Kültürün bir parçası olan adetler, geçmişle bağ kurmak, nesilden nesile aktarılarak, atalardan kalan mirası yaşatma çabası olarak yaşamın içerisinde her zaman yerini almış ve günümüze kadar korunmuştur.

Bunların içerisinde bazen neden yaptığımızı bilmediğimiz ama hiç taviz vermeden uyguladıklarımız vardır. Kız isteme merasimlerinde kahve ikramı ve tuz koyma adeti bunlardan sadece bir tanesidir.

Eskiden, görücü usulü evliliklerde, kız ve erkek tarafı bir araya geldiğinde genç evlenecek çift birbirlerini ilk kez gördükleri için, gelin adayı, damat adayının kahvesini hazırlarken, eğer damat adayını beğendiyse kahveyi şekerli hazırlar, yanında tatlı ikram edermiş.

Fakat gelin adayı kız, damat adayını beğenmezse kahvesine şeker yerine tuz koyarmış. Tuzlu kahveyi içen damat adayı, kızın kendisini istemediğini anlayıp anne ve babasını alarak kalkar ve bu işten vazgeçermiş.

Geçmişte, kahvenin kırk yıl hatırı yanında, birde bu kız isteme işinde görev almış. Tuzla birleşerek, kimseyi incitmeden, söz söylemeden sessiz bir şekilde cevap iletme aracı olarak kullanılmış.

Adetlerin çoğunda görünmeyen bu tür incelikler saklıdır.

Tabii bu adetler günümüze ulaşana kadar anlam ve içerik açısından değişime uğradığı için önceden ilettiği o ince mesajlar yerini başka mesajlara bırakmıştır.

Bu adetin günümüzdeki anlamı biraz daha farklıdır.

Gelin adayı, damat adayının gerçekten sevip sevmediğini anlamak için, kahveyi tuzlu yaparak, damat adayının kendisi için nelere katlanabileceği testine dönüşmüştür.

Kız isteme merasiminde herkesin içinde, eğer damat adayı kahvenin tuzlu olduğunu anladıktan sonra içerse tükürmeden yutarsa eşi için her şeyi yapacağı anlamını verir. İçmezse, bu gelinin isteklerini karşılayamayacağı anlamını taşır ve ayıp sayılır.

Bunların yanında günümüzde artık birde eğlence tarafı ağır basarak, gelinin yakınları ve arkadaşlarının damat adayına yaptığı şakalaşmaya da zemin oluşturmuştur.

Anlamı her ne olursa olsun, iki genç çift evlilik öncesinde yaşadıklarından, geride kalan anılarına baktıkları zaman içlerinde bu adet istinasız hep bulunur ve bazen gülerek bazen çatışmaya neden olacak şekilde hatırlanır.

Fakat tuzlu kahve ikramının o eskilerdeki ince anlamı ve mesajı kalmadığı için, çoğu zaman istenmeyen durumlarla karşılaşıldığı tuzdan dolayı tansiyon sorunları, biberden dolayı boğaz sorunlarına zemin oluştuğu için, sevgi ve sorumluluk testi olarak kullanılması yerine, daha yaratıcı fikirlerle anılara da güzel yer edecek şekilde hazırlanması daha kalıcı anılar oluşturur gibi geliyor. Adetlerin anlamını bilerek hayatımıza taşımıyorsak, o adeti kendimize göre dönüştürebiliriz.

Zencefilli kahve olsa veya limonlu sağlığa da faydalı olur.