiklal marşından sonra konuşmalara geçildi. Gazilere öncelik verildi. İlk konuşmacı, kurtuluş savaşımızın süvari kolordu komutanı Fahrettin ALTAY Paşa’ydı. Bir Albay, Paşa’nın koluna girdi. Kürsüye çıkmasına yardımcı oldu. Konuşma süresince de elinde bir şemsiye ile O’nu güneşten korudu. Fahrettin ALTAY Paşa konuşmasına şöyle başladı:
Bana Mustafa Kemal’i anlatır mısınız? Dediler. Ben de memnuniyetle kabul ettim ve geldim. Ancak anlatımım kısa olacak. Size 26 Ağustos 1922 sabahı taarruz anındaki bir olayı aktaracağım. Bu şekilde Mustafa Kemal’i anlatmış olacağım. ”Dedi. Devam etti: “Planlandığı şekilde 26 Ağustos 1922 sabahı saat 05.00’te başta Mustafa Kemal olmak üzere İsmet Paşa, Fevzi ÇAKMAK, Nurettin Paşa, ben ve diğer komutanlar, ordu karargâhı olarak Afyon Kocatepe’deydik. Plan gereği taarruz önce top atışlarıyla başladı. Bu bir baskındı. 20 dakika sürdü. Ardından “Tahrip” atışları yapıldı. Bu da 10 dakika devam etti. Yunan mevzilerindeki makineli tüfek yuvaları, Yunan topları, tel örgüleri hedef alındı. Komutanlar olarak bizler de top atışlarının sonucunu görmeye çalışıyor, alt kademelere iletmek üzere Mustafa Kemal’in emrini bekliyorduk. Sonuçta Yunan mevzilerinde alevlerin yükseldiğini, hedeflerin vurulduğunu, düşmanın mevzilerini terk ederek geri çekilmekte olduğunu gördük. Mustafa Kemal’ yöneldik. O’nun taarruz ve takip emrini bekliyorduk. Ne ki O, gözlerini Yunan mevzilerinden ayırmıyor ve geri çekilen Yunan ordusunu izliyordu. Fevzi Çakmak sessizliği bozdu. “Haydi, Kemal düşman kaçıyor, taarruz emrini ver” dedi. Mustafa Kemal: ”Dur Abi” diye cevap verdi. Bir süre sonra Fevzi ÇAKMAK: “ Kemal, tarihi bir fırsatı kaçırıyorsun, düşman yeni mevzilerine yerleşecek, emrini ver artık.” Diye ısrarda bulundu. Mustafa Kemal, yine “ Dur Abi” dediği sırada beklenmedik bir olay meydana geldi. Yunan ordusunun terk ettiği mevzilerde cehennemi patlamalar başladı. Mustafa Kemal’in taarruz ve takip emrini geciktirme sebebi anlaşıldı. Yunan ordusu geri çekilirken cephe boyunca mevzilere saatli bombalarını yerleştirmiş, askerlerimize tuzak hazırlamışlardı. Mustafa Kemal’in öngörüsü, büyük bir felaketi önlemişti. Taarruzda ısrar eden Fevzi ÇAKMAK, Mustafa Kemal’e sarıldı. “Seni bize Allah mı gönderdi Kemal” Dedi. Müteakiben süngü hücumu ve ileri top atışları emrini aldık. Alt kademeler ilettik. Sonucu biliyorsunuz. Bana Mustafa Kemal’i anlat dediler. İşte Mustafa Kemal budur. Dedi ve Paşa yine albayın yardımıyla kürsüden indi.
Düşünmeyi okuyuculara bırakarak Allah Türk milletine güç, kuvvet versin ve Türk yurtlarını ilelebet korusun.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.