Sosyal medyanın engellediği hayatlar
Arkanıza yaslanın ve yemyeşil bir ormanda yürüdüğünüzü hayal edin. Bir yandan yüzünüze çarpıp geçen rüzgârı hissedin diğer yandan yaklaşmakta olan deniz kokusunu içinize çekin. Ve işte orda denizin uçsuz bucaksızlığını görüyorsunuz; kuşların cıvıltısı çekirgelerin sesine karışıyor, usulca telefonunuzu çıkarıp denizin fotoğrafını çekiyorsunuz. Şimdi de telefonu bir kenara koyup ortamın tadını çıkarma zamanı. Bildirim sesleriyle yeniden açıyorsunuz telefonunuzu fotoğrafı kimlerin beğendiğine bakıyorsunuz manzarayla büyülenirken bir bildirim daha, biri yorum yapmış hah, beğeniler gitgide artıyor bugünlük yürüyüşümüzü tamamladığımıza ve yeterli beğenmeye ulaştığımıza göre eve dönebiliriz…
Sosyal medya günümüzde yedisinden yetmişine, doğusundan batısına herkesi etkisi altına alan bir platform. Akıllı telefonu olan her bireyin kolaylıkla ulaşacağı bu siteler sayesinde herkes herkesin ne yaptığından haberdar. Bugün kocişle yıl dönümümü patlat bir mumlu çiçekli el ele bol gülümsemeli fotoğraf, eltiler görümceler geldi hemen bir kahve keyfi storysi, tatile gidildi şezlongda ayakları denize karşı çekmeden tatil kabul edilemez, bunları okurken herkesin aklında illaki bu paylaşımlar hayal edilmiştir, sosyal medya sayesinde hayat o kadar tek düze indi ki bu görüntüleri paylaşmadığımız an neredeyse yok gibi.
Sosyal medyanın o ışıltılı yaşamında herkesin kendine yer bulması mümkün. Gerçek hayatın durağanlığını sosyal medyanın kandırmacasına tercih ediyoruz. Takipçilerimizi bizim hayalimizdeki biz gibi görmesini istiyoruz. Takipçilerimize her gün farklı yerleri göstermeyi, farklı yiyecekler gurmesi olmayı görev edinmişiz sanki! Peki neden yapıyoruz bütün bunları? Başka insanların bizim hayatımızdan bu kadar haberdar olması bizi rahatsız edecekken neden hoşumuza gidiyor? Sırf daha beğeni alınsın diye kimi zaman yüzlerce sahte gülümsemeli çekindiğimiz fotoğraflar kaçırdığımız 'an'ları geri getirebilecek mi?
İlgiyi sevmemek elbette mümkün değil, ki sevmeliyiz de. Fakat bunları sırf başkaları istediği için değil kendimiz için istemeliyiz, kendimiz için eğlenmeliyiz. Günü kurtaran beğenilerin gelip geçici olduğu bilincini kavrarsak hayatı daha dolu dolu yaşarız. Hayatlarımızı mobil verilerimizi kapattıktan sonra da sevmemiz dileğiyle.. Sağlıcakla kalın!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.