…VE TÜM DÜNYA BİR TARİH EZBERLEDİ: "29 MAYIS 1453"
İslâm hükümdarlarının yaptığı 14 seferde fetih olunamayan İstanbul; 15’nci seferde 29 Mayıs 1453 tarihinde Fatih Sultan Mehmet Han önderliğinde Osmanlı Ordusu tarafından feth edilmiştir.
Türk Milleti olarak yeni bir çağ açan fethin 564. yılını gurur ve iftiharla kutluyoruz.
Dünya târihinde Orta Çağ diye anılan çağın kapanması ve böylece, Yeni Çağ'ın başlaması, Kâinatın Efendisi Şanlı Peygamberimizin müjdeleriyle büyük Türk Sultanı Fâtih Mehmed Han'a nasip olmuştur.
Elde sensin, dilde sen, gönüldesin baştasın,
Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın!
Peygamber Efendimiz. "Konstantiniye, mutlaka fethedilecektir. Onu fetheden komutan ne güzel komutan, onu fetheden asker ne güzel askerdir." buyurmuşlardır.
Peygamberimizin ilahi müjdesine Fatih Sultan Mehmet ve kahraman askerleri ulaşmıştı ve artık Orta Çağ kapanmış Yeni Çağ başlamıştı.
İstanbulun Ortodoks dünyasının merkezi konumunda olması, ticaret yolları ve boğazların denetimi, Osmanlının toprak bütünlüğünü sağlama, Rumeliye geçiş ve fetihlerin kolaylaşması, Bizansın şehzadeleri, Avrupalı devletleri ve Anadolu beyliklerini kışkırtması, gibi sebeplerin ön plana çıkmasıdır.
Bu fetihle birlikte Osmanlı Devleti İmparatorluk olmuş tarihteki en önemli devletlerden biri olan Doğu Roma İmparatorluğu sona ermiştir.
Fetih; ileriye atılıp geriye dönmeyi defterden silen, denizde yüzen gemileri karadan yürüten irfan, iddia, şuur, dikkat ve uyanıklıktır. Fetih; yüzyıllarca süren bir atılganlığın, stratejik düşünen bir iradenin ve imanlı bir ruhun hem maddi hem de manevi mükafatıdır.
İstanbul'un Fethi ile 21 yaşında olan yedinci Osmanlı Padişahı II. Mehmed, “Fatih” unvanını da alarak Fatih Sultan Mehmed olarak anılmaya başlanmıştır. Fatih Sultan Mehmet 21 yaşında tarihe çağ açan padişah olarak adını yazdırdı.
Erken yaşına rağmen askeri ve idari alanda büyük hamleler başaracak olgunluğa sahip askeri dehasıyla cihana hükmeden Sultan hazırlıklara başlar ve içeride ve dışarıda birtakım önlemler alarak stratejik hareketlerde bulunur. Bu hazırlıklardan sonra İstanbul Kuşatması başlatılır.
Neden Rumelihisarı? Çünkü Fatih Sultan Mehmet'in vizyonunu en açık gösteren yerlerden biri. Asya ile Avrupa'nın birbirine en yaklaştığı, doğu ile batının birleştiği nokta. Onun vizyonu bir imparatorluk vizyonuydu. Bu, insanları birleştiren bir dünya imparatorluğuydu. Her şeyden önce doğu ile batıyı birleştiren bir imparatorluk. İkisinin de değerlerini bir arada yaşatabilen bir imparatorluk.
Osmanlı'nın kuşatmasıyla Padişah'ın özel olarak tasarladığı devasa toplar atılmaya başlanır. Top atışlarının surlarda gedik açmaya başlamasıyla açılan gedikler, Bizans tarafından gece vakitlerinde tamir etmeye çalışır.
Topların başarısına rağmen yine de Haliç'e girmesi gerektiğini bilen Fatih; donanmayı zincirler yüzünden denizden girememesinden dolayı donanmayı karadan yürütüp Haliç'e indirmek gerektiğini öngörür.
Dolmabahçe'den Beyoğlu'nın sırtlarına doğru geniş bir yol açılıp yol boyunca gizlice kızaklar döşenir. Gemiler, bir gecede karadan yürütülerek denize indirilir.
Kuşatma tahmin edilenden uzun sürer ve Osmanlı askerleri de yorulur. Bu gelişmelerin ışında II. Mehmed, 29 Mayıs'ta büyük taaruz için emir verir. Taaruzla birlikte Ulubatlı Hasan'ın Bizans surlarına çıkarak Osmanlı sancağını dikmesi ile Osmanlı ordusuna moral verir ve taaruzu güçlendirir. Constantinopolis, 29 Mayıs 1453 Salı günü II. Mehmed'in önderliğindeki Osmanlı birliklerine teslim olur.
Onlar boğazı zincirleyecek kadar zeki ise;
Biz de gemileri karadan yürütecek kadar deliyiz!
53 günlük kışatmadan sonra netîcelenmiş ve İstanbul şehri, "İslâmbol" olarak Türk'ün ebedî mekânlarından biri olmuştur.
Bir gece ɑnsızın gelir; krɑllığınızı impɑrɑtorluğumɑ kɑtɑrım!
Sultan Mehmet Han, bizzat ordusunun başında bulunarak, denizden ve karadan şehri kuşatmış, tekbir sesleriyle şehre girerek, Ortaçağ'a son vermiştir.
İstanbul'un fethi ile Doğu Roma İmparatorluğu'nun sona ermesi, Orta Çağ'ın bitişi Yeni Çağ'ın başlangıcı olarak kabul edilir. 1453 Fethi ile Anadolu ve Balkanlar arasındaki Osmanlı için geçişlerde bir engel teşkil eden Doğu Roma İmparatorluğu yıkılmış, artık ticaret yollarının Osmanlı'ların eline geçmesi de Avrupalıları yeni ticaret yolları bulmaya iterek coğrafi keşifleri hızlandırmıştır.
Cumhuriyetten önce İstanbul, asırlarca İslâm âleminin hilâfet merkeziydi. İstanbul’un maneviyat yönünden gelişmesi hem Türkiye’nin diğer şehirlerine, hem de İslâm âlemine yansımıştır.
Sosyal, kültürel ve siyasi sonuçları itibariyle dünya tarihinin en önemli dönüm noktalarından biri olarak kabul edilen İstanbul'un fethi, bizim ve tüm insanlık için ibretlerle dolu bir zaferdir. Kuruluşundan itibaren farklı devletlere ve kültürlere başkentlik yapmış olan İstanbul, Fatih Sultan Mehmet Han'ın adaletli yönetimi altında hoşgörünün, dayanışmanın, bir arada barış içinde yaşamanın merkezi olmuştur.
29 Mayıs, tarihimizin en görkemli zaferlerinden biri olan İstanbul'un fethinin 564. sene-i devriyesidir. Bu vesileyle 564 yıl önce eşsiz güzellikteki dünya şehrini bizlere miras bırakan, daha 21 yaşında genç bir Sultan iken Peygamber Efendimizin müjdesine ve övgüsüne mazhar olan Fatih Sultan Mehmet'i, onu yetiştiren Akşemseddin Hazretleri, Molla Güranileri ve onun kahraman ordusunu rahmet, saygı ve minnetle yad ediyorum.