Kemal Altınışık

Kemal Altınışık

Türk Devletleri Teşkilatı Toplantısının Ardından - I

Türk Devletleri Teşkilatı Toplantısının Ardından - I

Kazakistan’ın kurucu Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev’in önerisi doğrultusunda 3 Ekim 2009’da Nahcivan’da imzalanan “Nahcivan Anlaşması” ile Azerbaycan, Kırgızistan, Kazakistan ve Türkiye’nin katılımıyla “Türk Konseyi” kurulmuş ve daha sonra adı “Türk Keneşi” olarak değiştirilmiştir. Türk Konseyi, 8. Liderler Zirvesi 12 Kasım 2021 tarihinde "Dijital Çağda Yeşil Teknolojiler ve Akıllı Şehirler" başlığı altında Demokrasi ve Özgürlükler Adası'nda (eski adıyla Yassı Ada) “Türk Konseyi Devlet Başkanları 8. Zirvesi'  Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı, Azerbaycan Cumhurbaşkanı, Kazakistan Cumhurbaşkanı, Kırgızistan Cumhurbaşkanı, Özbekistan Cumhurbaşkanı, Türkmenistan Cumhurbaşkanı,  Macaristan Başbakanı ve Türk Devletleri Teşkilatı Genel Sekreteri’nin katılımıyla toplandı.  Kazakistan Cumhuriyeti Birinci Cumhurbaşkanı Sayın Nur Sultan Nazarbayev, toplantıya bir video mesajı ile katıldı.      Toplantıda “Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi”, Türk dili ortak çatısı altında birleşen üye ülkelerin yanı sıra, Türk dünyasının bölge ülkeleriyle öncelikle ekonomi, politika, turizm, eğitim ve spor olmak üzere pek çok alanda işbirliğini artırmaya yönelik çalışmalar yapmaya karar verdiler.

Türk Dünyası bakımından son derece önemli olan bu toplantıda çeşitli başlıklar altında 121 maddelik bir bildiri yayımlandı. Yayımlanan 121 maddelik bu bildirinin ilk maddesi, “Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi” adının, “Türk Devletleri Teşkilatı” olarak değiştirilmesi oldu. Türk Devletleri Teşkilatı 2040 yılına yönelik ortaya bir vizyon koydular ve çalışmaların bu vizyon doğrultusunda yürütülmesi için, “2022-2026 Türk Devletleri Teşkilatı Stratejik Yol Haritası” hazırlanması talimatını verdiler.

İstanbul’da toplanan “Türk Devletler Teşkilat” ‘nın yayımladığı 121 madde le ilgili olarak dikkati çeken bazı hususları ön plana çıkarmak ve değerlendirmek istiyorum. Bildirinin 99. Maddesinde “Tuna Nehri'nden Orhun Vadisi'ne İpek Yolu Rallisi” düzenlenmesi güzel bir aktivite olarak öngörülmüştür. Bilindiği gibi İpek Yolu Türkiye, Çin, Moğolistan, Özbekistan, Kazakistan, Kırgızistan, Afganistan ve Suriye üzerinden geçmektedir. Eğer “Tuna Nehri'nden Orhun Vadisi'ne İpek Yolu” adıyla yeni bir çalışma başlatılırsa, Türk Dünyası ile Tuna nehri üzerinde bulunan Almanya, Avusturya, Slovakya, Macaristan, Hırvatistan, Sırbistan, Bulgaristan, Romanya, Moldova ve Ukrayna arasında başta ekonomi, politika ve turizm, olmak üzere pek çok alanda işbirliği sağlanabilir.

Bildirinin 76. Maddesinde “Orhun Eğitim Değişim Programı Yönetmeliği” kabul edilmiştir. Bu programda üye ülkelerin ortaokul ve liseler arasında öğrenci değişim programı 2022 yılı için gündeme alındı. Orta öğrenim öğrencileri için güzel bir başlangıç. Ben bu değişim programına daha farklı gözle bakıyorum. Bilindiği gibi Avrupa ülkeleri üniversitelerinde “European Region Action Scheme fort the Mobility of University Students” (ERASMUS) programı uygulanmaktadır. Türkiye de bu programdan yararlanmaktadır. Türk Dünyası Teşkilatı, ERASMUS programı benzeri, “Türk Dünyası Öğrenci Hareketliliği” adıyla yeni bir program başlatmalıdır.

Daha önce Rahmetli Turgut ÖZAL döneminde başlatılan ve Türk Cumhuriyetlerinden getirilen öğrencilerin eğitim seviyelerinin çok düşük olması nedeniyle, Türk Üniversitelerinde sıkıntı çektiklerini biliyorum. Bu nedenle, Türk devletler Teşkilatı kendi ülke şartlarını da dikkate alarak Üniversite eğitim programlarını modern ve mümkün olduğunca birbirine yaklaştırmaları gerektiği kanaatindeyim.

“Orhun Eğitim Değişim Programı Yönetmeliği” tamamen Akademisyenlere yönelik olmalıdır.   Akademisyenler arasındaki değişim en az bir yıl olarak belirlenmelidir.

Her Türk üniversitesinde Bilimsel Araştırma Projeleri (BAP) adıyla bir program bulunmaktadır. Akademisyenler tarafından sunulan bilimsel projeler BAP tarafından desteklenir. Türk Devletler Teşkilatı’nda bulunan her üniversite kendi seçeceği üniversite ile ortak Bilimsel Araştırma Projeleri yapabilmelidir. Proje finansı iki ülke üniversitesi tarafından karşılanmalıdır. Proje ortak yürütülmeli ve kararlar her iki üniversitenin proje için atadığı akademisyenler tarafından alınmalıdır.    

NOT. Bir sonraki yazıda bu konuya devam edeceğim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Kemal Altınışık Arşivi