Her nefis bir gün ölümü tadacak. Her canlı günün birinde öleceğini bilerek yaşar. Yaşadığı süre içerisinde yaşlanır. Fakat yaş almak, yaşlanmak da gerçekten zormuş. Kaçınılmaz olarak yaşayacağız ama doğum gibi, ölüm gibi yaşlanmayı kabullenmek de insana zor geliyormuş açıkçası.

Büyüklerimiz hep derler ya; “Kurt kocayınca, köpeklerin maskarası olurmuş” diye. Bu onların yaşlılığı özetleyen bir cümlesi. Ben de yaş aldıkça bunun doğruluğunu anlamaya başladım. Siz de merak ediyor musunuz; İnsan ne zaman yaşlanmayı düşünür diye? Benim aklıma düştü…

İşin ehline sorduğumuz zaman diyorlar ki, bu işin ilk belirtisi eskiye olan özlemde yaşanan artışmış. Yani, “Nerde o eski günler, 90’larda şöyle bir şey vardı ne güzeldi be” demek yaşlanmanın alametiymiş. Gerçi yaklaşık bir yıl evvel Covid-19 başımıza tebelleş olduğundan beri hepimiz eskiyi özlüyoruz ama bu başka. Çevremizdeki her şey hızla değişiyor. Özellikle teknolojideki değişime ayak uyduramama insanı bunaltıyor ve kötü hissetmesine sebebiyet veriyor. Bizden daha genç olan nesille aramızda bir mesafe oluşuyor. Tabii ki tek sebebi bu değil ama bu en bariz olanlarından biri.

‘Neofobi’ diye bir şey türedi bu hızlı değişimden dolayı. Bu neofobinin meali yenilik korkusu. Çok da yaşlı olmamama ve genç olarak nitelendirilmeme rağmen yenilik korkusu ufaktan başladı bende. Görüyoruz etrafa bakınca –ki herkesin çevresinde vardır- bilgisayardaki ya da akıllı telefondaki en ufak bir sorunda çoluk, çocuk arayan büyüklerimizi. Büyüklerimiz açısından bu durumun ne kadar can sıkıcı olduğunu daha net görmeye başladım.

İnsan yaşlanınca hem aynı kişidir, hem de değildir. Hayat içerisinde büyük değişimler muhakkak olur. Artılarımız, eksilerimiz, pişmanlıklarımız ve çabucak tükenen bir ömrümüz. “Bir yazsam roman olur hayatım” denilen hayat aslında göz açıp, kapayıncaya kadar bitiyor. Sizden daha genç olanlardan yardım almak zorunda kalmak, yaşama tutunmak adına ciddi bir efor sarf etmek ve yorgun hissetmek ne kadar zor. Bu düşünce kara bir bulut gibi adeta… Gençliğin kıymetini bilmek gerekiyormuş gerçekten…