Sevgili dostlar bugün çok önemli bulduğum bir kitaptan bahsetmek istiyorum. Kitabın yazarı Adnan Menderes Üniversitesi Nazilli İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü Siyaset ve Sosyal Bilimler Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof.Dr.Atakan Hatipoğlu. Kitabın adı da Orta Asya’dan Avrasya’ya Türklerin Uygarlık Serüveni.

Atakan Hatipoğlu İstanbul doğumlu. İlk, orta ve lise eğitimini İstanbul’da tamamladı. Lisans eğitimini Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümünde; Yüksek Lisans eğitimini Cumhuriyet Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde; Doktorasını Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Kurumlar Sosyolojisi Anabilim dalında tamamladı.

Prof. Dr. Hatipoğlu siyaset sosyolojisi, sosyal hareketler ve sosyal değişim alanlarında çok sayıda bildiriler, makaleler yayınlamıştır. Çoğunluğu ders kitabı ve bilimsel araştırmalar olmak üzere çok sayıda kitabı vardır. “CHP’nin İdeolojik Dönüşümü” isimli kitabı da Kaynak Yayınlarından yayımlanmıştır.

Prof. Dr. Atakan Hatipoğlu Türkiye’nin çok önemli sosyologlarından biri olarak hayatına Aydın’da devam etmektedir. Selçuk Üniversitesi mezunu olması, biz Konyalılar için ayrı bir övünç kaynağıdır. Zaman zaman televizyonlarda, internet ortamında yayınlarıyla bilgi ve birikim farkını da ortaya koymaktadır.

“Türklerin Uygarlık Serüveni” kitabına gelince; kitaptan küçük bir alıntıyla başlayayım. “….. Çin öncülüğündeki Avrasya İşbirliği Örgütü’nün meydan okuması, ABD açısından Ortadoğu’nun tam denetim altına alınmasını acil bir ihtiyaç haline getirdi. Bu ise doğrudan Türkiye’nin kaderini etkileyecek bir dizi gelişmeye yol açtı. Bazı denemelerden ve “cesur” politik açılımlardan sonra ABD öncülüğündeki uluslararası sistemin ihtiyaçları ile Türkiye’nin ulusal güvenlik ihtiyaçları arasında bir uyumlulaştırmanın mümkün olmayacağı anlaşıldı. Türkiye sistemin ihtiyaçlarına uygun hareket ederse beka sorunu yaşayacağını anladı. Öte yandan sistemi açıktan karşısına alırsa ne yapacağını bilemez hale düştü. Cumhuriyet’in 100.yılına bu kararsızlık ve arayış havasında girdi…..”

Yazar önsözünde böyle bir tespit ile başlamış kitaba. Tabii ki siyasetten uzak, apolitik, magazin gazetesi okuru için belki bir şey ifade etmemiş olabilir bu tespit. Ancak siyasetle, sosyolojiyle, aslında kısacası “bilgiyle” alakalı kişiler için çok önemli bir özettir aslında.

Kitabı okudukça bu şekilde çok tespitlerle karşılaşacaksınız. Ve birçoğuna “ya ben hiç böyle düşünmemiştim” diyeceksiniz inanın.

Kitap Türklerin Orta Asya’da siyasi düzeninden başlıyor. Şehirleşmesini, İslam’a geçişini, kurumsallaşma mücadelelerini anlatıyor. Anadolu’nun Türkleşmesi, beylikler dönemi ve Osmanlı uygarlığı değerlendiriliyor.

1923 Türk Devriminin gelişimi ve Emperyalist sistemden çıkış bir bölümde anlatılırken; Batı sistemi içinde yol bulma arayışları, küçük Amerika süreci ardından değerlendiriliyor. 12 Eylülle beraber “Karşı Devrim: Türkiye’nin Küresel Sistemle bütünleştirilmesi” işlenirken içinde FETÖ’ye de, 15 Temmuz kalkışmasına da, PKK açılımına da hatta sığınmacı durumuna da değinilen “Kesin Hesaplaşma ve sonrası” bölümüyle kitap sona eriyor.

İddia ediyorum, meraklıları ve bilgilenmek isteyenler yaklaşık 270 sayfalık bu kitabı bir çırpıda okuyup bitireceklerdir.

Tabii ki yüzde 90’ının TV açınca belgesel izlediği, kim kimle ne yapmış dedikodu ve magazininin yüzüne bakmadığı, ya olduğu gibi göründüğü ya da göründüğü gibi olduğu bir toplumda yaşadığımız için, toplum gerçeklerini, siyasi realiteyi, nelerin neden yaşandığını merak edenler için bu kitap çok ilgi görür diye düşündüm.

Tabii ki ülkemizin en önemli sosyologlarından, sevgili dostum Prof. Dr. Atakan Hatipoğlu’nun tespitlerine de çok güvendiğimi belirtmek isterim.

Dostlukla kalın.