Temel mantığı çözmek lazım
Bundan sonraki dönem artık evet ve hayırların çokça konuşulacağı ve işin AK Parti-CHP kapışmasına döndürüleceği zaman.
Ben birçok kez yazdım; evet veya hayırı hiç önemsemiyorum. Ne evet çıkarsa ne de hayır çıkarsa ülke falan bölünmez. Referandumda evet de çıksa, hayır da çıksa yer yerinden falan oynamayacak. Ancak bu durum hiç kimseyi de bir sorumsuzluk ve lakaytlık düzeyine getirmesin.
Evet ve hayır konusunu maalesef öncelikle AK Partililer vatandaşa anlatmakta zorlanmaktalar. AK Parti’nin Hükümet icraatları çok iyi olabilir. Yollar yapmıştır. Hızlı trenler getirmiştir. Uçaklar vızır vızır işlemeye başlamıştır. Ekonomide ilerleme sağlanmıştır. Vs. vs. vs… Ama Hükümet seçmiyoruz ki… Hükümetin bu zamana kadar iyi çalışmış olması, Anayasa değişikliğinde “evet” verilmesi gerekli anlamına gelmez ki.
Diğer taraftan, “Hükümet, çözüm sürecinde yanlış yaptı. FETÖ ile dosttu. Suriye’de yanlış yaptı. Vs.vs.vs…” demek de “hayır” denilmesini gerektirmiyor. Çünkü yukarıda söyledim ya Hükümet seçmiyoruz. Burada öncelikle temel olarak Anayasa maddelerinin değiştirileceğini net olarak anlamalıyız. Ve tartışmaları da bu minvalde sürdürmeliyiz.
Türkiye’de yaşıyoruz. Ve hepimiz ülkedeki işleyiş hakkında az çok bilgi sahibiyiz. Ve bence “3 Kasım 2019’da yapılacak seçimde yürürlüğe girecek yasaların referandumunu neden iki buçuk sene önce yapıyoruz?” sorusunu cevaplamak en önemli adım olsa gerek. Ve tartışılacak konuya da buradan başlamak lazım.
Konya’da 14 Temmuz günü, kimin aklında “yarın bir kalkışma olacak” düşüncesi vardı? Yani günlük olarak siyaset gündeminin değiştiği bir ortamda iki buçuk sene sonrası için hesap yapmak konusunu acaba kimse merak etmiyor mu?
Bana göre bu referandumun temel mantığı burada yatıyor.
Uluslararası arenada Türkiye’ye karşı oynanan oyunları hepimiz biliyoruz. Ve şunu da biliyoruz ki bu oyunların arkasında aynı emperyalist güçler var. Ve yine hepimizin bildiği bir şey daha söylemeliyim. Emperyalizmin temel hedefi “Erdoğansız bir Türkiye”.
Ülke olarak uluslar arası siyasette oturacağımız çok masa var. Suriye bunlardan sadece birisi. Ve işte öncelikle bunları anladıktan ve kabul ettikten sonra ardından şu geliyor: Bu masalarda nasıl oturacağımız…
Arkasında güçlü bir halk desteği olan Cumhurbaşkanının masada oturuş şekliyle halk desteği olmayan bir cumhurbaşkanının oturuş şekli farklı olacaktır. İşte 2019’da yürürlüğe girecek yasaların referandumu bunun için önemlidir. Ve bunun için iki buçuk yıl önceden hesaplar yürütülmektedir.
Burada emperyalistlere vereceğimiz halk cevabının ne olacağı aslında referandumda oylanacaktır. Öbür taraftan “AK Parti şöyle dedi, CHP böyle dedi, MHP böyle yaptı, terör örgütleri kimi destekledi” konuları hikayeden konulardır.
Cumhurbaşkanı masaya güçlü otursun diyorsan “evet” diyeceksin. “Yok kardeşim nasıl oturursa otursun” diyorsan “hayır” diyebilirsin. İşin diğer tartışma kısımlarına ne derseniz deyin. 2019’a kadar kim öle kim kala?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.