Dar kalıplara sığma
Size de öyle geliyor mu bilmiyorum, insanlar ‘aynılaşıyor’ sanki.
Herkes birbirine benziyor. Hangi ırktan, renkten olursa olsun.
Farklılık adına düşünülen, yapılan şeyler hep aynı.
Düşünce yapıları, yapılan eylemler, davranışlar bir yana insanların tipleri de artık birbirine benziyor. “Falanca kız aynı şuna benziyor, bunun aynından ben de gördüm” dediğim şahsiyetlerin sayısı her geçen gün artıyor gibi geliyor bana.
Bu kadar aynılık varken, insanlar yine de az ya da çok birbirini ‘yemeye’ devam ediyor.
Buna bir türlü anlam veremiyorum.
Tüm bunların yanı sıra şöyle bir şeyden de bahsedeyim. Bir düşünür -ismini şu an hatırlayamadım- “Bakış açılarına ve algılara takılıp kalanlar dünyayı, insanları inciterek gezerler” demiş.
Dünya üzerinde birbirinden farklı, sürüsüne bereket bakış açısı var. Siyasi görüş üzerinden hadiseyi ele alacak olursak; insanlar kendilerini konumlandırmak adına yoğun çaba sarf ediyor, enerji harcıyır. Kişilik ve kimlik de ona göre şekilleniyor. Bence aslında burada insan kendisi ile boğuşuyor resmen. Niye? Kimliğiniz, kişiliğiniz neden tek bir görüşe göre şekillensin ki? İnsanlara, “Kendinize niye bunu yapıyorsunuz” diye sorasım geliyor ama “hadi, karışmayayım” diyerek geçiştiriyorum.
Yanlış bu. Tek bir ideolojiye, görüşe, bakış açısına göre kendisine bir kimlik belirlememeli insan.
Bakış açısında ne kadar ‘sınırsız’ olursanız, o kadar kaliteli bir kişiliğiniz vardır diye düşünüyorum.
Düşünce ve bakış açısı anlamında bir kutuya hapsedilmemeli, dar kalıplara sığmamalı insanoğlu.
Bu hususun üzerinde insanın kendisini sorgulaması gerekiyor bence…
Esenlikler…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.