ADALET YÜRÜYÜŞÜNÜZÜN ASIL AMACI HALKI KİN VE DÜŞMANLIĞA TAHRİKTİR
CHP'nin Genel Müdürü Kemal Kılıçdaroğlu, CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu'nun 'FETÖ'ye bilerek yardım ve casusluktan tutuklanmasına tepki için 'Adalet Yürüyüşü' başlattı.
Adalet yürüyüşü adı altında büyük bir provokasyonla karşı karşıyayız. En küçük bir taşkınlığın sorumlusu ise kesinlikle CHP'nin müdürü olacaktır.
90 yıldır millete Kemalizmi din olarak dayat, itiraz edeni hapislerde çürüt, şimdi de 'adalet' narası at!
Ne zamandan beri kasetle gelenler Adalet Yürüyüşü yapar oldu güzel ülkemde? Öyle güzel örnek teşkil edip zemin oluşturuyorsunuz ki; Eşcinseller de 'onur yürüyüşü' yapacakmış. Oldu olacak İsrailliler de 'sevgi-barış yürüyüşü' yapsın sizde destek veriyorsunuz zaten!
FETÖ çıkamayınca, üniformalı teröristler çıkamayınca, darbenin postal yalayıcıları çıkamayınca "siyasi ayağı" çıktı! Tek mantıklı açıklama bu.
FETÖ, HDP, CHP Koalisyonu artık görünen bir gerçek. Patron aynı olunca farklı görüntüleri bir çatı altında böyle topluyor. Devlet sırlarını ifşa eden hainleri korumak için yürüyüş düzenleyen tek parti CHP'dir herhalde.
Sorarım bu zihniyete?
27 Mayıs 1960, 12 Mart 1971, 12 Eylul 1980, 28 Şubat 1997, 27 Nisan ve 15 Temmuz 2016 da nerdeydiniz?
15 Temmuz için; tiyatro, senaryo, kontrollü darbe diyenlerin 15 Haziran'da senaryoları işlemeye başladı.
FETÖ ve CHP senaryosu yani.
15 Temmuz'da korkudan evlerinden çıkmayanlar, kenarda köşede kendine saf belirleyenlerler ve devleti yıkmaya çalışanlara destek verenler potansiyel suçludur!
Biz vatanımıza sahip çıkmanın haysiyetine talibiz. Düşmanlarınında karşısındayız.
Çanakkale'den sonra ilk defa 15 Temmuz'da bedel ödedik, bir daha asla ödemeyiz ama ödetiriz.
Halkın iradesini yok sayan, demokrasiyi katleden, adaleti yok sayan cuntaların darbelerine karşı, oyun çağındaki çocukların yaşını büyütüp asanlara karşı, insanların anasından öğrendiği dili konuşmayı yasaklayanların zulmüne karşı, Türkiye'yi tehdit eden emperyalist ABD'ye ve sömürgeci AB'ye haddini bildirmek için, Cumhurbaşkanımızın şakağına silah dayanmış afişler asan ,haçlı ülkelerinin haddi aşan terbiyesizliğine itiraz için yürümediler ama Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bir operasyonunu CIA'dan aldığı emir doğrultusunda ifşa eden FETÖ'cü casuslara ve vatan hainlerine destek vermek için yürüyorlar.
Sonrada FETÖ'nün siyasi ayağı chp ve ekibidir diyenlere kızıyorlar. Gözümüzle gördüğümüze mi inanalım yoksa tek ayağının üzerinde kırk yalan söyleyen müdüre mi inanalım.
Klasik sol zihniyet işte!
Her türlü ahlaksızlık, baskı, zulüm, adaletsizlik, hırsızlık, yolsuzluk, rüşvet, ihaleye fesat karıştırmayı layıkı İle yaparlar ama yaptıkları ile karşı tarafı yaftalamaya kalkarlar. Bu zihniyete ne derseniz deyin gerçekleri anlatamazsınız çünkü anlayamazlar, anlamak istemezler.
Neticede CHP hakkında konuşmak için tarihe bakmak yeterlidir!
