Nerdesin
En çok kullanılan sözcüklerden birisi de kuşkusuz “nerdesin/neredesin”’dir. Gerçekte nerede olduğumuzun bir önemi var mıdır? Dahası takip vb uygulamalar ile zaten nerede olduğumuz bilinmiyor mu? Buna rağmen ilk sorulan sorulardan birisi olma özelliğini göstermektedir. Aslında iletişim imkanlarının gelişimi ile birlikte yerlerin pek bir önemi kalmadı. Bir kişinin yanında değilsen, ha Amerika’da olmuşsun ha karşı evde ne farkı var. Artık mesafeler değil, gönüller uzaklaştı. Eskiden nerdesin diye bir soru sorulmazdı. Çünkü her kim nerede ise yeri belliydi ve o kimse ile görüşmek gerektiğinde gidilir ve hasret giderilirdi. Bugün kişilerin nerede olduğu belli değil ve gitmek yerine telefonla görüşülüyor. Telefonla hasret gideriliyor mu? Bundan yıllar önce bir teknik gezi düzenlemiştik. Önceden öğrencilerimize telefonun çekmeyeceği bir yere gideceğimizi dolayısıyla arayan olursa merak etmemeleri gerektiğini söyledim. Yakınlarına haber vermelerini merak etmemeleri gerektiğini tembih ettim. Akşama kadar kalacağımız için tüm gün telefonla ilişkileri olmayacaktı. O zamanlar idarecilikte yaptığım için benim de telefondan uzak kalmam iyi olacaktı. Neyse, telefonları kapattık. Daha doğrusu bir süre sonra telefonlar zaten kullanılamaz oldu, uçak modunda olduğu gibi. Telefonla sadece fotoğraf çekilebiliyor ya da oyun oynayabiliyorsunuz ama iletişim yok. Biraz şaka biraz ciddi, Konya’ya döndüğümüzde ilk kimin telefonu çalarsa, o kişi tüm sınıfa çay ısmarlayacak, dedim. Burada amaç bir gün de olsa öğrencileri telefondan uzak tutmaktı. Nitekim gezimiz tamamlandıktan sonra telefon sinyali gelir gelmez ilk benim telefonum çaldı. Çalmakla kalmadı, otobüsten ininceye kadar da durmadı. Dolayısıyla hiç durmadan konuşmak mecburiyetinde kaldım. Bu arada öğrenciler ciddi biçimde gülüşüp eğlendiler. Söz verdiğimiz gibi fakülteye geldiğimizde de ilk derste sınıfa çay ısmarlamak bana kaldı. Bugün öyle bir dünyada yaşıyoruz ki telefonla yapışık ikizler gibiyiz. Hayat gerçekten böyle midir? Konuşmalarımızda nerede olduğumuzun bir önemi kalmadı. Buna rağmen illaki soracağız “nerdesin” diye. Aslında bu tür sorgulamaların bir karşılığı kalmadı. Nerede olursak olalım, hemen her yerde telefon bizi bulabiliyor ve hemen her yerde kolaylıkla iletişim kurulabiliyor. İkinci ve en önemli husus ise telefonla kolaylıkla yalan söylenebilmesi, şimdi uygun değilim, sonra arayacağım denilip aranmaması, en önemlisi de şehir dışındayım, gelince görüşelim gibi konuşmaların geçmesidir. Aslında basit uygulamalar ile an be an takip mümkün iken buna yalan ifadelerle kılıf uydurulması, herhalde çağımızın hastalığı olsa gerek. Oysa nerede olduğumuz bilinse ne olur? Saklı gizli faaliyet yürütenler, ya da yalandan para kazanma peşinde olanlar genelde sürekli olarak nerede olduklarını saklama eğilimindedirler. Ancak cep telefonu sistemi ile nerede olduğu bilinmektedir. Google bile nereden sisteme girildiğini aylık rapor olarak bildirmektedir. Ünlü cinayet romancısı Garange, Siyah Kan isimli romanında kahramanının yağmurlu, sisli bir günde ıssız bir yerde sığındığı kulübede duvarda “kaçarak kurtulamazsın” yazısını görüyor. Günümüzde cep telefonu kullananlar, eskiden olduğu gibi sinyalsız bir ortam bulamamaktadır. Ancak telefonu kapatması durumunda bulunduğu ortamı gizleyebilmektedir. Aslında doğru ve yaptığından emin olanların saklanmasına ya da nerdesin sorusuna yalandan cevap vermesine gerek yok. Zaten dürüst iş yapanın da yeri, yurdu belli değil mi? Öyleyse romandaki gibi kaçmaya, gizlenmeye ya da yalandan cevaplar vermeye de gerek var mı? Teknoloji insanı kaçamayacağı noktalara doğru sürüklüyor ve gizlenmesine de imkân tanımıyor.