15 Temmuz hain askeri darbe girişiminin ardından yürütülen FETÖ terör örgütü mensuplarının gözaltına alınmaları devam etmektedir. Ülkemizin böünmez bütünlüğüne kast eden hainler teker teker belirlenip yüce Türk adaleti önünde hesabını vermektedir.

Ancak vatandaşın sorduğu ve bir çok dost meclisinde dile getirdiği bir konu var.Türkiye’nin en ücra köylerinden birisinde görev yapan öğretmeni, polisi, savcısı, hakimi ve sanayicisi FETÖ’cü diye görevinden alan yapı ne yazık ki iş siyasetçilere gelince bir anda duruyor, bu hangi vicdana sığar?” diye sitemde bulunuyorlar.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’de geçtiğimiz günlerde yaptığı bir grup toplantısında bu konuyu dile getirerek, “Zabıt katibine, garsona, sıvacıya, hizmetliye, ebe ve hemşireye kadar inen; ama hala siyaset ayağına değmeyen, üst mevkilere dokunmayan FETÖ'yle mücadelenin, bu gidişle inandırıcılığını kaybetmesi olağan ve mümkündür. Bu itibarla hukuk herkese eşit uygulanmalı, aynı ölçü ve dozajda etkisini göstermelidir" diyerek konunun önemini bir kez daha dile getirmiş durumdadır.

Özellikle  17 ve 25 Aralık’tan sonra hükümetlerin  o zamanki adıyla paralel yapı ile mücadelesi bellidir. O zamandan bu yana devam eden çalışmalar, son olarak 15  Temmuz hain askeri darbe girişimi ardından hareketlenmiş ve gözaltına almalar başlamıştır.

15 Temmuz öncesi FETÖ ile içli dışlı olan kim varsa tamamı zaten vatandaşlar tarafından bilinmektedir, Hükümetin İstihbarat birimleri tarafından bilindiği kadar vatandaşlar tarafından da FETÖ mensubu ya da sempatizanı olarak bilenen bir sürü “şaklaban” gözümüzün önünde dolaşıp dururken kamu kuruluşlarındaki yöneticilerin  FETÖ’cü olarak bildikleri ile ilgili gerekeni yapmak durumundadırlar.

Aynını siyasi partilerde yerine getirmelidir. Siyasi partilerin içerisinde hiç mi Hain FETÖ terör örgütü yanlıları yok? Ya da bylook kullanan siyasetçi mi yok? Kasabı, manavı ve diğer meslek guruplarına mensup insanlar gözaltına alınırken FETÖ yanlısı veya sempazitanı  siyasetçiler  neden göz altına alınmıyor?