Erhan Dargeçit

Erhan Dargeçit

Ekrem İmamoğlu ve YRP çıkmazı

Ekrem İmamoğlu ve YRP çıkmazı

Uzun süredir iş yoğunluğundan yazamıyordum, sadece okumaya vakit ayırabildim. Fikirlerimi de sadece sosyal medya hesaplarımdan kısaca paylaştım. Ama sosyal medyada gördüğüm bir şey var ki, maalesef toplumun “cehalet dehlizine” büyük bir hızla gömüldüğünü görebiliyorsunuz. Bu, üzüntü verici…

İMAOĞLU’NUN YAKASINDAN DÜŞÜN

Yazamadığım süre boyunca oldukça konu birikti aslında. Ama sanırım bilhassa son zamanlarda Ekrem İmamoğlu ile ilgili konular en başta yer alıyor.

Başta şunu söyleyeyim: Ben zamanı geldiğinde CHP’nin cumhurbaşkanı adayının Ekrem İmamoğlu olacağını düşünmüyorum. Daha doğrusu şöyle söyleyeyim; o dönem CHP genel başkanı kimse, cumhurbaşkanı adayı da o olacaktır. CHP tabanı manipülasyona açık olduğu için şimdilerde yok önseçimmiş, yok cumhurbaşkanı adayı belirlemekmiş gibi konularla taban manipüle ediliyor. Bunun çeşitli nedenleri olabilir ama bu konuyu bir başka yazımda umarım değerlendiririz. Çünkü biraz da CHP tabanı buna akıl aşındırmalıdır.

Gelelim İmamoğlu konusuna…

Ekrem İmamoğlu, CHP tabanına kendisini sevdirmiştir. Ve sonuçta CHP tabanı bir taraftan, Erdoğan karşıtları bir taraftan, bu nümayişe destek vermektedir. Ve de en büyük desteği de Ak Parti veriyor. İmamoğlu’nun neredeyse attığı adım soruşturma konusu haline geliyor. Bu soruşturmaların her biri de o kadar cılız ki, bu iş sadece İmamoğlu’na “artı” kazandırmakta görev yapıyor.

Şimdi şöyle bir örnekle anlatayım. Denklikle ilgili sorun yaşayan gençler vardı. Bu gençler Balkan ülkelerinde üniversite okumaya gidiyorlar. Daha sonra yatay geçiş için veya okulu bitirmişse denklik için YÖK’e ya da YÖK bünyesindeki okullara başvuruyorlar. Daha sonra da burada verilen karara göre isteklerin hak ediyorlar veya edemiyorlar.

İmamoğlu KKTC’de bir üniversiteye gidiyor. O üniversitede okurken, İstanbul’daki üniversiteye “yatay geçiş” yapmak istiyor. Yani bunun için, bir vatandaş olarak, başvuru hakkını kullanıyor. İstanbul’daki üniversite de kendi belirlediği şartlara göre öğrenciyi kabul ediyor. Olayın tamamı bu. Bundan sonrası YÖK ve üniversite arasındaki olaydır. Vatandaşı ilgilendiren bir durum var mıdır sizce? Bu arada bunun 35 yıl önce olduğunu da atlamayalım. Olay büyüdü büyüdü, diploma iptali mağduriyeti “boş muhabbetine” kadar geldi. Şimdi “İmamoğlu’nun diploması iptal olacak mı olmayacak mı” diye gündem oluşturuluyor.

Şunu unutmamak lazım. Bu ülkede FETÖ diye bir azgın grup çıktı ve Devletin kurum ve kuruluşlarında akla gelmeyecek hile ve aldatmalarla kendi adamlarını bir yerlere getirdi. Üniversite sınavlarında soru çaldılar, memuriyet imtihanlarında kendi adamlarına cevapları verdiler, bin türlü desise ile milyonlarca vatandaşın hakkını yediler. Peki, bunlardan hangilerini diploması iptal oldu veya bu hileli sınavlarda başarılı olanların, başarıları iptal edildi? Hem de bu olaylar yuvarlak olarak 15 yıl önce yaşanan olaylar, öyle 35 yıl falan da değil…

Dolayısıyla bu saatten sonra İmamoğlu’na ne davası açılırsa açılsın vatandaş bu davaları siyasi ve temelsiz bulacaktır. Halbuki Ak Parti, CHP’yi kendi kendisine bıraksa zaten CHP’liler, İmamoğlu’nu kendileri yeterince yıpratırlar. En azından hukuka güven zedelenmez.

YENİDEN REFAH PARTİSİ

En son siyasi partilerle ilgili yazımda 166 siyasi parti olduğunu belirtmiştim. Pazartesi yeni bir parti kurulmadıysa bugün itibariyle bu sayı 174’e ulaştı. Tabii siyasi parti enflasyonunun bu kadar yüksek olduğu bir ülkede haliyle partileri anlayabilmek kolay değildir.

Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın oğlu Fatih Erbakan Yeniden Refah Partisi’(YRP)ni kurmuştu. Bu partinin kurulması Saadet Partisi tabanını biraz da olsa bölmüştü. Daha sonra da seçimlerde biraz da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sempatiyle davranmasıyla YRP biraz popülarite kazanmıştı.

Ak Parti’den yana taraf alan YRP, haliyle Ak Parti’nin çok işine gelmişti. Hem Saadet Partisinden kaçan oylar Cumhur İttifakı’na gelecek hem de Ak Parti’den kaçan taban oyları Cumhur İttifakında kalacaktı. Aynı zamanda Ak Parti’ye oy vermek istemeyen muhafazakar seçmen de ister istemez Cumhur İttifakında kalacaktı. Ak Partililerin kendi partilerine ders verme ve kırgın olma “etkinliği” de genel seçimlerde YRP’de kendini gösterdi.

Ben o zaman da yazmıştım. “Bu suni bir büyüme, YRP’nin gerçek oyu değil” diye. Ve yerel seçimlerde de Ak Partililerin, Ak Parti’ye tepkisi, YRP’ye Konya’da 4-5 tane belediye kazandırdı. Ancak bu kazanımların hiçbiri “örgütsel bir tavır” olarak yer etmedi. Hatta belki de birçok aday Ak Parti’den aday gösterilmiş olsaydı, YRP’den aday bile olmazlardı.

Bu siyasette yeni kurulan partilerde “örgüt bilinci eksikliği” olarak her zaman kendini göstermiştir. Bunun en güzel örneklerinden birisi 1989’daki SHP örgütü gösterilebilir. Örgüt bilinci olmayan iktidar alternatifi gözüken partilere bu tür “suni” temayüller hep olmuştur ve bu tür partiler de ayakta kalamamışlardır.

Gelinen aşamada YRP’li Çumra ve Emirgazi belediye başkanları, il başkanı ataması yapılırken kendilerine danışılmamasından ötürü partiden istifa ettiklerini belirtiyorlar. Sanıyorum herkesin aklına “bu belediye başkanları aday gösterilirken genel merkezin istişareleri sonucunda mı aday gösterilmişlerdir” sorusu gelmektedir?

Görünen odur ki YRP’deki seçim başarıları sanki partinin başarısı gibi algılanarak, siyasi başarı hep devam edecek gibi okunmuş. Ama bu tür “kavgalar” artık YRP’nin ayakları yere basan politikalar üretmesine engel ve bir sonraki seçim için kötü bir işaret olarak algılanmalıdır. İş böyle giderse Ak Partili YRP seçmeni, kendi partisine bir dönüş yoluna girecektir.

Dostlukla kalın.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Erhan Dargeçit Arşivi