Eğitim  konusu, AK Parti’nin belki de en başarısız olduğu konuların başında gelir. Bunu dillendirmeseler de AK Partililer de kabul ederler.

Genelde tek parti hükümetlerinin en çok istenilen yönü, sorunlara çözüm için karar vermede daha çabuk ve daha analitik davranabilmesi gösterilir. Ancak eğitim konusunda AK Parti Hükümeti 2002’den bu yana maalesef istenilen ve beklenilen atağı gerçekleştirememiştir.

Milli Eğitim Bakanları değiştirilmiş, her Milli Eğitim Bakanı yeni bir eğitim sistemi getirmeye kalkmış, meslek liseleri ile ilgili düzenlemeler yapılmış, yetmemiş neredeyse her okul imam hatip okullarına dönüştürülmüş vs. vs. vs. sonuçta maalesef eğitimde bir arpa boyu yol alınamamış.

Neredeyse her ile ve hatta ilçelere bile üniversiteler açılmış ve bu üniversitelere milyonlarca öğrenci alınmış ve de sonuçta dünya çapında üniversiteler denildiğinde bu üniversitelerden biri değil, ODTÜ gibi, İTÜ gibi, Boğaziçi gibi köklü üniversitelerle aşık atamaz durumda kalmışlar.

Dünyadaki belki de en iyi sistem olarak görünen ve yetiştirdiği subaylarla da bunu kanıtlayan Harp okulları da 15 Temmuz sürecinden sonra kapatılmış ve eğitimden uzak hale getirilmişti.

Eğitimin kısaca 14 yılda geldiği aşama sanırım bu şekilde özetlenebilir.

Yani 14 yıllık tek partili bir iktidar ve çözülemeyen kocaman bir eğitim sorunu… İşte sanırım bundan da ders çıkartan Hükümet tekrar Harp okullarını açarak eğitimde yeni bir yol izlemeye başlayacak. 2017’nin Şubat ayında açılması beklenilen Harp okullarının bundan sonra ki süreçte subay yetiştirmesine izin verilmiş olacak.

Kim bilir, belki Hükümet bundan sonra ki süreçte, üniversiteler arasında önemli yeri olan köklü üniversitelerdeki fark nedir, orada nasıl bir eğitim veriliyor da başarı geliyor bunu da incelemeye gerek duyar.

Orta öğretimde tüm okulları imam hatip okulu yapmanın eğitime katkısının ne olduğunu ve meslek lisesi denilince sadece imam hatip okullarının gelmediği birçok meslek lisesinin daha olduğu gibi konuları yeniden inceleyip araştırma gereksinimini de sanırım Hükümet duyacaktır.

Eğitim sisteminde çok daha vasıflı öğrenciler yetiştirdiğimiz zamanlardaki farklarla şimdiki yapılmayanlar da muhakkak değerlendirilmelidir.

Zaten bu ikisi arasındaki farkları görmek bile eğitim sistemimizin daha verimli olabileceği gerçeğini gün yüzüne çıkaracaktır. Harp okulları ile başlayan bu gelişme umarım diğer okulların da daha kaliteli eğitim almasıyla devam eder.