Ak Parti’de yeni yol çalışması
Dünkü yazımdan sonra bugün konuyu devam ettirmeliyim diye düşünüyorum.
Ak Parti büyük ihtimalle Kızılcahamam kampından sonra partide kitlesellikle ilgili bir değişiklik, bir açılım yapacaktır. Kızılcahamam ile ilgili alınan kararlardan en kötü bulduğum Ak partili milletvekillerin TV’lere çıkıp, açık oturumlara katılabileceği çalışmasının yapılacağı idi. Çünkü Ak Partili milletvekillerinin açık oturumlara katılması ve orada yapacakları konuşmalar hem halk nezdinde geri tepebilir hem de Ak Parti’nin yeni planlamasının anlatımının yetersiz kalmasını sağlayabilir diye düşünüyorum.
Düşünsenize “Mehmet Metiner” gibi kişilerin yapacağı konuşmalar Ak Parti’ye artı mı getirir eksi mi getirir? TV izni çok iyi irdelenerek organize edilmelidir diye düşünüyorum.
Ak Parti’nin Kızılcahamam kampı anlatılanlara göre çok verimli geçmiş olsa gerek. Kaybın tespitleri objektif olarak yapılmış; olumlu ve olumsuz eleştiriler ortaya konulmuş.
Bir eski milletvekilinin “Samimiyetsizlik kurumsallaştı. Tuzu kuru diye beyaz Türkleri eleştiriyorduk, şimdi beyaz Müslümanlar çıktı” eleştirisi. Bir eski bakanın “İttifak pazarlığı yaptıklarımızdan memnun muyuz” sorusu, bir kurucu üyenin “Halktan birileri olduğumuzu yeniden göstermemiz lazım. Partimiz bürokratikleşmeye başladı” sözleri dikkat çekici ayrıntılardan…
Ak Parti’nin içerisinde yetişen siyasetçinin en büyük engeli Ak Parti’nin hiç muhalefet yapmamış olmasıdır. Yani 2001’de kurulan bir parti ilk kurulduğu yıl 2002’de iktidar oluyor ve 2024’e kadar 22 yıldır hep iktidarda. Bu siyaseten başarı olduğu gibi aynı zamanda muhalefetin ne olduğunu bilmemek yönünden bir eksikliktir.
31Mart seçimleri sonunda görülmüştür ki seçmen 22 sene Ak Parti’yi iktidar yapmıştır ama “iktidar yapmayabilirim” uyarısını da vermiştir.
Ak Parti bundan sonraki süreçte daha kitlesel bir politika izlemek zorundadır. Yani sadece dine dayanan bir politik süreç doğru bir süreç olmayacaktır. Ak Parti muhafazakar kesimin yanı sıra milliyetçi kesime de, liberal kesime de hatta sol kesime de kapılarını açmak durumundadır. O zaman hem bir yenilenme yaşayacak hem de yüzde 50 oy için “ufacık” partilerin “saçma sapan istekleriyle” muhatap olmayacaktır.
Bilhassa 15 Temmuzdan sonra FETÖ’yle birlikte vatandaşları usandıran, bıktıran cemaat-tarikat gibi ne olduğu belirsiz toplulukları artık mücadele kapsamına almalıdır. Bu mücadele hem FETÖ gibi dini alet edip ABD’ye hizmet eden yapılanmaların önünü kesecek hem 15 Temmuz gibi saldırıları bir daha yaşamamıza engel olacak hem de aslında İslam dinine bir hizmet olacaktır.
Yok şucusuymuş, yok bucusuymuş, yok aliağasıymış, veliağasıymış diye hiçbir şey üretmeden, ülkeye beş kuruşluk fayda göstermeden, en büyük şirketlerle yarışacak cirolar elde ederek dini sömüren oluşumlar aynı zamanda vatandaşın da sıkıntısını duyduğu saçmalıklardır. Ve bunlardan bu ülke kurtarılmalıdır. Ak Parti de bunun öncülüğünü yapmalıdır.
Tabii bu kadar değil. Eskiden halkla iç içe olan Ak Parti artık halktan kopuk yaşamaktadır. Sanki halkın içerisindeymiş gibi gözüküp aslında halktan çok uzak bir izlenim gözükmektedir.
Halkın sorunları sadece ekonomik değildir. Halkın en çok ihtiyacı olan şey demokrasidir. Vatandaş bir yere gittiğinde, Ak Partili birisiyle aynı haklara sahip olmak ister. Ak Partili vekillerin, yöneticilerin çoluğu çocuğu belediyelerde olur olmaz işlere yerleşirken, başarısıyla hak ettiği halde kendi çocuğunu işe yerleştiremeyen vatandaşın sorunu sadece ekonomik olamaz. O vatandaş demokrasi istiyordur.
Adliyeye giden vatandaş orada karşısındakinin o veya bu nedenle kayrılmasını görmek istememektedir. Ya da iş adamı, esnaf vatandaş, birilerinin milyonlarca lira vergisi silinirken kendisinin kuruşu kuruşuna vergi ödemesine sitemini sadece ekonomik olarak açıklayamazsınız.
Ak Parti’nin bundan sonraki mücadelesi ekonomiyle olduğu kadar, demokrasinin oturmasıyla ilgili de olmak zorundadır.
Ak Parti bugün gelinen aşamada eski fikirlerine göre çok daha devletçi bir çizgiye gelmişse bundan sonraki süreçte de bu gelişimini sürdürmeye devam edecek. Ülke ve dünya gerçekleri ile hareket eden Ak Parti, ülke yönetiminde, iki partiden biri olarak bulunacaktır.
Dostlukla kalın.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.