Pandemi ciddiye alınmalıdır
Pandemi ciddiye alınmalıdır
Aslında bayram sonunda yazılacak konu “Konya’da bayramın nasıl geçtiği” konusudur ki o konuya kısaca değinmek şart diye düşünüyorum. Çünkü insanların Sille’de neredeyse kucak kucağa piknik yaptığını, gezdiğini dolaştığını görünce inanın ne düşüneceğimi şaşırıyorum.
Konya’da insanlar bayram öncesi, sanki bayrama değil de kıtlığa girecekmiş gibi marketlere saldırdılar. Bayramın 1. günü sanırım kurban etiyle uğraşmaktan pek fırsat bulamadılar ama ikinci gününden itibaren yolları sokakları doldurdular. Normal bir bayramda bile bu kadar araç trafiğine sahip olmayan Konya caddeleri, bu pandemi sürecinde maalesef oldukça yoğundu. Sille caddesi, inanın “iftar vaktinden Alaaddin caddesi kadar” kalabalıktı.
Konya’da ev ziyaretleri de devam etti. Bir de sanki marifet yapıyorlarmış gibi, misafir ayakkabılarını dışarıya dizenlerin mantığını da anlamakta çok güçlük çektim. Yani anlayacağınız, CEHALETİN tüm getirilerini Konya’da, bayramda görebilirdiniz, gördük.
Dini bir bayram olan Kurban Bayramı’nı malumunuz, Hristiyanlar kutlamıyorlar. İslam’a inananlar, Müslümanlar kutluyor. Peki, bir taraftan dini bir bayram kutlayan kişi, diğer taraftan belki de bu salgın esnasında diğer insanlara hastalık bulaştırıyorsa, diğer insanların vebalini alıyorsa, “kul hakkına” giriyorsa, bu bayramda kestiği hayvanın nasıl bir yararını görmeyi umuyor, bu da konunun ayrı bir bakış açısı.
Bir başka bakış açısını da değerlendirelim burada…
Yeri geldiği zaman “Konya’nın bakanı yok” diye “zırlayanlar”; şimdi Konyalı Sağlık Bakanı’na destek vermekten acizler. Neden? Çünkü “illaki bakandan çıkar olarak biz yararlanmalıyız. Biz aman hiçbir iyilik yapmayalım destek vermeyelim”.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, neredeyse her gün bu illet virüse dikkat çekip, salgında neler yapmamamız gerektiğini ifade ediyor. Tüm ülke vatandaşları Sağlık Bakanı’nı saygı, sevgi ve hürmetle dinliyor. Ama demek ki en az dinleyenler Konyalı hemşerileri olsa gerek ki, Konya’da vaka sayısını düşüremiyoruz. Bilakis arttırıyoruz. Halbuki Konyalılar olarak ilk önce ve en fazla Hemşerimiz Sağlık Bakanına biz destek vermek zorunda değil miyiz?
Yani Konyalı olarak, başkalarının haklarına saygı göstermeyip, başkalarının haklarını çiğniyoruz. Konyalı hemşerimiz, Sağlık Bakanımıza sahip çıkıp destek veremiyoruz. Üzerine üstlük, sözde Müslümanlar olarak, hastalığı başkalarına bulaştırma riskini arttırıp, kul hakkına giriyoruz.
EY KONYALI!
Bu duruma, Konyalı bir vatandaş olarak ben razı değilim. Bu duruma Konyalı Bakan olarak Sağlık Bakanı Fahrettin Koca razı değildir. Ve hepsinden önemlisi, Bu duruma Allah rıza göstermez.
Her gün Konya’da bulaşıcı hastalıktan dolayı hayatını kaybedenler olmakta. Bunu hepimiz biliyoruz. Ve önlem almamaya devam edersek bu salgın Konya’da uzun süre normal hayatımıza dönmemizi geciktirecektir.
Tüm bu yazdıklarımı, yazabilmek için gazeteci falan olmaya gerek yoktur. Bu durumu her Konyalı açık ve net olarak bilmekte ve her ortamda daha fazlasını konuşmaktadır. Bizden istenilen de sadece bildiklerimizi hayata geçirip uygulamaktır.
Bunu yapamayacak durumdaki vatandaşın zaten gideceği yer bir psikiyatrdır. Bu kadar ciddi bir duruma karşı önlem almaktan imtina ediyorsa bu vatandaşımızda olsa olsa ZEKA GERİLİĞİ vardır.
Her duamızda musibetler için “evimizden uzak olsun” deriz ya; işte burada çok açık ve net belirteyim artık bu musibet evlerimize çok yakın ve yaklaşmaya da devam ediyor.
Bu durum tek taraflı önlem almakla çözümlenecek bir sorun değil. Maalesef topyekün önlem almakla çözülecek bir sorun ve herkesin herkese ihtiyacı var. Sağlıklı günler için ellerimizi tutuşmadan, el ele vermeliyiz. Konyalı olarak bunu başaramazsak yazıklar olsun bize…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.