Emine Seda Sevinç

Emine Seda Sevinç

Bin düşün, bir söyle

Bin düşün, bir söyle

Halk arasında şu sözü sıklıkla duyarız: ‘kültürsüz!’ Bu sözü öylesine pervasızca söyleriz ki aslında ne kadar ağır bir söylemde bulunduğumuzun hiç de farkına varmayız. Dünya milletlerini, devletlerini düşündüğümüzde kültürel çeşitlilik o kadar fazladır ki, üstelik "kültür" tanımını literatür taraması yaparak araştırdığımızda karşımıza yüzlerce tanım çıkar. Her insanın yaşadığı ülke, şehir, bölge, etnik kökeni, yaşadığı çevresel koşullar, bulunduğu coğrafi konum, dili, dini inancı, aile bireyleri, cinsiyeti, ekonomik gelir dağılımı, eğitim düzeyi, kişisel özellikleri vb. gibi çok fazla ayırt edici özellik "kültürel kimlik" oluşumu üzerinde belirleyicidir. Yüzlerce tanımı olan ve bilim insanlarının çalışmalarına hala konu olan kültürün tanımını yapabilirim diyemem, fakat özetle ifadeye etmeye çalışırsam kültür; bir kişinin kimliğinin belirleyici bir özelliği olmakla birlikte, kendilerini ve kendilerini tanımladıkları grupları nasıl gördüklerine de katkıda bulunur.

Kültür bir yaşam biçimidir. Bu yaşam biçimi bir kuşaktan diğerine aktarılan bir grup insan tarafından oluşturulur. Her toplumun, kültürel veya etnik grubun kendine özgü değerleri, inançları ve yaşam biçimleri vardır. Toplumların yiyecek kültürü, giysi tercihleri, kutlamaları, din ve dil gibi gözlenebilen yönlerinden tutun da iletişim kalıpları da (sözlü iletişim, yazılı iletişim, beden dili, iletişim araçları vb.) kültürün bir parçasıdır. O kültürün mensupları arasında ortak değerler, gelenekler ve tarihi bağımlılıkları, düşünce ve davranış kalıpları, ortak değer yargıları da bulunabilir. Paylaşılan bir kültürel miras, grubun üyelerini birbirine bağlar ve topluluğun kabulü ile aidiyet duygusu yaratır. Kültürel birlikteliği olan insanların birbirleri arasında maddi ve manevi bağımlıkları vardır. O toplumların gelenek ve göreneklerini kültürel bağımlıkları da etkiler. Kültür, insanların kendilerini kolektif bir bütün olarak algılamalarını sağlayan değerler, inançlar, dil ve iletişim sistemleri gibi şeylerdir. Her toplumun kendine has kültürel özellikleri bulunur. Kültür’ü yazmaya sayfalar, anlatmaya ise sözler yetmez.

Yüzlerce tanımı yapılan, binlerce makaleye konu olan, akademisyenlerin hala yoğun çalışmalar sürdürdüğü, önemli görülen ve çok çeşitli değişkenleri içinde barındıran ‘kültür’ kavramından yola çıkarak bir insana, bir gruba, topluma yahut millete “kültürsüz” diye pervasızca söylenen bu kelime sizce doğru mudur? Ayrıca bir millete kültürsüz bir millete kültürlü nitelendirmesi yapmak o milletin geçmiş gelenek ve göreneklerine, çeşitli ayırt edici özelliklerine saygısızlık yapılması anlamına gelmez mi? Ya da kültür kime göre neye göre “kültürlü” ya da “kültürsüz” tanımına girer, zaten kültürün kendine has tek bir tanımı dahi yoktur. Bizler farkında olarak yahut olmayarak bazen çok ağır ithamlarda bulunuruz fakat bunun ne anlama geldiğini hiç de düşünmeyiz! Tıpkı ‘kültürsüz’ sözünde olduğu gibi… Bin düşün, bir söyle demiş atalarımız, umarım sözlerimizi önce iyice düşünür sonrasında sarf etmeyi hayatımızda bir düstur ediniriz.

Sevgiyle, esen kalın..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Emine Seda Sevinç Arşivi
SON YAZILAR