Ormancıların iyi bildiği ve kullandığı karşı ateş tekniği ile orman yangılarını söndürme uygulaması, iş, sanat, ticaret ve diğer birçok alanda da kullanılmaktadır. Günümüzde buna bir şeyin taklidi demek de mümkündür. Bugün birçok konunun taklidi yapılmaktadır. Bunun amacı aslında kolaycılığa kaçmaktır. Zira benzersiz bir tasarım, fikir, uygulama ya da ürün üretmek, araştırmak, bilimi kullanmak, çokça çalışmayı gerektirir.

Öteden beri insanoğlunun taklitçiliği, aslının kopyasını yaparak daha kısa sürede ve benzer işlevi görmesi için kolaycılığa kaçması hep vardır. Doğayı takip etmek, diğer canlı ya da cansız varlıkları kopyalamak ve bundan çıkarım sağlamak geçmişten beri yapılagelen bir uygulamadır. Ancak bu durum ticarete, sanata ya da bilime uygulandığında birçok yanlışları da beraberinde getirmektedir. Bu bakımdan dünyanın globalleşmesi taklitlerin artmasına ya da daha fazla bilinir olmasına yol açtı.

Herkesin açıkça bildiği gibi taklit bir çıkar amaçlı değilse, dalga geçmek, alaya almak, küçümsemek amaçlı da yapılabilmektedir. Bu daha çok rakiplere yapılan bir eylem olmakla birlikte ünlü bir kişinin taklit edilmesi ile de olabilir. Sanat bağlamında yapılan taklitler de az değildir. Hatta bazı meşhur filmler, sanat eserleri taklit edilebilmektedir.

Aslında taklit yapılması gerçek olanın değerini ve önemini artırmaktadır. Ticaret alanında da yapılan taklitler, gerçek malın değerini ve önemini artırmıştır. Dünyada Çin mallarının tüm Dünyayı işgali sonrasında, taklit olayı gerçek malın değeri ve önemini artırmıştır. Doğru davranış gösteren tüketiciler daha yüksek fiyatlı olmasına karşılık taklit olanı değil gerçeğini arar olmuşlardır. Zira taklit gerçeğinden daha kalitesizdir.

Elbette gösteriş ya da benzer nedenlerle kısa süreliğine olan kullanımlarda taklit kullanılabilir ancak uzun süreli ve iyi işler yapılması durumunda taklitlerin doğru performans göstermeyeceği açıktır. Bu bakımdan taklit yerine gerçeği olmak için çalışmak gerekir. Diğer yandan bilim alanında taklit büyük boyutlara ulaşmıştır. Adeta yapılan araştırmaların birebir kopyalarının yapılması, içerik üretilememesi, fikir ve öneri bakımından diğerlerine muhtaç olunması gibi olgular bilimin evrenselliğini engellediği gibi yapılan çalışmaları da değersiz duruma getirmektedir. Oysa çok değerli bilgi kaynağı hemen yanı başımızda durmaktadır.

Sadece sabır ve doğrulukla çalışmak gerekmektedir. Etik anlayış ve davranış, hayatın hemen her alanına sirayet etmeli, taklit değil orijinal olmak için çalışılmalıdır. Ancak kısa yoldan para kazanma hırsı, kazanılan paranın daha iyi iş yapabilmek için yatırıma döndürülme isteği yerine har vurup harman savurulması, lüks ve şatafatın tercih edilmesi sonucunda yok olması, yaşanan tipik olaylardır. Hal böyle olunca kendi orijinal değerlerimizi yabancı kaynaklardan öğreniyor, projelerimizi ise taklit etme durumunda kalıyoruz.

Ayrıca kendi kaynaklarımızı kullanma, orijinal fikir, uygulama ve iş üretilmesi için yapılan başvurular, bunu başkaları yapmamış gerekçesi ile reddedilmektedir. Oysa ateşin karşısında bizim de yapabileceğimiz, önerebileceğimiz fikirler vardır. Sadece bunu hayata geçirme konusunda çıkar çevrelerinin sabır ve istekliliği yoktur. Dolayısıyla her şeyimiz varken varlık içinde yokluk çekme, kendimiz olamamamızdan kaynaklanmaktadır. Biliyoruz ki her aile her kurum kendi orijinal çözümünü üretebilecek kapasiteye sahiptir. Biraz akıl, biraz sabır, biraz feraset gereklidir.