Doktorların çok iyi bildiği bir hipodermik
Doktorların çok iyi bildiği bir hipodermik iğne uygulaması var. Hasta ölüm anında ise hastayı hayata döndürmede hipodermik iğne kullanılır. Hatta doğrudan hastanın kalbine de yapılabilen bu uygulama ile hastanın hayata döndürülmesi mümkün oluyor. İletişim alanında da buna benzer bir uygulama vardır. Buna Hipodermik İğne Kuramı denilir. Özellikle 19. yüzyıldan 2. Dünya Savaşı’na kadar olan dönemde sosyologlar, Büyük Sanayi Devrimi’nin ortaya çıkarmış olduğu kitleleri yönlendirmede hipodermik iğne kuramının etkili olduğu söylenmektedir. Bu dönemde, dağınık ve birbirinden bağımsız bireylerin oluşturduğu varsayılan kitleler üzerinde, kitle iletişim araçlarının iknaya dayalı etkisinin önemli olduğu düşünülmektedir. Kitleleri istenilen yöne doğru yönlendirme amaçlı olarak kullanılan uygulama ile halk kitleleri istenilen şekilde yönlendirilir.
İletişim alanında görülen bu uygulama ilk kez Walter Lippman’ın (1921) Kamuoyu isimli kitabıyla ortaya konulan medyanın düşüncelerinin şekillenmesinde en güçlü araç olduğu tezi, Yale Üniversitesi’nde siyaset bilimci Harold Lasswell’in hipodermik iğne kavramıyla açıklanmıştır. Böylece Hipodermik iğne kuramı medyanın izleyiciler üzerine çok kısa sürede yarattığı güçlü etkiyi ve yarattığı eylemi anlatmaktadır. Bu anlayışta olan iletişim araçları ile kitleleri kontrol altına almak, tutmak ve yönlendirmek mümkün olmaktadır. Hipodermik iğneyi yiyen birey genellikle bu süreçte edilgen (pasif) olup, etkide bulunulan nesneye doğru yönlendirilmektedir. Bu kurama göre birçok halk hareketinin çıkış noktasında, hipodermik iğne etkisinin olduğu görülür. Bu nedenle doğru bilginin, açık şekilde resmî kurumlar tarafından zamanında verilmesi önemlidir. Diğer yandan bu bilgilerin de inandırıcılığı olmalıdır.
Günümüzde sosyal medyanın yaygın etkisi, yanlış ya da yanlı, yönlendirmeli bilgilerin hızlı bir şekilde yayılmasında çok etkilidir. Bu nedenle resmî kurumların bu tür yanlış bilgi yayımına önlem olarak, güvenli bilgileri şeffaf biçimde vermesi gerekir. Ayrıca resmi bilgilerde güven de çok önemlidir. Bu nedenle yanlış ve yanlı bilgileri doğruları ile değiştirmek resmî kurumların güvenirliği ile eş orantılı olarak değişebilir. Eğer resmî kurumlar güven kaybı yaşamış ise açıklanan doğru bilgiler, yanlış ve yanlı bilgilerin yerini almaz. Zaten bir kez yanlış bilgi yayılmış ise bunun doğrusu ile değiştirilmesi de nerede ise imkansızdır. Bu bakımdan kamuoyu bilgilendirmesi yapılması, bunun zamanında yapılması, şeffaf olunması, bilgilerin güvenliğinden kuşku duyulmaması da gerekir. Ayrıca bilgiler tek yönlü iletileceğinden bilgilerin propaganda malzemesi olarak değil aydınlatıcı bilgi olarak verilmesi gerekir. Aksi durumda kitlelerin pasif durumdan aktif duruma geçmesi bir sel gibi olur. Bilindiği gibi selin önünde durulması imkansızdır. Eğer şeffaflık ve güven var ise zaten kitlelerin aktif duruma geçmesi mümkün olmaz. Ancak bazı yanlış uygulamalar hem yanlış bilgilerin çoğalmasına hem de güven kaybına neden olmaktadır. Ayrıca sıklıkla tekrarlanan ve şeffaf olmayan bilgiler de kitleler üzerinde etkili değildir. Geçtiğimiz günlerde kapatılan sosyal medya platformunda da benzer bir durum meydana geldi. Platformun ne olduğu belli olmayan bir şekilde katalog suçlar nedeniyle kapatıldı açıklaması, inandırıcılıktan uzak bir açıklama olarak kitleleri ikna edemedi.
Aslında bir olayın kendinden çok dedikodusu yayılır. Dedikodu konusu pazarlama derslerinde de sıklıkla anlatılan hatta uygulanan bir konudur. Burada önemli olan dedikodunun önüne doğru bilgiyi koymak, dolayIsıyla kitlelerin harekete geçmesinin önlenmesi açısından büyük etkisi vardır. Diğer yandan kuramın ilk olma özelliği taşıması yanında birçok bileşenin bir araya gelmesiyle aktifleşmesi, günümüzde başka kuramların da gelişmesine neden olmuştur. Zaten sosyal medya kendisine apayrı bir mecra bularak kitleleri yönlendirebilmektedir. Buna sosyal medyayı belirsiz bir nedenle kapatma yerine şeffaf bilgiler ile kullanımı sınırlandırmayı yeğlemek daha doğru bir hareket olacaktır. Ayrıca bir bardak suda fırtına koparmak anlamında yanlı bilgilerin yayılması, güvenirliğin kaybolmasına neden olacağından tercih edilmemelidir. İletişimde esas doğru bilgi olmalıdır. Yanlı bilgi gün gelir bumerang misali geri döner kaynağına zarar verir. Bu nedenle iletişim hassas bir iştir, güvenilir ve ciddi kimseler tarafından yapılmalıdır.