Yine ‘kapkara karamsarlık’ içerisindeyim. Çoğunuzun da böyle bir durum içerisinde olduğunuzu biliyorum. Nasıl olmayalım ki? Dört bir yanımız negatifliklerle dolu iken. Huzur arıyoruz, nefes almak istiyoruz, bir yudum mutluluk arıyoruz ama “Ara, tırım, tırıs yok”.

Doğa katliamları, işsizlik, yoksulluk, hayat pahalılığı, kadına şiddet, hayvan katliamları, virüs, çocuk istismarları vesaire daha birçok şey dört bir yanımızı sarmış durumda. Memlekette “Huzurluyum” diyen insanlara rastlayabilmek pek mümkün değil. Bazı ‘partizanların’ dışında herkes mutsuz, huzursuz. Bu açık ve net. Elçiye de zeval olmaz…

Tam, “Bugün de karnımız doydu, çok şükür” diye düşünürken, elektrik, doğal gaz gibi faturalar çat diye karşımıza çıkıyor. Türkiye’de millet, “Bu kışı nasıl çıkaracağız acaba” diye hesap kitap yaparken Avrupa’nın birçok yerinde Rusya-Ukrayna savaşının neden olduğu enerji krizi konuşuluyor.

Şu Rusya-Ukrayna hadisesi artık bitse pek güzel olacak. Adam seferberlik kararı alıyor, millet koşa koşa Türkiye’ye geldi ve sanırım gelmeye de devam ediyorlar. En son İstanbul’a gittiğimde Rusların sayısının giderek arttığına şahit oldum. Bu kaçışın neticesinde İstanbul’da ve yurdumuzun güneyinde satılık, kiralık konut fiyatları aldı başını gitti. Milletimizin de uygun fiyattan konut bulmaları imkansıza yakın bir hale geldi.

Türkiye’de hemen hemen herkesin Almanya’da akrabaları vardır. Onların vasıtasıyla Almanya’da yaşayan birçok vatandaşın kışı Türkiye’de geçirmeye yönelik karar aldıklarını öğrendik. Yarın ne getirir, ne götürür bilinmez ancak böyle bir durumda bu kış biraz daha pahalı olacak diye aklıma da gelmiyor değil.

Bizleri daha mı zor günler bekliyor bilmiyorum ama bu kışın zor geçeceği kesin gibi görünüyor…