Erhan Dargeçit

Erhan Dargeçit

Önyargıyı bırakın

Önyargıyı bırakın

İnsanları yaftalamayı, kulp takmayı, ayrıştırmayı ne kadar çok seviyoruz. Halbuki belki de işin aslını bilseler belki de düşündüklerinden çok daha farklı olduğunu görecekler ama bunun için de sabırsızlar.

Hani bir hikaye vardır; tam da buna örnek: “Öğretmen sınıfta bir hikaye anlatmaya başlar. ‘Gemi, denizin ortasında aniden batmaya başlar. Gemideki bir çift cankurtaran botuna yaklaşırken sadece bir kişilik yer kaldığını görür. O an adam, karısını geride bırakır ve bota atlar. Batmak üzere olan gemideki kadın eşine bakar ve son cümlesi şu olur’ Öğretmen bir an durur ve öğrencilerine, “Sizce kadın, kocasına ne demiş olabilir?” diye sorar.

Öğrencilerinin çoğu: “Senden nefret ediyorum. Nankör herif!” demiştir diye cevap verir. Öğretmen, köşede sessizce oturan bir çocuk görür ve aynı soruyu ona da sorar. Çocuk, “Öğretmenim bence ‘Çocuğumuza iyi bak demiştir'” diye cevap verir. Öğretmen şaşırarak çocuğa sorar, “Daha önce bu hikayeyi duymuş muydun?” Çocuk kafasını sallar ve “Hayır ama annem babama vefat etmeden önce aynı şeyi söylemişti.” der. Öğretmen suratında üzgün bir ifadeyle, “Cevabın doğru” der.

‘Gemi batar, adam evine gider ve kız çocuğunu tek başına yetiştirir. Yıllar sonra çocuk vefat eden babasının günlüğünü bulur. Meğerse çift gemi seyahatine çıktıklarında kadına ölümcül hastalık teşhisi konmuş. O kritik anda, baba ölmek üzere olan eşi yerine kendini bota atmış. Baba günlüğünde, “Denizin dibine beraber batmayı o kadar isterdim ki… Ama çocuğumuz için, tek başına denize batmanı izlemek zorunda kaldım.” yazmış. Hikaye biter ve sınıf sus pus olur.”

Yani düşünün, sanki “erkeğin karısına attığı kazık” gibi başlayan bir hikayenin sonucunda nasıl duygusallıklar ve düşünceli olma hali olduğunu görüyoruz.

Demek ki önyargılı olmak, olayın aslını bilmeden kişi hakkında atıp tutmak, kişilere bilip bilmeden bir yafta yapıştırmaya kalkmak ne denli kötü sonuçlar doğurabilir, bu hikayede görebiliyoruz.

Hayatımıza giren her kişinin kendi sınavımız olduğunu unutmadan, her kişinin hayatımıza kattığı rengi unutmadan değerlendirmeler yapabilmeliyiz. Unutmamalıyız ki, hayatta nedensiz bir şey yoktur.

Çok sevdiğim bir ağabeyim, bir dostumun güzel bir değerlendirmesi var. Der ki “İnsanlar ‘hakkını helal et’ diye geziyorlar. Ben hakkımı helal etmem kardeşim. Yani benim hakkımda kötü bir şeyler yaptıysan, söylediysen, ben hakkımı helal etmem. O zaman yapmasaydın, söylemeseydin.”

Bence de aynen durum böyle. Kimsenin hakkında kötü düşünme, kötü bir şeyler yapma ki, ‘hakkını helal et’ demek zorunda da kalma. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Erhan Dargeçit Arşivi