Halk en iyisini seçecektir
“Herkes seçimlerden konuşmaya başlamışsa ortada bir seçim vardır” diye bir özlü sözle yazıma başlayayım. Artık seçim ne zaman olursa olsun en fazla bir yıl var diyebiliriz. Yani seçim sathı mailine girdik dersek yanlış söylememiş oluruz.
Birçok siyaset adamı, halkın, güvensiz, çaresiz ve ilgisiz bir durumda seçime gidildiğinden bahsediyor. Halbuki bilmiyorlar ki bu halk her seçimde gereğini yapmış ve gerekenlere gerektiği kadar özeni göstermiştir.
Şöyle yakın siyasi tarihimize bir bakalım. 3 Kasım 2002 seçimleri öncesinde DSP, ANAP ve MHP ortaklığından oluşan bir koalisyon ülkeyi yönetmekteydi. 1999 yılındaki seçimlerde DSP birinci parti MHP ikinci parti çıkmışlardı. Fazilet 3. Parti, ANAP 4. Parti ve DYP’de 5. Parti olmuşlardı. Koalisyon ortağı üç parti (DSP, MHP, ANAP) oyların yüzde 53,38’ini almışlardı. CHP 1999 genel seçimlerinde baraj altında kalmıştı. Yani vatandaş CHP’yi cezalandırırken, aynı zamanda ancak 3 partinin bir araya gelerek hükümet oluşturma şansını oylarıyla vermişti.
2002 genel seçimlerinde Fazilet Partisinden ayrılanların kurduğu AK Parti, İş adamı Cem Uzan’ın kurduğu Genç Parti ilk kez seçimlere katılıyorlardı. Malumunuz olduğu üzere siyaset tarihinde kurulduğu anda başarı elde eden partiler çok görülür şey değildir. Ve 3 Kasım 2002 seçimleri neticelenince ortaya çıkan sonuç, önceki seçimlerde olmayan Ak Parti’nin birinci parti olması ve de bir önceki seçimde baraj altında kalan CHP’nin ikinci parti olması şeklinde gerçekleşti. Diğer tüm partiler baraj altında kalırken DYP üçüncü parti, MHP dördüncü parti ve Genç Parti de beşinci parti oldular. TBMM’ye giren iki partinin toplam oyları yüzde 53,67 iken; baraj altında kalan yukarıda yazdığım 4 partinin oylarının toplamı sadece yüzde 25,15’te kaldı.
Bu arada seçimlere ilk kez giren iki partiden Ak Parti’nin tek başına iktidar olacak çoğunluğa sahip olacak başarıyı elde etmesi de, Genç Parti’nin yüzde 7,25 oy alması da çok önemli başarılardır. Aslında işte burada anlatmaya çalıştığım bu başarı halkın başarısıdır.
Halk, oylarıyla siyaseti öyle tasarımlamıştır ki kimse itiraz edecek durumda kalmamıştır. Vatandaş oylarıyla bir önceki dönemde yaklaşık yüzde 53,5 oy alan koalisyon ortaklarının üçünü de savurmuş, yüzde 14,71 oyla “sınıfta bırakmıştır”. Aynı şekilde bir önceki dönem baraj altında bıraktığı CHP’yi de güçlü bir biçimde yüzde 19,40 oyla hem ikinci parti yapmış hem de TBMM’ye giren iki partiden birisi haline getirmiştir.
Önceki koalisyon hükümetinden sonra bir umut aradığının mesajını da veren halk, yeni kurulmuş olan Ak Parti’yi umut olarak görmüş ve birinci parti yaptığı gibi tek başına hükümet kurma yetkisini de vermişti. Aynı şekilde yeni kurulan Cem Uzan’ın partisi Genç Parti’ye de bir umut gözüyle bakan vatandaşlar ona da yüzde 7,25 oy vererek yeni umutları uzaklaştırmamıştır.
Şimdi bu vatandaş olası bir seçimde ne yapacaktır? Bunu hiç merak etmenize gerek yoktur. Çünkü vatandaşlarımız yine en iyi şekilde kararını verecek ve ne mesaj vermesi gerekiyorsa o mesajla birlikte siyaseti yeniden tasarımlayacaktır.
Şimdi olan bitenlere bakmayın. Halk, en iyi kararı, en güzel şekilde hiç kırıp dökmeden vermektedir. Şimdi falanca parti en aktif, filanca parti en iyi, diğer parti en olumlu gözüküyor olabilir. Ya da gençler arasında falanca parti daha etkin, kadınlar filanca partiyi destekliyor, iş insanları şunu destekliyor, işçi memur bunu destekliyor gibi tevatürlere inanmayın. Bunların hepsi sadece halkın bir ölçme biçimidir, sonuçta sandıktan çıkan öyle bir sürpriz olabilir ki halk olarak kendimiz bile yaptığımıza inanamayız.
Dostlukla kalın.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.