DEVLET İÇİN SAVAŞ
Çok karmaşık bir referandum süreci yaşıyoruz. Ülke tarihinin en önemli tercihlerinden birini yapacak Türk Halkı. Açık söylüyorum: Buradan “hayır” çıkarsa büyük bir restorasyon şansı kaybedilir. Ülkenin hücrelerine kadar işlemiş darbe heveslileri, dış güçlere kendisini teslim etmiş FETÖ ve terörist sol artıklarını temizlemek için tarihi bir fırsat duruyor önümüzde. Orduya, yargıya militan olmayan, halkın içinden gelmiş insanlar giriyor ama hiçbir ağırlıkları yok. FETÖ’cülerin büyük kısmı temizlendi ama başka tehlikeler de var. FETÖ’nün kumpaslarıyla tasfiye edilenler hem içerden hem dışardan bileniyor. FETÖ temizlenirken kriptolar hükümete ve Erdoğan’a yardım etti şimdi ise “Önce FETÖ bitsin, sıra Erdoğan’a gelecek” diye bir yol çizdiler kendilerine.
Vatanseverliklerinden kuşku yok ama nasıl bir vatanseverlik? Kemalist, laik, sol ya da ulusal sağcı bu kadrolar, ordu ve yargı gibi yerleri yeniden ele geçirmek ya da muhafazakar, milliyetçi ve İslamcı kadroların kritik alanlara yerleşmesini istemiyor. Bunun için referandumda “hayır” diyorlar. Eğer yeni sistem kabul edilirse hızlı bir şekilde kadroların doldurulacağını ve tasfiye olacaklarını biliyorlar. Kılıçdaroğlu bu yüzden “kan dökmeden başkanlığı getiremezsiniz” diyor. “Tek adamlık gelecek” söylemi falan hikaye. Sadece halkın kafasını karıştırıp “hayır” demesini sağlamak için şu an hem şirin gözüküyor hem de bir yandan korkutuyorlar.
Devlet Bahçeli bu oyunu gördü. Bu yüzden özellikle Perinçek’in, Aydın Doğan’ın ismini zikrederek “evet” diyeceklerini anlatmaya çalışıyor. Bir yandan tabanını “Ak Parti’nin koltuk değneği” olmadığına, bir yandan da neden “evet” demesi gerektiğine ikna etmeye çalışıyor. Barzani ile ilgili tepkisel duruşu bu yüzden. Yoksa O da, Kürt yönetimi bayrağının ilk kez kullanılmadığını çok iyi biliyor. Bu söylemi siyaseten benimsemek zorunda. Yoksa MHP’nin zaten bölünmüş tabanından “hayır” cephesine hızlı bir kaçış yaşanabilir.
45 gün hızlı geçer. İnsanlar seçimlerden de sıkıldı ama bu referandumu da ülke olarak atlatmak zorundayız. Hayır çıkarsa dünyanın ve ülkenin sonu değil ama çok daha zor bir süreç Türkiye’yi kıskacına alabilir. Nihayetinde halkın tercihine de saygı duymak gerek. Bakalım kim daha ikna edici olacak?