Kırkayak Sendromu
Kırkayağa ayaklarını hangi sırayla hareket ettirdiği sorulmuş, kırkayak sırayı hesaplarken, kafası karışıp yürüyemez olmuş. Bu duruma da kırkayak sendromu denilmiş. Dikkati bütünden parçaya kaydırmak şeklinde de ifade edilebilen bu paradoksta, olay kafa karışıklığına neden olur. Bu şekilde olan yapmacıklığın sonucu olarak meydana gelen kafa karışıklığının, bir psikolojik soruna dönüşmesi de mümkündür. İletişim biliminde size ait olmayan, işe yarayacağını düşünerek yaptığınız her davranış, insanlar tarafından bir süre sonra mutlaka anlaşılır. Ancak iş işten geçmiş olur. Böylece hem kendi karakterinizden taviz vermiş hem de insanlar üzerinde hiç istenmeyen kötü bir izlenim bırakılmış olur. Bunu önlemek için kırkayak paradoksunu bilmek, buna bağlı olarak çözüm üretmek gerekir. Bu paradoksa tipik örnek olması bakımından bir süredir akaryakıt fiyatlarındaki indir – bindir olayları gösterilebilir. Sürekli akaryakıt kullananların bile fiyatları bilemediği, ileriye yönelik olarak planlama yapanların ise asla tahmin edemediği bir fiyatlama süreci yaşanıyor. Bu durumda kafaların karışması ve sadece o andaki fiyatlara odaklanılması ile genel durumu görememe sorunu ortaya çıkıyor. Böylece akaryakıt fiyatlarındaki değişimi kimse anlayamıyor. Benzer durum birçok ürün içinde aynı şekilde gerçekleşiyor. Halk arasında fiyatlar önce yükseltiliyor, sonra indiriliyor muhabbeti indirim günlerindeki uygulamalarda anlaşılıyor. Dolayısıyla kimse esas soruna odaklanmıyor, herkes o andaki fiyata odaklanıyor. İşte benzer şekilde belirli gün ve aylarda ya da mevsimlerde yaşanan indirim / bindirim sistemi bu şekilde çalışıyor. İnsanlar belirli bir gün olarak ifade edilen indirimli Cuma vb isimlerle ortaya çıkarılan pazarlama sistemini bu şekilde algılıyor. Kapitalist sistemin ana dayanağı olan tüketim odaklı davranış biçiminin gelişmesi, ihtiyacı olsa da olmasa da satın alma isteğinin oluşturulmasında bu tür davranış ilkesi etkili oluyor. Pazarlamada giderek daha fazla kullanılan algı yönetiminin, nöro pazarlamaya evrilmesi ve giderek psikolojik satın alma etkenlerinin kullanmasının temelinde kırkayak sendromuna göre tüketicilerin yönlendirilmesi var. Böylece enflasyon, fiyatlar genel düzeyinin artması, tasarruf, gelirlerin tüketime yönlendirilmesi, borçların durumu ve sonsuz sarmal içine girilmesi gibi konular bu bakımdan geniş kitlelerin gözünden kaçabiliyor. Hiç ihtiyacı olmadığı halde satın alma isteğinin oluşturulması psikolojik faktörlerin etkin kullanılmasının bir sonucu olarak ortaya çıkıyor. Sistemi yönetenlerin de bu durum işine geliyor. Zira şikâyet bağlamında davranışlar minimize edilerek, bütün gizlenebiliyor. İşte toplumun kafasını bütün ile meşgul etmeden ya da bütünü gizleyerek, parçalar üzerinden hedef kitleyi kamufle etmenin bir yolu budur. Bu durumu genelde savaş taktiklerinde görmek mümkündür. Kurtuluş Savaşında Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk'ün askerî açıdan dünyaya kattığı bir taktik olarak “Hattı müdafaa yoktur sathı müdafaa vardır” sözüdür. Büyük ya da küçük savaş bölgesindeki birliklerin bulundukları yerde bütünlük oluşturarak, hemen saldırıya geçmesi olarak da ifade edilebilir. Yani birlikler nerede cephe oluşturmuş ise bulundukları bölgeden karşı tarafa yeniden saldırı uygulayabilir. Bu taktik sayesinde Yunan ordusuna mağlubiyet yaşatılmış, hemen her cepheyi kontrol edemeyen Yunanlılar, tüm cephelerde aynı zamanda meydana gelen saldırı ile dengelerini kaybetmişlerdir. Oysa günümüz stratejik taktiklerinde hedef toplumun bütünü görmesi engellenmekte, daha basit ve birim üzerinden tartışma yapılarak, bütün gizlenebilmektedir. İşte kırkayak sendromu da bunu açıklayan müthiş bir taktiktir. Kırkayağın tüm ayakları bir ahenk içinde birbirini tamamlar şekilde hareket ederken, bunu karıştırdığınızda tüm sistemin bozulması gerçekleşir. Bu durumda herkes kendini kurtarma peşine düşmekte yani her bacak kendini kurtarmaya çalışmaktadır. Böylece bütün hem bozulmakta hem de yeniden çalışması imkânsız hale gelmektedir. Bu bakımdan bir şeyi durdurmadan ya da bozmadan önce sistemi tam anlamıyla anlamak ve buna uygun hareket planı hazırlamak gerekir. Yani ham gaza hem frene basılmamalıdır.