Gelişen teknoloji ile birlikte internette sosyal ve toplumsal hayatımızda önemli bir yer tutmaya devam ediyor. Neredeyse herkesin elinde bulunan akıllı telefonlar ile internete girerek, dünyadaki ve ülkemizdeki gelişmelerden haberdar oluyoruz.

Sadece haber değil, oyun ve sosyal medya içinde interneti yoğun bir şekilde kullanmaktayız.

Türkiye’de 13-17 yaş arası gençlerin günde ortalama 222 dakikası internette, çoğunlukla da sosyal medya platformlarında geçiyor.

Artık günümüzde internet sosyal medyada vakit geçirmek, dijital oyunlar oynamak, dizi ve film izlemek için yoğun olarak kullanılmakta ve zaman içerisinde de bağımlılık yapmaktadır.

Gezdiği yerleri, yediği yemekleri ve sevdiği yerleri telefonu ile çekerek sosyal medyada kullanmayan neredeyse yok gibidir.

Hemen her şeyde olduğu gibi internet kullanımında da aşırıya kaçarak bağımlılık derecesine getirmeyi başardık. TÜİK’in araştırmasına göre, ülkemizde teknoloji kullanıcıları gün içerisinde ortalama 7 saatini bilgisayar karşısında, 3 saatini sosyal medya platformlarında ve 2 saatini TV karşısında geçiriyor.

Öğrencilerin de interneti yalnızca eğlence, sosyalleşme ve vakit geçirme aracı olarak görmeleri halinde onlardan akademik başarı bekleyemeyiz. Örneğin öğrenciler internette boş vakit geçirmek yerine çeşitli eğitim amaçlı bloglarda bilgi alış verişinde bulunup eğitim videolarını takip edebilirler hatta online katılımlarla birbirlerine de ya da öğretmenlerine soru yöneltebilirler. Dolayısıyla teknolojiyi amacına uygun olarak yani araştırmak, bilgi sahibi olmak için kullanmak çok önemli.

Özellikle üniversitelerde öğrenciler ve eğitmenler için internet Türkiye ve dünya genelinde yapılan araştırmalara göre teknolojik cihazların eğitim amacıyla kullanımı öğrencilerin okul başarısını artırmaktadır.

Ayrıca eğitim sisteminde teknoloji kullanımını benimseyen okullarda öğrencilerin dil, düşünme, araştırma ve sosyal becerileri gelişmektedir. Teknolojiyi kullanarak eğitim alan öğrencilerin daha öz güvenli, yenilikleri yakından takip eden, zamanı verimli kullanan, bulunduğu ortama ve zamana göre risk alabilen bireyler oldukları da tespit edilmiştir.

Gelişen teknolojiye bağımlı olmak yerine teknolojiyi kendimizin gelişimi için kullanmanın daha yararlı olacağını bilmeliyiz.