Ah! Nerede o eski bayramlar
"Nerede O Eski Bayramlar" sözü son yıllarda dilimize pelesenk oldu. Peki ne demek istiyoruz biz.
Eskiden yaşadığımız ve var olduğunu düşündüğümüz; şimdilerde eksikliğini hissettiğimiz nedir?
Sorsan herkes eski bayram hazzını yaşamadığını söylüyor ancak; gözlem yaptığın zaman kimsenin çocukluğundaki bayramları yaşamak ve yaşatmak için çabalamadığını görüyorsun.
Aslında özünde hasretini çektiğimiz eksiklik bayramlarda değil kendimizde.
Gelecek kuşaklarımıza aktardığımız bayram anlayışı; tatile gitmek ve eşe dosta sms atmaktan ibaret. Tatile gidilmemiş olsa da; sonuç pek değişmiyor aslında. Bayramlarda olmazsa olmaz komşu, akraba, eş dost ziyaretleri artık tarihe karıştı. Bundan dolayıdır ki; manevi değerlerimizi yaşatmak ve yeni nesillerimize aktarmakla yükümlüyüz. Hepimizin ihmal ettikleri vardır elbette ama biz elimizden geleni yapalım ve imtihanı kazananlardan olalım.
Bizim örf ve adetlerimizde bayramın ilk günü sabah aile büyükleri ile kahvaltı yapmak, ellerini öpmek ve ilk onlarla bayramlaşmak var. Tatilin zamanı geçmez. Bu konuya özellikle dikkat çekmek ve duyarlılığa davet etmek istiyorum. Örf-adetlerimizi, gelenek göreneklerimizi gelecek nesillere ancak böyle aktarabiliriz.
Aslında eksik olan bizlerin ruhsal anlamda beslenmiyor olması. Globalleşmenin bir sonucu mu, çocukluğumuza duyduğumuz özlem mi, değişen günümüz koşullarına hızla ayak uydurmamız mı, ekonomik sorunlar mı, nesnel varlıkların artması mı, geniş ailelerden çekirdek aile yaşamına hızla dönüş yapmamız mı, mutlu olma yollarını unutmak mı, egoizmin hızla artması mı?
Anlaşılan o ki; bayram öncesi beklenen yoğun heyecan dalgasını ve beklentilerimizi rafa kaldırmışız bir mola halindeyiz.
Hiç özlenmez mi bayram öncesi evlerimizde yaşanan bayramlık alma, ev baklavalarının yapılması, bayram temizliği telaşı, alınacak harçlıkların heyecanı. İşte bu yüzden içimiz çocukluğumuzdaki bayramlara özlemle dolu.
Ancak biz ne dersek diyelim, dünya süratle değişiyor, görenek ve gelenekler yeni kılık kıyafetlere bürünüyor .
Büyükler , anne , baba , amca , hala , teyze , dayı, büyükanne, büyükbaba, yaşlı akraba, hala o eski bayramları kısminde olsa yaşıyor ve yaşatmaya çaba sarfediyor. Bizlerden de beklentileri bu yönde ve bunu da göz ardı etmemek lazım. Bir gün onların yerine bizim geçeceğimizi unutmadan.
Ortaya konuşarak kaçak oynamamızın bir âlemi yok!
Hızla değişen koşullara ayak uydurmakta gecikmiyoruz. Aslında bir nevi kapitalizmin esiri olduk. Bizim milli ve manevi değerlerimizin içi hızla boşaltılıyor. Ve bizlerde buna göz göre göre müsade ediyoruz maalesef. Milletçe odak noktamız değiştiriliyor.
Allah'a şükür ki; müslüman olduğumuzu ve müslüman bir ülkede yaşıyor olduğumuzu bilen, yaşayan ve yaşatmaya çalışan bir dünya liderimiz var. Başkan'ımız Recep Tayyip Erdoğan'a rabbimiz sağlıklı ve hayırlı uzun ömürler versin. Son 15 yıllık Türkiye tarihinde mevcut hükümetimiz sayesinde özümüze dönme çalışmalarına gereken önem ve hassasiyet var.
Bayramlar insanlar bir araya getiriyor, sıcak temasta bulunduruyor, dargınları barıştırıyor, sevgi, dostluk ve muhabbeti artırarak pekiştiriyor, kırgınlıkları kaldırılıyor, yoksullar gözetiliyor, varlıklı insanların cömertliklerini harekete geçiriyor ve en önemlisi dayanışma yaşatıyor.
Ancak bayramların yüzümüzde gülümsemeye sebep olan asıl yanı inanmayanlara veya inanç iklimine uzak duranlara bile o bayram hazzını tattırabilmesidir. Çünkü dini bayramlarımız biz inananlar için paylaşma, mutluluk, sevinç, ferahlık yüzümüzde gülümseme oluşturan günleridir.
Özellikle son günlerde yedi düvel ile mücadeleden geçen ülkemizin bugünlerde bayram coşkusuna çok ihtiyacı var.
Ramazan Bayram'ına Şeker Bayram'ı denmesi gibi ironi. İnanan insanlar için bayram; kurban kelimesiyle birlikte bireysel ve toplumsal bir değer ifade eder. En azından bayram süresince akan zamanın esiri olmaktan kurtulup özgürlük havası teneffüs ederek boğucu zamanın dışında yaşamanın hafifliğini hissederiz.
Zamanı belki de kendi kulvarımıza sokmanın zaferini yaşarız. Yaşam haritamızda önemli bir belirleyiciliği olan bayramlarımızın özüne dönük anlamıyla yaşanması dileğiyle; hepimizin, hepinizin ve tüm müslüman aleminin Mübarek Ramazan Bayramı'nı ve gelecek Kurban Bayramını şimdiden en kalbi duygularımla kutluyor ve sizleri emanetleri zayî etmeyen Allah’a emanet ediyorum. Selametle.