PETROL FİYATLARININ ENFLASYON VE EKONOMİYE ETKİLERİ
Son bir ay içinde akaryakıta gelen ölçüsüz ve hesapsız fiyat artışları nedeniyle, kötü olan piyasa daha da kötüye gitti. Fiyat artışları sadece marketleri etkilemiyor. Tüm sektörleri derinlemesine vuruyor. Bu nedenle, enflasyon sadece satın alınan her birimin üzerinde hissedilmemekte, aynı zamanda toplum psikolojisini de etkilemektedir.
Türkiye’de yıllık yakıt tüketimi Petrol Sanayi Derneği (PETDER) verilerine göre günlük 55 milyon litre motorin, 8-10 milyon litre benzin olarak verilmiştir.Pandemi nedeniyle, bu rakamlar 8 - 10 milyon litre motorin, benzin ise 1 milyon litreye kadar düştü. Verilen bu rakamlar motorin ve benzin kullanan kamu ve özel sektör tüm tüketim alanlarını kapsamaktadır. Petrol fiyatlarının 30 TL’nin üstüne çıkması nedeniyle, sadece özel taşıt araçlarında kullanılan motorin ve benzin satışlarında Mayıs ayı için %20’nin üzerinde; düşüş olmuştur.
Bilindiği gibi, Türkiye, petrol fiyatlarının belirlendiği Akdeniz Ortak Piyasası’nda en çok vergi alan ülkeler arasında yer alıyor. Ayrıca konunun uzmanları tarafından bu zamların 2022 yılı boyunca da devam edeceği tahmin edilmektedir. Rusya-Ukrayna savaşı ve yaptırımlar nedeniyle, emtia fiyatları rekor seviyeye ulaştı. Bu durum akaryakıt fiyatlarını doğrudan etkilemektedir. Tüketicinin alım gücünün düşmesini önlemek için, akaryakıt fiyatlarındaki artışların özel tüketim vergisinden otomatik olarak arındırılması suretiyle; akaryakıtın pompa fiyatına yansıtılmamasını ve pompa fiyatının sabit kalmasını sağlayan Eşel Mobil sistemi yeniden uygulamaya koyulmalıdır. Orta gelir sahibi vatandaşlar artık arabalarına binememekte ve vatandaşların hükümetten vergi desteği beklentileri artmıştır.
Ekonomik büyümenin en önemli göstergelerinden biri şüphesiz enerjidir. Yeraltı zenginlikleri içinde petrol ilk sırayı almaktadır. Günümüzde geliştirilen veya bulunan enerji kaynaklarının hiç biri, petrolün yerini alamamış ve talep artış süreci devam etmektedir. Dünya konjonktürüne bakıldığı zaman, yüksek büyüme oranına sahip ülkeler, en fazla enerji tüketen ülkelerdir. Dikkat edilirse, ekonominin büyüdüğü zamanda talep artışları da fazladır. Diğer bir ifadeyle petrol ve ekonomik büyüme arasında bir korelasyon bulunmaktadır. Kriz dönemlerinde ise, üretimin yavaşlaması nedeniyle, petrol tüketiminde azalma görülür. Diğer bir ifadeyle, petrol tüketimi ve ekonomik büyüme birbirini etkilemekte ve bu iki kelime arasında çift yönlü değişkenlik bulunmaktadır. Ayrıca petrol üreten ve tüketen ülkeler arasında, gelir dengesizliği çok artar.
Türkiye’nin enerji ithalatı 2021 Aralık ayı rakamlarına göre 29.9 milyar 70 milyon dolardır. Öncelikle yüksek petrol fiyatları, petrol ithalatçısı ülkelerin reel milli gelirlerini sürekli azalmakta ve diğer harcamalara ayrılan milli gelir miktarı düşmektedir. Bir ülkenin diğer enerji kaynaklarına yönelme imkânları kısıtlıysa petrol fiyatlarının ekonomi üzerindeki negatif etkisi artar.
Öncelikle yüksek petrol fiyatları doğrudan maliyetleri artırmakta, toptan ve tüketici mal fiyatları enflasyonu yükselmektedir. Eğer iç talep kısılarak enflasyon düşürülmek istenirse, bu durumda yatırımlar ve devletin vergi gelirleri azalacaktır. Sonuç olarak yükselen petrol fiyatları, Türkiye’de olduğu gibi enflasyonun artmasına, gelir dağılımının bozulmasına, devletin bütçesinin açık vermesine ve petrol üreten ve tüketen ülkeler arasında makasın açılmasına neden olur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.