Halime Bilgin

Halime Bilgin

Beş Yıldızlı Esaret

Beş Yıldızlı Esaret

Bu yaz sıcağın etkisi ile insanlar akın akın denize tatil yapmaya gittiler, gidemeyenlerde çok konuştu, gidenleri eleştirdi. Bugün bunların dışında farklı bir perspektiften bakarak bir konuya dikkat çekmek istiyorum.

Eskiden top 10 müzik programı vardı. Onun gibi şimdide Top 5 tatil planı var. Bu konuda toplumumuz çağı kolay yakaladı. Beş yıldızlı oteller son dönemlerde birinci sıraya oturmuş görünüyor. Dört, üç yıldız derken bir yıldıza kadar konaklama alternatifleri bu yıl tüm misafirlerini ağırladı. Konaklanan yere göre her şey dahil, şezlong, şemsiye, günübirlik tüm sahiller doldu taştı. Yalnız bir şey var ki, ister beş yıldızlı, ister tek yıldızlı tatili yapılsın, deniz tatilinin bir görgüsüzlüğü illaki oluyor. Otelinden, apartlara pansiyonundan hosteline kadar herkesin bir derdi vardı.

Misafir gelenler güneş görmek, yüzmek, dinlenmek ve eğlenmek, ev sahipleri para kazanmak. Bunun dışında kalan her şey ise o toplumun değerlerini belirliyor. İnsan hangi ortamda olursa olsun ahlaki olarak gelişemedi ise bu yaşadığı topluma bir şekilde yansır. Bunun detaylarına girerek sizi sıkmayacağım, sadece şu beş yıldızlı otellerin birinci sırada olmasını biraz açmak istiyorum. İsrafını, şununu, bununu değil de insanları soktuğu bir esaret var kimse farkında değil. Belli saatlerde yeme, belli saatlerde eğlenme, belli saatlerde yüzme şartı koysa bir işletme kimse gitmez. Ama her şey dahil adı altında olunca rağbet görüyor.

Düşünün şimdi sabah kalkıp erken saatte denize yüzmeye gideceksiniz ve siz döndüğünüzde kahvaltı saati bitmiş olacak. Ne var gözleme veya fast food yiyecekler.Ya hamur işi yemiyorsan aç kaldın. Öğle saatini bekleyeceksin. Veya akşam gün batımında fotoğraf çekineceksin yada çekeceksin az kendini kaptırdı isen akşam yemeğinin sonuna kalmayı göze alacaksın.

Özgürlük kelimesini herkes sahiplenir ve kendinin özgür olduğuna inanır. Oysa bu sihirli kelime bazen kendini kamufle ederek kendine inananları kandırır. Bir şirkette çalışan kişiyi düşünelim. Sabahleyin kalkıp akşama kadar sınırlı süreli çalışma saati olan. Bu kişi bir yıl boyunca aynı tempodaki hayatını bir hafta on gün değiştirmek için dinlenmeye özgürleşmeye, eğlenmeye farklı bir yere gidiyor. Her şey dahil osun uğraşmayayım her şeyle tek tek diyerek beş yıldızlı ya konuyor. Sözde sınırlı ve monoton yaşamından özgürlüğe çıktı. Ne oldu yeni bir esarete girdi. Fakat bunun farkında değil. Hizmet aldım sanrısına giriyor.

Yirminci yılın başlarından itibaren televizyon ve yazılı basın insanları yönlendirmede etkili olduğu öne sürülmüş ve kullanılmıştı. Şimdi bu ününü sosyal medyaya kaptırdı. İnsanlar, her ne kadar kayıtsızmış gibi görünse de bir şekilde sosyal medyanın çekim alanına karşı koyamayarak pasif bir durma geldi. Gelen görüntülü ve sesli tüm mesajlar, bilinçaltının kaydı ile ister istemez tatil planları yapılırken de kişilerin özgürlük alanına müdahale ediyor.

Şimdi bir daha düşünelim.

Tatil planlarken ne kadar özgürüz ?

Tatil yaparken bilinçli esareti neden tercih ediyoruz ?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Halime Bilgin Arşivi