Düşünme Biçimi ile Anda Kalmak
Bugün bildiğim ama gerektiği gibi tam zihnime oturtamadığım felsefi bir sözün, gerçek anlamı ile buluştum. İşte tamda bu olmalı dediğim, aydınlanma yaşadığım ve zihnimde açtığı açılımı sizinle paylaşmak istiyorum.
Hepimizin kulaklarının aşina olduğu, günü yakala, anı yaşa olarak Türkçeye çevrilen, Milattan 23 yıl öncesine dayanan bir felsefi akım olan ve Romalı şair Horatius'un yazdığı bir eserin dizelerine dayandırılan Carpe Diem, bu günkü bahsetmek istediğim konu. Anı yaşamak, günü gün etmek, doyasıya yaşamak ve tadını çıkarmak anlamlarına gelen bir özdeyiş.19 yüzyılla birlikte Byron’un yapıtlarında sık sık geçen "günü yakala" hazzı deneyimlemeyi yaşanmışlıktaki önemi gözden kaçırmamayı öneren kulaklarımızda kalan bir söz.
Burada geçen anı yaşama, haz alma, o andaki tad üzerine kurgulu. Gelecek ve geçmiş olmadan anda kalma ile ilgili. Bu kulağa hoş ve güzel geliyor. Geçmiş geçti evet gelecekte henüz gelmedi. Şu ana odaklı kalalım, iyi ama bana göre bir parçası eksik geldi her zaman. Çünkü bir an için öyle olsa bile insan her an andan lezzet alamaz. Bazen üzüntü duyacağı anlar yaşar.
Bunu bir örnekle açıklayacak olursak tatile gittiğimiz zaman mutlu olma kodlu gittiğimiz için oradaki gördüğümüz her şeyden haz duyarız ağacın altında oturmaktan, yürümekten, alışveriş yapmaktan, yemekten denizde yüzmekten. Fakat günlük hayatımız içerisinde birçok ağaç görürüz, yeşillik alanda yürürüz, güzel yemekler yeriz ama tatilde duyduğumuz hazzı günlük hayat içerisindeki yaptıklarımızla duymayız. Bunun açıklaması şudur; Her şey zihinde başlar. Sen zihnini haz almaya odakladığın için tatildeki yaptıklarından mutlu oluyorsun. O halde zihnimizi ana odaklayarak her andan mutlu olabilir anın tadını alabiliriz. Burası tamam.
Başka bir örnek, eşimizle kavga ettik veya yakınımızdan biri vefat etti. Anı yaşayacağız ya o anda zihnimizi başka şeylere odakladık üzüntü duymamayı başardık. Fakat zihnimize rağmen bizim duygularımız var. Onları kontrol etmek o kadar da kolay değildir. O anda yaşanmayan acı içerde kalırsa daha büyük sorunlara neden olur. Yaratılış gereği, fizik bedenin savaş kaç sistemi kişiyi korumak için kaslara veya bedenin herhangi bir organına zarar verebilir. Buradan da şunu anlıyoruz tek başına zihin yeterli değil.
Tüm bunları geçtik. Yaşadığımız tüm geçmiş kayıt altında biz istesek de istemesek de zaman zaman zihin geçmişe giderek odaklanma gücüne sahip. Bunun önüne geçmenin mümkünü yok gibi. Çünkü bazen zihin bizi geçmişe götürerek anımızı baltalar. Veya gelecek endişesi taşıma düşüncesi yine aynı şekilde zihnin egzersizlerinin içinde. İnsan ne kadar anda kalmak isterse istesin yaşadığı zaman dilimi içerisinde zihnin bazen geçmişe bazen geleceğe gidecek. İşte Carpe Diem felsefesinde benim eksik bulduğum parça burasıydı.
Çünkü ; Bizim dini kültürümüzde Tezekkür var. Tedebbür var. Tevakkuh var.
Tezekkür: Geçmişe yönelik derin düşüncedir. Hatırlama eksenlidir. Geçmişten ders almayı hatırlatır.
Tedebbür : Geleceğe yönelik derin düşüncedir. Tedbir alma eksenlidir. Zaten tedbir de tedebbür ile aynı kökten gelir. Tedebbür eden tedbir alabilir. ,Tefakkuh: Olan biteni derinliğine anlayıp bu anlayışı şimdi ve buradaya taşımaya yarayan düşüncedir. İstikameti şimdi ve buradayı temsil eden “hal”dir.
Bu üç hal insan hayatında hep vardır. Bunları olması gerektiği gibi yaşamak gerçekte anda kalma ve mutlu olmayı başarmaktır bana göre
Çünkü insanın geçmişinden ders alarak ve geleceğinin tedbirini alarak anda yaşaması daha kolay olur.
Zihni her seferinde ben geçmişimde yaşadığım bu olaydan dersimi aldım diyerek susturmak duygu durumuna geçmeyi önler.Ve insanı anda kalmasına vesile olur. Aynı şekilde gelecek içinde ben elimden geleni yaptım tedbirimi aldım diyerek anı daha rahat yaşamaya ortam hazırlar. Ayrıca bizim dinimiz düşünmeyi yani tefekkürü sürekli tekrar ederek vurgulayan bir dindir. O zaman bu üç düşünme biçimi olan Tezekkür, Tedebbür, Tevakkuf ile anda kalmak daha istikrarlı ve zihne uygundur.
Bunu bize Kur'an'ın kendisi söylüyor.
"..Her kim bütün varlığıyla görürcesine inandığı Allah'a teslim olursa Rabbi katında onun karşılığını bulacak. O gelecek için kaygı geçmiş için üzüntü duymayacaktır" Bakara (112)
Şimdi yukardaki bahsettiğimiz üç düşünme biçimi ile bizi yaratana teslim olmak anda kalmanın formülü. Ve Allah bu mesajı ile bize, kendisi geçmişin hüznünü ve gelecek endişesi duymamayı garanti ediyor.Daha ne olsun.
Bu formülü denemek size kalmış.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.