Erken önseçimden, gözaltına
Türkiye’de gündemin ne kadar değiştiğine hep beraber şu üç gün içerisinde bir kez daha şahit olduk. Yani gündemi internette yakalayabiliyoruz ama gazetede yakalamak biraz zor oluyor.
DİPLOMADAN BAHSEDERKEN GÖZALTI KONUSUNA GEÇTİK
Yani düşünebiliyor musunuz, pazartesi yazımızda İmamoğlu’nun diploma sorununun gündem edilmesinin vatandaşın gözünde siyasi olarak algılanacağından bahsetmiştim. Aynı gün İmamoğlu’nun diplomasının iptal olduğu haberini aldık. Tam bu konuda ertesi gün yazı yazacaktım ki, bu sefer de İmamoğlu’nun gözaltına alındığı haberini aldık.
Şimdi bu yazımı yazarken İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile birlikte 28 kişinin diploması iptal olmuştu bu net. Ayrıca bir gün sonra da İmamoğlu ile birlikte 106 kişi göz altına alındı. Gündem bu oldu. Ama tabii ki yarına daha 7-8 saat var. Bu kadar saatte daha neler olabilir bilmiyorum.
28 DİPLOMA İPTAL
İstanbul Üniversitesi idari bir kararla İmamoğlu’nun diplomasının yanı sıra 27 kişinin daha diplomasını iptal etti. Görüştüğüm hukukçuların hepsinin, hangi partili olursa olsun, ortak kararı bu diploma iptali kararının idari mahkemeden döneceği şeklindeydi. Hatta bu konuda iptal olamayacağı hakkında Anayasa Mahkemesi kararı olduğunu söyleyen avukatlar da oldu. Ama umudu olmayan ve davayı siyasi bulan bir avukat arkadaşımız bile en kötü Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinden yine döner dedi. Yani Hukukçuların ortak kararı bu iptal kararları; önünde sonunda geçerli olmaz; şeklinde idi.
O zaman koskoca İstanbul Üniversitesi rektörlüğü nasıl böyle bir karar aldı? Bu üniversitenin hukukçuları, bilen insanları, akil insanları yok muydu? Neden Türkiye Cumhuriyeti Devletini böyle boş beleş işlerle uğraştırdılar?
Bu, diploma iptali konusundaki alınan kararlar hukuktan geri döner de İstanbul Üniversitesi’nin ciddiyeti, güvenirliği ve hatta bu kararı alan üniversite yöneticilerinin güvenirliği, saygınlığı nasıl dönecek sizce?
Tabii ki vatandaşın büyük çoğunluğu; bunun içerisinde Ak Partili olanlar da var; bu durumun siyasi bir karar olduğu konusunu düşünmekteler.
DÜN DİPLOMA BUGÜN GÖZALTI
Şimdi şu bir gerçek; şahıs kim olursa olsun, her fırsatta soruşturma açarsan, diplomasını iptal edersen ardından da gözaltına alırsan bir de bunları tam da “cumhurbaşkanlığı adaylığı ön seçiminden” birkaç gün önceye dek getirirsen vatandaş “Ne oluyor ki?” diye sorar. Yani yüzde yüz suçlamalar doğru bile olsa vatandaşın aklında “hukuki değil, siyasi karar” düşüncesi oluşur.
Biraz daha samimi olayım. Mesela İmamoğlu, bir gün önce diploma konusu hiç olmasaydı da bir gün sonra, yapılan soruşturmalardan çıkan karar sonucunda gözaltına alınmış olsaydı, bu kadar tepki toplar mıydı? Bence hayır. Ama bir gün diplomasını iptal et, bunun hukuka ne kadar uygun olduğu ayrı bir tartışma konusu olurken aniden gözaltına al, işte bu vatandaşın gözünde sadece siyasi bir karar olarak nitelendirilir.
Ayrıca şimdi düşünsenize, elinizde bir veri var. Suç örgütü üyesi ve yöneticisi olmak, irtikap, rüşvet, nitelikli dolandırıcılık, kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirmek, ihaleye fesat karıştırmak… Bunlarla ilgili aylardır bir soruşturma yapıldığı ve elde toplananlarla gözaltı kararı çıktığı anlaşılmaktadır. Böyle bir durum varken, bu olayı bir de diploma iptali gibi hiç de dayanağı olmayan, basit bir şeyle sulandırmanın ne manası vardır?
NE OLURSA OLSUN HUKUKA GÜVENMELİ
Tabii ki halkın ne söylediği ne düşündüğü üç aşağı beş yukarı bu durumda. Ancak bu yazıyı Türk Siyasetinin unutulmaz karakteri, büyük Devlet Adamı Deniz Baykal’ın Saygıdeğer Kızı Aslı Baykal’ın sosyal medya paylaşımıyla bitirmek istiyorum.
Aslı Hanım olayı çok net özetlemiş: “Bugünkü gözaltılar üstüste darbeler gibi görünüyor ama muhtemelen bekletildi bile diploma soruşturmasını etkilememek için. İmamoğlu'nun CHP üzerindeki etkinliği düşünülünce bu etki nereden kaynaklanıyor ne ile besleniyor diye düşünmemek mümkün değil. Çok gereksiz, tek kişilik, apar topar bir önseçim yapılma sebebi bu gözaltıların olacağını bilmek ve vatandaşı adalet ile karşı karşıya getirmek idi. Bu soruşturmalar ülkenin zararına değil çok yararına ve temiz siyaset için büyük adımlar. Bize düşen Türk adaletine güvenmek ve soruşturmaların sonucunu beklemek. CHP'ye düşen güzel bir takvim belirleyip tertemiz bir kurultay yapmak, Atatürk'e gerçekten bağlı bir kadro ile yoluna devam etmek.”
Dostlukla kalın.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.