Tasarruf konusunda bilinç artmalı
Hepimiz yaşamımızı idame ettirebilmek için bir mücadele içerisindeyiz. Temel ihtiyaçlarımızı karşılayabilmek adına çaba sarf ediyoruz. Ancak içerisinde bulunduğumuz dönemde toplumun bir savurganlık içerisinde olduğuna da şahit oluyoruz maalesef.
İş öyle bir hale geldi ki israfın ne olduğunu unuttuk sanırım. Dolayısıyla israfın tanımını yapma ihtiyacı hissettim. İhtiyaçlar dışında yapılan harcamaya israf denir. Günümüzde gereksiz harcamalar, savurganlık alışkanlığı adeta alıp başını gitti. Doyumsuz olduk. Taleplerimiz bitmiyor. İhtiyaç yaratıyoruz. Tüketim bağımlısı olduk. İsteyen istediği gibi harcama yapabilir tabii ki, karışacak değiliz. Üzücü olan nokta şu; çöp konteynerlerinin yanında bayat ya da yenilmeyen ekmekler görüyoruz. Bunlar değerlendirilemez mi? Değerlendirilebilir. Bazı kurum ve kuruluşlar bu yönde çalışmalar yürütüyorlar tabii ki bunu da görüyoruz ancak bir de ülkenin dört bir yanında ihtiyaç sahibi aileler var. Onlar varken böyle bir israfa girmek ne kadar yazık.
“Yiyin, için ama israf etmeyin” diyen bir inancın mensupları değil miyiz? Akarsuyun yanında abdest alsak bile suyu israf etmememiz gerekmiyor mu? Unutuyoruz. Yeryüzünde sınırsız olan bir kaynak yok. ‘Bir gün bu kaynak bitecek’ düşüncesinden hareketle kendimize çeki düzen vermemiz gerekiyor diye düşünüyorum. Çünkü bugünün bir de yarını var. İsraf konusunda herkes üzerine düşeni yerine getirmeli.
Kaynakların tasarruflu kullanılması noktasında bilinçli olmamız lazım. Kaynakları hoyratça kullanmamalıyız. 7’den 70’e kaynakları tasarruflu bir şekilde kullanmalıyız. Özellikle su israfından kaçınmamız gerekiyor. ‘Parasını veririm, istediğim kadar kullanırım’ düşüncesinin tedavülden kalkması şart. Kimsenin böyle bir hakkı yok. Zira ortak kaynakların israf edilmesi demek, kul hakkına girmek demektir.
Saygılar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.