Sağlam örgüt seçim kazanır
Toplum olarak maalesef biraz izanımızı kaybettik. Yerel seçimlere sadece 1 hafta kaldı. Önümüzdeki hafta bugün yeni belediye başkanlarımıza “merhaba” diyeceğiz. Ve gördüğümüz şudur, bazı il ve ilçeler hariç çoğu yerde muhalefet, seçimi sosyal medyadan götürmeye çalışıyor. Sahada ara ki bulasın…
Mesela Konya’da seçim Ereğli’de var. Geçtiğimiz haftalarda Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay’ın da katıldığı temel atma programına katıldım. Ereğli’de şunu gördüm; Ereğlili, Uğur İbrahim Altay konusunda hiçbir sıkıntı duymuyor ve hangi partili seçmen olursa olsun Altay’ın kazanacağına kesin gözüyle bakıyor. Ve görüştüğüm kişilerin belirttiği de Başkan Altay’a karşı bir sevgi ve sempati oluşmuş durumda.
Ereğli’de herkesin bildiği gibi 3 aday öne çıkıyor. Birisi mevcut belediye başkanı ve Cumhur İttifakı’nın MHP kanadının adayı Hüseyin Oprukçu diğeri CHP’nin adayı Umut Akpınar ve bir de eski Ak Partili Belediye Başkanı ve şimdi YRP’nin adayı Özkan Özgüven. Ve bu üç aday da Ereğli’de sahada. Seçim araçlarıyla, şarkılarıyla, türküleriyle, afişleriyle, pankartlarıyla sahadalar. Ve Ereğli gerçekten eskiden olduğu gibi seçim curcunasını gayet net olarak yaşıyor. Ama birçok ilçede bu seçim çalışmalarını görmek mümkün değil. Her seçim bölgesinde Ak Parti’yi sahada görmek mümkün ama muhalefet burada da biraz eksik kalmış durumda. Bu eksiği sosyal medyadan kapatmaya uğraşıyor olabilirler. Ancak şunu bilmeli ki sosyal medya adı üzerinde “sanal alem” demektir. Yani orada çoğu kimseyi kendi kimliğinde değil sanal kimlikle görebilirsiniz. Oradan seçim kazanılmaz yani.
Şimdi tabii ki bunu yazdım diye muhalefetteki arkadaşlar hemen bana cevap yetiştirmeye çalışacaklardır. Hemen konuyu daha da pekiştirmek için bir başka bakış açısını sunayım.
Tarafsız olarak cevap verin lütfen. Türkiye’de hangi il veya ilçe olursa olsun Ak Parti, ya birinci parti ya da ikinci parti değil mi? Yani muhalefet partilerinin güçlü olduğu yerlerde bile yarıştığı diğer parti Ak Parti değil mi?
Aslında şunu demek istiyorum. Ak Parti 22 senedir iktidarda. Ve 22 senedir girdiği her seçimden birinci parti olarak çıkıyor. Ve 22 sene sonra yine gireceği seçimlerden Türkiye genelinde Birinci parti olacağına kesin gözüyle bakılırken, sadece hangi belediyeleri kaybedeceği hangilerini kazanacağı tartışılıyor. Yani seçimin sonunda toplam olarak bakıldığında büyük ihtimalle yine birinci parti olacak gözüküyor.
Peki, Ak Parti Hükümeti her şeyi doğru yapmış olsa bile 22 senenin verdiği iktidar yorgunluğu ve yıpranması olması gerekirken hala birinci parti olmasını nasıl izah etmelidir.
Muhalefet partileri çıkıyorlar ve her fırsatta “ekonominin kötülüğünden”, işçinin, memurun, emeklinin, çiftçinin, üreticinin sıkıntısından ve burada sayfalarca yazabileceğim hükümet politikası eksikliklerinden bahsediyorlar. Ve nitekim sonuçta 22 senedir seçim kaybediyorlar. Bunu nasıl izah etmelidir.
Burada asıl düşünülmesi gereken konu sanırım en başta söylediğim gibi sosyal medyadan seçim kazanılmıyor. Sosyal medyada, vatandaşı; düşünemeyen, oy kullanmayı bilmeyen, hiçbir şeyden anlamayan, “aptal” yerine koymakla seçim de kazanılmıyor oy da alınmıyor.
Ve “örgütlülüğü” en iyi bilmesi gereken CHP’de örgüt bilinci ve örgüt disiplini hiç yokken bunun tam tersine Ak Parti’de öyle gelişmiş bir “örgüt bilinci” ve örgüt disiplini” var ki vatandaşlar bundan bile ayrıca etkileniyorlar.
Şöyle bir örnek vereyim: 2007 seçimlerini herkes hatırlıyordur. O dönemde sokağa çıkıp sorduğunuz herkes Ak Parti’ye oy vermeyeceğini söylüyordu. O dönemdeki anketler bile çok şaşırtıcıydı. Herkes neredeyse Ak Parti’nin kazanamayacağı konusunda hemfikirdi. Ama sonuçta Ak Parti yine büyük bir üstünlükle seçimi kazandı. Hatta seçimde hatırlayın herkes şaşkınlık içinde “yahu hiç kimse oy vermeyecekti bu oylar nereden geldi” diye birbiriyle dalga geçer duruma gelmişti.
İşte Ak Parti örgütü bunu o kadar güzel beceriyor ki, seçimden önce veriyor veriştiriyor. “Ak Partiliyim” diye kimse öne fırlayıp Ak Parti savunması yapmaya kalkmıyor. Hatta Ak Partinin eleştirildiği ortamda sesini çıkarmadan dinliyor ve münakaşa etmiyor. Konuşup Ak Partiyi eleştirenler de sanıyor ki herkes kendisiyle aynı fikirde.
Ve o Ak Partili gidiyor sandıkta oyunu yine partisine veriyor. Mesela şimdilerde Konya CHP’de olduğu gibi CHP’li vatandaş “Konya’da oyumu CHP’nin adayına mı, YRP’nin adayına mı ya da daha güçlü aday varsa ona mı vereyim” diye bir düşünce içerisinde olmuyor. İşte vatandaşta da muhalefet yapısı bir güven oluşturmuyor.
Şimdi önümüzdeki hafta sonu sandığa gideceğiz. Sandıkta benim de içerisinde bulunduğum bir kısım seçmen aldığı veya alacağı hizmete göre oyunu kullanacak. Bir kısım da “boşver hizmeti” diyerek ‘takım tutar gibi tuttuğu” partisine oy verecek. Çok küçük bir kesim de o seçilmiş bu seçilmiş önemsemeden, lümpen bir tavırla sandığa gitmeyecek. İşte Türkiye’de seçimin özeti de sanırım bu olacak.
Dostlukla kalın.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.