Erhan Dargeçit

Erhan Dargeçit

Dalkavukluk ikiye ayrılır

Dalkavukluk ikiye ayrılır

Girdiği kabın şeklini alan, her döneme çok rahatça ayak uydurabilen insanlara çok şaşırıyorum. Bunlar diğer “dalkavuk” tiplerden farklı oluyorlar. Dalkavuk tiplerin kafası pek çalışmaz. Onlar sadece değişen konjonktürde güçlü olanın yanında olmak isterler. Bu güçlü olanlar belli olur, ondan sonra bu dalkavuklar yön değiştirirler. Ama diğerleri öngörülüdür. Değişikliği önceden fark ederler ve de ona göre kendi yönlerini anında çizerler. Onlar konjonktürel sonuçları beklemezler.

Şöyle bir örnek vereyim; bu “dalkavuk” tipler seçimlerin sonucunu beklerler. Seçim sonucunda güçlü olan partiyi desteklemeye başlarlar. Diğerleri olası seçim atmosferine girmeden önce kazanıp güçlü olabilecek partiyi tespit ederler ve hemen o cenaha yanaşmaya başlarlar. Seçimlerden sonra da önsezileri tutarsa o cenahın “akılvereni” olurlar.

Tabii ki bu iki tipin arasında, dalkavuklar, o kadar tehlike oluşturmazlar. Onlardaki daha çok karakter sorunudur. Onlar için de karakter zaten çok “olmazsa olmaz” bir özellik olmayabilir. Diğerleri daha tehlikelidir çünkü aynı zamanda bilgili gözükürler. Önsezileri vardır. Bugünden gelecek “güçlü hükümeti” tahmin etmek çok da kolay bir iş değildir.

Yine bir örnek verecek olursak; Dalkavuklar, FETÖ’nün kurum ve kuruluşlarıyla içli dışlı oluyorlardı. FETÖ’nün vakıfları, dernekleri yurtdışı programlarına götürsün diye “kırk takla” atıyorlardı. FETÖ elebaşına şiirler yazıyorlar, güzelleme yapıyorlardı. Aynı dalkavukları daha sonra FETÖ karşıtı cenahın en başlarında görebiliyor ve de bu dalkavukların FETÖ aleyhine yazdıkları kitapları okuyabiliyorduk. Bu dalkavuk grup genelde 17-25 Aralık’tan ziyade, 15 Temmuz’dan sonra dönen gruptur. Diğer grup ise gücün değişeceğini daha önce sezip, 17-25 Aralık’a varmadan yerini almıştır.

Şimdilerde Ak Parti’yi uyarıp, Kılıçdaroğlu’na ve Akşener’e hiçbir eleştiri getirmeyen grup, bu ikinci gruptur. Bunlar önsezilerini çalıştırıp, Ak Parti’nin güçsüzleştiğini ve de Millet İttifakı’nın güçleneceğini sezmiştir. Zaten bu tip insanları yeri gelir kendi karşıt görüşlerinden insanlarla birlikte konferanslarda, panellerde, TV programlarında çok rahatlıkla görebilirsiniz. İki ayrı görüşten insanın, bir zamanlar, birlikte tüm ülkeyi gezerek panellerle toplumun karşısına çıkmalarını da demokrasi olarak nitelemek ne denli doğrudur o da ayrı bir tartışma konusudur.

Sanırım bu anlattıklarım, baştan beri Ak Parti’nin yanında olup da şimdi sanki Ak Parti çok çok değişmiş gibi bir şaşkınlık içerisinde olan kimi “dinci” yazarların durumunu da açıklıyordur.

Şimdi bir de bu iki tipin yanında genel başkanlara laf söyleyemeyip, genel başkanın yanındakilere ağzına geleni söyleyen bir cenah vardır. Onlara göre aslında genel başkan iyidir de yanındaki falanca çok kötüdür. Yani sanki genel başkanın yanındaki falanca kişi, genel başkanından izinsiz bir şey yapabilirmiş gibi…

Aslında teşbihte hata olmazmış “eşeğini dövemeyen semerini döver” diye bir laf vardır ya durum aslında tam da budur.

“İyi de bunlardan hangisini dinleyeceğiz” diye sorduğunuzu duyar gibiyim. İşte buna verilen tek cevap vardır. Bunların hiç birine prim vermemek lazımdır. Kendi bilgimiz, birikimimiz, tecrübemiz aslında onlardan hiç de az değildir. Yapılması gereken ülkesini seven, milletini seven, devletini seven yapıları ortak payda olarak almak ve gerisine bakmamaktır.

Dostlukla kalın.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Erhan Dargeçit Arşivi