Sevgili okurlar, herkese yeniden merhabalar. Keyifli bir hafta sonu diliyorum.

Selam ve dileğin ardından şimdi elimdeki çuvaldızı biraz batıracağım. Can yakar mı yakmaz mı yakarsa ne kadar yakar şu an kestiremiyorum açıkçası…

Bir ülkenin ne kadar gelişmiş olduğunu anlayabilmemiz için birçok parametreye bakarız, ele alırız. Ekonomisine, ordusuna bakılır direkt. Ama bence en önemli parametre bir ülkede yaşayan halkın ne sıklıkla kitap, gazete okuduğudur.

Türkiye’de çok sayıda kütüphane, eser olmasına rağmen okuyan insan sayımız pek de yeterli değil. Ne kadar doğru ne kadar yalan bilmem ama inandım; bir Japon yılda ortalama 25-30 kadar kitap okuyormuş.

Gazete tirajları oldukça düşük ülkemizde. Bunun birçok nedeni var elbette. Bu nedenlerin çoğu da bahane aslında. Millet olarak okumak noktasında hem para hem de zaman harcama noktasında oldukça cimri olduğumuz bir gerçek. Boş, bir şey kazandırmayan şeylere verecek paramız oluyor ne hikmetse ama iş okumayı öncelik haline getirmiyoruz ne yazık ki.

Halbuki okumak bizim için bir öncelik olmalı. Dünyadaki değişimi, dönüşümü yakalayabilmemiz, yarışa girebilmemiz için önce bilgi sahibi olmamız gerekiyor. Kişisel gelişim tamamlanmadan küresel değişim nutukları atmak ne kadar doğru? Düşünmek ve üretmek ile kitap ve gazete okumak arasında doğrudan bir bağlantı var. Çoğu insan da bunun farkında ancak eyleme geçme noktasında sıkıntılarımız var.

“İyi ediplerimiz göçüp gitti” düşüncesine maalesef katılanlardanım. Son dönemlerde iyi bir şair göremiyorum ben açıkçası. Tiyatro oyunu yazmak vardı zamanında, o da kayboldu sanki. Dört başı mamur oyun yazmaya üşeniyor gençlerimiz ya da bu işe gönül koyan insanlar.

“Skeç yazayım, nasıl yazayım, ne yazsam ki, fikir versene” diyen çok insan var. ‘Sanat yapma’ düşüncesi ile yola çıkıp işin kolayına kaçıyorlar. Artık ‘sanat para içindir’ fikri hakim olmaya başladığından ne kitabın, ne tiyatronun, ne sinemanın, ne şarkıların eski lezzeti var.

“Millet ne okuyacak?” diye sormakta insanlar pek de haksız sayılmaz, bunu da göz ardı etmemek lazım…