İl Hıfzıssıhha Kurulu ve İmam hatipler
İl Hıfzıssıhha Kurulu ve İmam hatipler
HAVANDA SU DÖVMEK
İl Hıfzıssıhha Kurulu(İHK) 98 sayılı kararını açıkladı. En son söyleyeceğimi başta söyleyeyim; kimse kusura bakmasın yine çözüme dönük reel bir şey göremedim. Tabii İçişleri Bakanlığı genelgesine göre bu kararların çıktığını biliyorum. Ayrıca da neden bu genelgelerin İçişleri Bakanlığından çıktığını aslında pandemi sürecinde Sağlık Bakanlığı’ndan çıkması gerektiği konusu da kafamı kurcalamıyor değil.
Her neyse, çıkan kararlara bakalım. “Meskenler hariç, kamuya açık alanlar, cedde, sokak, park, bahçe, piknik alanı, sahiller(-ki İl Hıfzıssıhha Kurulu Konya’da sahil olmadığını biliyordur diye düşünüyorum), toplu ulaşım araçları, iş yerleri, fabrikalarda maskesiz çıkmak yasaklandı.” İyi de zaten yasaktı. Daha önce de yasaklanmıştı.
Gelelim dolmuşlara, “iç hacim nedeniyle fiziki mesafe kurallarının uygulanamayacağı şehir içi toplu ulaşım araçlarında ayakta yolcu alınması yasaklandı”. İyi de bu da zaten mesafe şartı getirilen İHK kararında mecburen yasaklanmıştı. Çünkü dolmuşlarda mesafe kararını uygularsanız zaten ayakta yolcu alma şansınız olamazdı.
Diğer bir konu; bu konuya hiçbir anlam yükleyemediğimi de başta belirteyim. “Restoran, kafe, vb tüm yeme içme ya da eğlence yerlerinde saat 24.00’ten sonra müzik yasak.”
Bu konuda 24.00’ten önce yasak olmayan müzik 24.00’ten sonra neden yasak bir anlam veremiyorum. Müziği yasaklamanın pandemiye ne gibi bir katkısı olacak anlamıyorum. “Aslında Restoran ve kafeleri kapatacağız ama bunları destekleyecek paramız yok o nedenle bari müziklerini keselim” mi denilmek isteniyor? Anlamanın imkânı yok.
Şimdi Valilik, uygulamayı kaymakamlıklara bırakıyor. Kaymakamlarda zabıtaları ve polisi görevlendirecek. Zabıta ve polisin zaten rutin işlerini bile yapmaya neredeyse personeli yokken bir de bu görevlendirmeyi vereceksiniz. Ondan sonra Bakanlık pandemi ile ilgili elinden geleni yapmış olacak.
Bu arada bunları yazarken kimse bu kuralların yanlış olduğunu düşündüğümü falan sanmasın(Müzik yasağı konusu hariç). Maske, mesafe, hijyen konulu tüm kararların uygulanması, hatta çok daha katı uygulanması gerektiğine inanıyorum. Ama koskoca İl Hıfzıssıhha Kurulu (niye hıfzıssıhha diyoruz onu da anlamıyorum, İl genel sağlığı koruma kurulu da denilebilir) dönüp dolaşıp aldığı kararları bir daha aldığında bundan nasıl bir sonuç çıkaracağını merak ediyorum.
Artık bu konuda reel, gerçekçi bir şeyler yapmak lazım. Böyle “havanda su dövmekle” vatandaşların ölümünün önüne geçme ihtimali maalesef yoktur. Daha hangi testin doğru sonuç verdiğini bile öğrenemedik. Mesela adam kan testi yaptırıyor negatif; sonra MR çektiriyor pozitif olduğu anlaşılıyor. Başka bir örnek adam pozitif çıkıyor. Eline bir dünya ilaç veriyorlar. Günde 15-20 tane ilaç kullandırıyorlar. 2 gün sonra arıyorlar “ya sen pozitif değilmişsin yanlış bakmışız” diyorlar. Neyse ki gece 12.00’den sonra müzik çalmayacak da bu sorunlar çözülmüş olacak…
İHL’LER KUTSAL DEĞİLDİR
Geçtiğimiz gün TV’de bir programda Erol Mütercimler bir konuşması esnasında İmam Hatip Liseleri(İHL) ile ilgili saçma sapan bir yorum yaptı. Ki televizyonda yapılan tartışma programlarında zaten bu tür saçma sapan fikirleri, anlamsız konuşmaları, mantıkla bağdaşmayan teorileri duymadığınız bir gün olmaz. Vaktiniz varsa bol bol dinleyip, geleceğe bilgi depolayabilirsiniz. Yani “geçmişte ne adamlar vardı, mantık bile çalıştırmıyorlardı” diyebilmek için. Başka bir katkısını göreceğinizi falan düşünmüyorum işin doğrusu.
Her neyse, Erol Mütercimlerin İHL’lerle ilgili bu sözünden sonra herkes ayağa kalktı. Türkiye İmam Hatipliler Vakfı (TİMAV) haklı olarak çok güzel ve yerinde bir açıklama yaptı. Onun yapmasından daha doğal da bir durum yoktu aslında. Çünkü bu vakıf imam hatiplilerin bir nevi temsilcisidir.
Onun ardından bir baktım adını bile duymadığım vakıflar, STK’lar imam hatip okullarını savunmak adına birbiri ardına basın bildirisi göndermeye başladılar. Bu STK ve vakıfların hiçbirinde geçtiğimiz günlerde yaşanan ve tüm ülke olarak içimizi acıtan, şeyh kılığında bir sahtekarın taciz olayıyla ilgili en ufak bir kelimelerini duymamıştık. Onu geçtim, bu güya STK ve vakıfların pandemi sürecinde yaptıkları bir katkıya şahit olan var mı, bunu da merak ediyorum.
Erol Mütercimler’i tabii ki kınıyorum. Ama sadece imam hatip liseleriyle ilgili söylediği için değil; böyle bir sözü Türkiye’deki hiçbir lise için söyleyemeyeceği için kınıyorum.
İmam hatip liseleri, sanat okulları, meslek liseleri, tabiri caizse düz liseler, hangisi olursa olsun böyle bir cümleyi hak etmez. Bu söylediğim durum tüm okullar için geçerlidir. Bendeniz Konya Gazi Lisesi’nden mezunum. Herhangi birisi Gazi Lisesi ile ilgili de söylese aynı tepkiyi veririm. Çünkü bu liselerin hepsi statü olarak aynıdır. İmam hatiplere bir kutsallık vermeye çalışmak da Erol Mütercimler’in yaptığından farklı olmaz.
Dostlukla kalın.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.