Halime Bilgin

Halime Bilgin

Yiğidi öldür ama hakkını yeme

Yiğidi öldür ama hakkını yeme

Bugün şöyle dört etrafı suyla çevrili, her şeyden uzak, sakin, huzurlu bir adaya yolculuk yapmak iyi gelir diye düşünüyorum. Ama öncesinde biraz tarih konuşmak lazım. Çünkü bir çoğrafyayı tanımak, görmek istiyorsanız önce geçmişine bir göz atmanız gerekir. Hangi evrelerden geçmiş, önceden hangi uygarlıklara ev sahipliği yapmış bilmek ve bu bilgi ile gezmek görmek daha çok şey katar insana. Tüm dünyanın geçmişinde olan ve yaşanan o savaşlar maalesef bu ada içinde yaşanmış.

Mısırlı bir çoğrafyacı ilk yıllarda buranın bir kara parçasının burnu olarak değerlendirse de zamanla anakaradan kopan bu parça şimdiler de bir ada olarak haritalarda yerini almış. Normandiya kıyıları gibi bu bölgede askeri çıkartmalardan nasibini alarak, İngiliz ve Hollanda donanmaları ile mücadele etmiş ve sonunda Fransa’nın dördüncü büyük adası olarak şu anki coğrafi konumuna sahip olmuş.

1988 yılına kadar tekne ile ulaşımı sağlanan adaya, o yıl 19 Mayıs’da, bir köprü yapılarak anakaraya bağlanmış ve şimdilerde ücretli geçişle adaya ulaşım 5 dakika sürmekte. 17.500 nüfusu 85 km alanı ile turistik bir yer olan bu ada, evleri ile de meşhur. “Ré de blanche” olarak anılan adadaki evler belli bir düzen içinde ve renkleri ile dikkat çekiyor. Tüm evlerin dış kısmı beyaz, pencere ve kapıları renkli.

İlginç olanı da şu ki çiftliklerin kapısı bile renkli ve dışardan bakınca çiftlik olduğu anlaşılmayacak kadar temiz görünümlü. Toplam on belediyelik olan ada popüler bir turizm merkezi ve plajları ile de adını dünya’ya duyurmuş. Panoramik bir görüntüye hakim. Ayrıca bisiklet turistliği daha yoğun olan bir yer. Atlantik Okyanusu’ndaki bu ada il de ré diye geçer. La Rochelle kıyısından depremle ayrıldığı varsayılan bu kara parçası eşekleri ile de ünlüdür. Evet bildiğiniz eşekler burada özgür sürü halinde dolaşıyorlar. İnsanlar onlara yük taşıtmıyorlar. Bilakis korumakla mükellefler. Yani bu adada eşekler doğal alanda serbest dolaşım iznine sahipler.

Hayal kurdum oracık da. Bizim ülkedeki eşeklerin bir tanesi bu özgürlüğe sahip olsa ne olurdu. Gerçekten toplum olarak korur muydu insanlar veya evlerin hepsinin bir katlı yapılma zorunluluğu var. Bu kurala uyulur muydu?

Fransız toplumunda Türk toplumuna has olan misafirperverlik, yardımseverlik, sıcakkanlılık gibi bir çok hasletler yok ama kuralları harfiyen uygulayan, birbirine saygılı şikayeti az yapan ve üretken bir toplumdurlar. Ne demiş atalarımız “Yiğidi öldür ama hakkını yeme”

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Halime Bilgin Arşivi