Erhan Dargeçit

Erhan Dargeçit

Konya’da bu faaliyetler çoğalsın

Konya’da bu faaliyetler çoğalsın

Epeydir yazmak istediğim bir konu vardı ve gündem yoğunluğundan fırsat bulamamıştım. Ama bence diğer konular kadar önem arz eden bir konu. Geçtiğimiz günlerde Türkiye Yazarlar Birliği (TYB)’nin Tantavi Kültür Merkezi’nde bir programına katıldım. Konu “Cumhuriyet’in 100. Yılında Modern Tarihimiz” idi. Prof. Dr. Bekir Biçer, Prof. Dr. Feridun Ata ve Doç. Dr. Yakup Kaya’nın panelist olarak katıldığı programı Zafer Karakuş düzenlemiş.

TYB Konya Şube Başkanı Ahmet Köseoğlu’nu basın camiası olarak onlarca yıldır tanırız. Daha evvel Belediye basın müdürlüğünden, belediye başkan yardımcılıklarına kadar birçok görevde Konya’ya hizmet vermiş birisidir. Konya’yı bilir, Konya da onu bilir. Ve şimdi Başkan Köseoğlu uzun yıllardır yürüttüğü TYB Başkanlığında Konya bilim, kültür ve eğitim hayatına katkıda bulunuyor.

Tantavi Kültür Merkezi’ne gittiğimde kafamdan hep şunu geçirdim: Konya’da Selçuk Üniversitesi, Erbakan Üniversitesi, KTO Karatay Üniversitesi, Konya Teknik Üniversitesi ve Gıda ve Tarım Üniversitesi’ni de sayarsak 5 tane üniversite var. Bu 5 üniversitede yüzlerce öğretim görevlisi bulunmakta. Ve bu tür güncel konuları değerlendirebilecek panel, konferans gibi programların ne kadar az olduğunu düşündüm. İyi ki TYB yıllardır bıkmadan, usanmadan bu tür konferans programlarını aksatmadan yapıyor. Ayrıca canlı olarak gidip izlenebileceği gibi aynı programı canlı olarak sosyal medyadan da TYB adreslerinden izletebiliyor.

1990’lar, dönemlerinde bu tür programları, vakıf başkanlığı yaptığım dönemlerde Konya’da çok organize etmiştim. Mesela Prof. Dr. Toktamış Ateş’i Konya’ya getirmiştik Devlet Tiyatro salonunda Konyalılarla buluşturmuştuk. Prof.Dr. Türkan Saylan, Bedri Baykam gibi birçok ismi Konya’da halka buluşturmuştuk ve fikirlerinden yararlanmıştık.

5 üniversiteye sahip Konya’da bu tür eğitici-öğretici faaliyetlerin az olması inanın oldukça üzücü. Buradan sanırım üniversitelerimiz de gereken mesajı alırlar. Üniversitelerimiz kendi içlerinde bilimsel faaliyetlerini devam ettirsinler ancak aynı zamanda halkla buluşulabilecek, güncel konuların teatide bulunabileceği bu tür programlar çok önemli ve güzel sonuçlar doğurur diye düşünüyorum.

Mesela ekonomi bir kesime göre iyiye gidiyor bir kesime göre kötüye gidiyor. Bunun teorik olarak ve pratik olarak halkın anlayacağı şekilde halka en doğrusunu bu hocalarımız anlatabilir. Veya güncel birçok konuda bu programlar üniversitelerimiz tarafından da düzenlenebilir.

İşte TYB Konya Şubesi bu işi üstlenmiş durumda. TYB Konya Şube Başkanı Ahmet Köseoğlu’na bu konuda Konya halkı olarak şükranlarımızı sunmamız gerekir. TYB’ye de yaptığı faaliyetleri de dikkate alarak destek olmak hepimizin görevi diye düşünüyorum.

Bu arada Ahmet Köseoğlu’nun son olarak çıkardığı bir kitaptan da bahsetmeden yazımı sonlandırmayayım istiyorum.

Başkan Köseoğlu, seyahatlerinden yola çıkarak gittiği yerlerde kendi tabiriyle “hafıza mekânlarını aramış” ve onları çok güzel bir seyahat yazısı olarak okuyucuya sunmuş. Kitabın adı “Kendini Arayan Şehir”. Kitabı elinize aldığınızda zaten çok etkileyici bir kapakla karşılaşıyorsunuz. 1800’lerin başındaki bir Kudüs şehri size kapakta “hoş geldiniz” diyor.

Tabii ki kitap “Gökte yapılıp yere indirilen şehir” tasviriyle ilk olarak Kudüs’ten başlıyor. Ardından “huzur şehri” Konya bilmediğiniz yönleri de eklenerek birlikte anlatılmış. “Zamanın şehri” sözü Şam için; “Efsane Şehir” Şanlıurfa için; “Tarih kokulu şehir” Bursa için betimlenmiş. Yazar Köseoğlu bu şehirleri birinci bölümde “Gökte Yapılan Şehirler” başlığında toplarken, ikinci bölümdeki şehirleri de “umran şehirler” olarak nitelendirmiş. “Kaybolmayan Şehir” Üsküp, “Çinili şehir” Kütahya, “tarihin kucağındaki şehir Aksaray, “kadirşinas şehir” Tokat, “saklı şehir” Amasya ve “bereketli şehir” Balıkesir’i umran yani bayındır şehirler olarak belirtmiş.

Yazar Ahmet Köseoğlu üçüncü bölümde “Şehirden uzakta şehre yakın” adı altında “Minyatür şehir” İznik ve “Hayal Şehir” Ereğli ilçelerini ve de “Tuz şehri” Tuz Gölü’nün hafıza ve ruhlarının derinliklerine değinmiş.

Ve şu bir gerçek ki şehirlerin hafızasına dokunmak o şehirleri çok başka türlü görmenize sebep olacaktır. Kitabı okuyan bir dostum “keşke Bursa’ya gitmeden önce bu kitabı okusaydım o zaman Bursa’ya bakışım çok daha farklı olacaktı.” diye belirtmişti.

Bu şehirleri biliyorsanız bu kitabı okuyun ve ne kadar farklı bildiğinizi görün. Eğer bu şehirleri bilmiyorsanız bu kitabı okuyun ve bu şehirleri çok daha derin öğrenin.

Dostlukla kalın.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Erhan Dargeçit Arşivi