Ülkeyi kaosa sürüklemek için destekçileri ile hareket ederek 15 Temmuz'da sokağa çıkmayın çağrısı yapanlar gelen direktifler doğrultusunda sokağa çağrı yapıyorlar.
Tek adam rejimini kabul etmeyenler yaklaşık 30 yıl devleti böyle yönetmeye çalıştılar.
CHP zihniyetinin tek partili rejim dayatmasından dolayı, Türkiye'nin demokrasiye geçmesi nasıl uzun ve sancılı bir sürece mâl olduysa; CHP'nin 'adalet' kavramını anlaması da aynı şekilde uzun yıllara dayandı. İlerleyen süreçte 'adalet ve kalkınmayı' anlamlarını ümit ediyorum. Yine yanlış ve geç anlayacaklar ama olsun.
Milletin CHP'yi istemeyip, demokrasiyi istediği dönemlerde millet diktatörlükle yönetiliyordu. Gazeteciler, yazarlar, edebiyatçılar hapse atılıyor yada faili meçhul cinayetlere kurban gidiyorlardı. Halktan çok fazla vergiler alınıyordu.
Camilerin satıldığı, ezanın Türkçeleştirildiği, Kuran'ı Kerim'i okumanın yasak olduğu, binlerce insanın asıldığı ve halkın vergilerle ezildiği utanç verici dönem tarihimize kara bir leke olarak yazılmıştır.
Devletin süngüsü millete doğrultuldu. Millet kendini savunacak bir güç bulamıyordu. Halkı yok sayarak hepsi birer dayatmaya dönen baskıları günden güne artırdılar.
Yönetime ve yöneticilere muhalefet eden herkes, siyasal ve toplumsal muhalefet demir yumrukla susturuldu.
CHP il başkanlarının valilik yaptığı anlayış şimdilerde demokrasi ve adaletten dem vuruyor. Hem il başkanı hem vali . Halkı ve milleti kafasına göre yönettiği millete hiçbirşeyi danışılmadığı yılları unutmadık. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ve Yen'i Anayasaya itirazlar muhalefet olmak hep bu yüzden işte.
Dolayısı ile CHP demokrasi tarihine geçmiş bir utançtır.
CHP kendini devlet olarak halka bunu zorla kabullendirmeye çalıştı. Halkın ne düşündüğü umurlarında değil. Ne de olsa 27 yıl demir yumrukla yönetildik. Halktan korkanların partisidir CHP.
Ne söylediğini dahi idrak edemediğiniz bir şahsın peşine takılıp sokaklara dökülmeyin. Türk milletini demokrasi, adalet nakaratı ile tuzağa çekmek isteyenlerin ateşlerine benzin dökmeyin Mübarek Ramazan ayımızı ve birlikteliğimizi gölgelemeye çalışmasın. Bedeli çok ağır olur. Tercümesini isteyenler bizzat bedel ödemişlere gitsin sorsun. Devletin taraf olmadığı hiçbir tarafta olmayın.
Ey Kılıçdaroğlu!
Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın belirttiği gibi;
"Eğer adalet arıyorsan parlamentoda kürsüde aranır. Eğer bu yolla hukuk elde edeceklerini sanıyorlarsa bu da mümkün değildir. Adaleti aramanın yeri parlamentodur. Parlamentoda kürsüde adalet için ne diyeceksen de! Başında olduğun kurumda ne kadar adalet var?"
Cumhurbaşkanımız ve Türkiye, yeryüzü mazlumlarının umut ışığıdır. Bu ışığı söndüremeyeceksiniz Allah'ın izniyle. Andolsun!
Ya Rabbim; şanlı milletimize bu zülme reva görenleri, ses çıkarmayanları, bu zülme reva görmeye çalışanları El Kahhar ismin ile sana havale ediyoruz. Bu dünyada bizlere de zalimlerin perişan oluşunu izlettir.
Devletimizi ve Milletimizi dahili ve harici bütün düşmanlardan koru! Milletimizi, bayrağımızı, devletimizi, vatanımızı talan etmelerine ve bizi birbirimize düşürmelerine izin verme.
Vela Galibe İllallah.